SON 1
Bölüm 24: Hayat Ağacı Efsanesi
Yiğit tekrar başını eğdi. Ailesi olsun istiyordu. İkizleri de çok seviyordu ama bu yeterli bir sebep miydi? Sadece çocuklar değil, gerçekten sevildiğini hissetmek de istiyordu. Yalnızca bir kadının verebileceği o sıcaklığı ve Buse'nin hassas kalbini de istiyordu. Günlerdir onu huzursuz etse de gerçek ani bir farkındalık yahut Kağan'ın yıldırımlarından biriymişçesine düşmüştü beynine.
"Tılsımı verebilir miyim, bilmiyorum. Kendin dedin, Koral da Batı da neler yaşadı yaşamaya devam da ediyorlar. Bu evdeki kadınların yaşadıklarını gördükçe Buse'yi bunun içine çekmek istiyor muyum ona da emin olamıyorum ya. Bahar, ağabeyimin ona kıyamamasına rağmen solup gidiyor. Leyla desen... Çok mu bencilce olur onları istemem?"
"Bencillik mi?" Kağan başını sağa sola sallayıp kafasını geri attı. "Bencil biri bu kadar etraflıca düşünmezdi." Atik bir şekilde ayaklanıp Yiğit'in yanına geçti. "Telefon konuşmasını dinlemişsindir." En azından Batı herkesin dikkatini çekmeye başladıktan sonra dinlemeye başlamışlardı. "Yakında gitmemiz gerekecek. Serpil Hanım'a hala güvenmiyorum ama Evre'nin annesi. Onu korumak için İskender'e giden birinden bahsediyoruz. Biz giderken Buse'yi ikizleri gerinde bırakamazsın, Acem daha yeni söyledi. Zafer'in neden Buse ile ilgilendiğini bilmeden olmaz." Elini kaldırıp hafifçe Yiğit'in omzuna vurdu. "Bizimle gelmeleri gerekecek. O zaman Buse'yi daha fazla oyalayamayacaksın. Buraya getirdiğinde söylediğin gibi peşinde olan mafyatik tip masalını daha fazla yiyeceğini sanmam. Kızlarıyla deniz aşırı yolculuk etmesi için elinin daha sağlam olması gerek."
"Ya bu sefer ardına bakmadan kaçarsa?"
Kağan omuz silkti. "Leyla nasıl Tezer'i kabul etti? O yanan evden bir kurdun sırtında çıktığında korkudan ardına bakmadan koşup kaçabilirdi. Sence neden Yiğit? Leyla yıllardır bizimle yaşıyor, Tezer'le birlikte."
"O farklı. Onların hepsi farklı."
"Öyle miymiş? Ben hepsi bir diğerine aşık sanıyordum. Aralarında bazıları kendi hayatlarını... Ortaya koyacak kadar aşık hem de. Bu kadar aptal olamazsın Yiğit. Burçak'ın bizden ödü kopuyor, Kamer'in hamileliğini az çok biliyoruz. İkisi de gözünü kırpmadan sevdikleri için kendilerini öne attı. Bunu gören gözlerin keşke eskiden beri Buse'nin sana olan bakışlarını da görebilseydi."
Kağan kendini tekrar yerdeki büyük minderlerden birine bıraktı ve kuzenine bir düşünme alanı bıraktı. Yiğit yavaş yavaş adımlarını dışarı yönlendirirken onların seslerini takip etti. Hakan'ın odasının önüne vardığında ise durdu. Yaşadığı ikilemin dayanılmaz med-ceziri ile geriledi. Tam o sırada Hakan kapıyı açtı ve başıyla içeri geçmesini söyledi. Yiğit'in gözleri ikizleri buldu. Minik ellerini çenelerinin altına koyup yüz üstü uzandıkları yatakta etrafa parlak gülücükler saçan minik Barlas'ı izleyen ikizlerin keyfine diyecek yoktu.
Yiğit çenesini sıvazlarken "İkizlere bakmaya geldim." dedi tereddütlü sesi. "Asu pansuman yapacaktı."
Hakan içerideki koltuklardan birini eliyle gösterdi ve Yiğit'e oturmasını istedi. "Yaptı yaptı. Kıyameti kopardılar. Onları durdurana kadar akla karayı zor seçtik." Yiğit anladığını belirten bir işaret yaptı. "Neyse ki oğlum fazla yakışıklı. İkizler dakikalardır gözlerini ondan alamıyor, bana çekmiş aslanım."
Yiğit ufak bir kahkaha atıp geri yaslandı. "Sen iflah olmazsın Hakan. Sen iflah olmazsın."
Hakan kollarını oturduğu tekli koltuğun kolçaklarına yasladı. "Sen neler yaptın bakalım? Somurtmana alışığız da bu halin senin için bile fazla." Eliyle üstünü başını gösteriyordu. "Aslında," Yiğit tek elini başına kaldırıp iyiden iyiye uzayan saçlarını karıştırdı. "Buse buradadır diye geldim. Benim... Onunla konuşmam gerek." Hakan'ın yüzüne geniş bir gülüş otururken ellerini keyifle birbirine sürttü. "Hadi sonunda! Asu ile kahve içmeye indiler aşağıya. Sen üst kattaki salona çık, ben onu gönderirim." Hakan hemen ayaklanırken Yiğit onu durdurdu. "Sonunda?" Yani Buse'yi istediğini bu kadar mı çok belli etmişti? Kendisi bile farkına varmamıştı üstelik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 2 // TERAZİ (TAMAMLANDI)
Fantasíaİstediği tek şey birilerinin onu koşulsuz şartsız sevmesiydi. Yeterince sevgiyle büyümeyen herkesin derinlerde bir yerde istediği şey bu değil midir zaten? Birine gönlünü kaptırmak, sırtını ona yaslamak, şefkatle kucaklanmak... Bir gün gözlerini açt...