Bölüm 7: Empati
Altın renkli gözleri kırmızının en parlak en tutkulu tonuna bulanan iki kurt birbirlerine tehditkar hırlamalarını gönderirken bu duruma alışkın olmayan Burçak Güven korku ve endişeyle birlikte gerilemeye başladı.
Burçak, kendi öz kardeşinden sevdiği adama kadar, onların aslında insan olmadıklarını doğaüstü canlılar olduklarını biliyordu. Ancak bilmekle yaşamak, tecrübe etmek farklı şeylerdi. Burçak Güven korkuyu hücrelerine kadar hissediyordu. Bilinmeyenin kesif korkusunu... Bunda daha önce önünde bir ya da iki defa değişim geçirilmesinden kaynaklanan bir deneyimsizlik vardı. Aynı zamanda eski, kötü, uğursuz bir hatıranın dokunuşları...
Elleri gayri-ihtiyari karın boşluğunun sol tarafına giderken zihni yıllar öncesine dalmış ve sevdiği adamın diş izlerinin halen daha teninde kazılı olduğu o yeri bulmuştu. Kaç yıl olmuştu? Beş mi? Belki daha fazlası...
Henüz taze bir kurt olan Burak, dönüşüm ve kurt yanını kontrol etmede o zamanlar zorluk yaşıyordu. Üstelik araştırmayı ve yeni şeyler okuyarak kendini geliştirmeyi seven bir psikoloji bölümü öğrencisi olarak bildiklerini ve öğrendiklerini kendi üstünde uygulaması kontrolünü en hızlı kazananlardan biri olmasını sağlamıştı. Ancak ne zaman Burçak ile yakınlaşsalar hakimiyetini kurduğu kurdu zincirlerini kopararak yüzeye yaklaşıyordu. Burçak o güne kadar hemen hemen tüm nöbetlerden kıl payı kurtulsa da o dişlerin etine geçmesinden kurtulamamıştı. Burak, ondaki bu kötü anıdan ötürü kendini bir süre affedememiş ve sürüdeki kimse bir daha Burçak'ın görüş alanında, yakınında yöresinde dönüşüm pratiği yapmamıştı.
Şimdi, yıllar sonra aynı kabus gözlerinin önünde gerçekleşirken Burçak donuk bir şekilde yalnızca önündeki iki kurda bakıyor, başka hiçbir şey yapamıyordu. Nabzı korkuyla hızlanırken yumruklarını sıktı, tırnaklarının etini kesmesini duyumsamadı bile!
Kurtların sayısı arttı.
Önünde birbirine tehditkar hırlamalarını savuran ve gözlerini kan bürüyen gri ve siyah kurda birer tane beyaz ve siyah kurt ile birlikte iki kızıl kurt daha eklendi. Gelenler Hürkan, Hakan, Kağan ve Tezer'den başkası değildi.
Her ne kadar kontrolden çıkmanın eşiğinde olsalar da -ki bu durum Pençe için bir miktar gerçek olabilirdi- içgüdüleriyle yönetilen kurtları kendilerine emir veren alfalarına boyun eğdi. Batı'nın pamuk ipliğine bağlı olan sinir sistemi yüzünden Hürkan ve Tezer, ona eşlik ederek evden uzaklaştırdıklarında kendilerine gerek kalmayan Hakan ve Kağan da içeri girmişlerdi. Özellikle Hakan Kılıç, kız kardeşinin şu anki durumunu merak ediyor, o ve yeğeni için endişeleniyorken hiçbir şey yapamamanın etkisizliğiyle koltuklardan birine çöktü.
Burak sakinleşmeye çalışıp odaklandığında kısalıp gevşeyen kaslarını, sızlayan kemiklerini tek tek çıkıp tekrar yerine geliyormuş gibi hissettiren eklemlerinin neden olduğu ve artık aşina gelen acılı süreci atlatıp insan formuna kavuştuğunda hızlı ve öfkeli dönüşümünden dolayı yarı çıplak bir haldeydi. Bunu önemsemedi.
Azıcık ilerisinde korkudan hala titreyen sevgilisi gözüne iliştiğinde çekingen adımlarını Burçak'a ilerletti. Kızın transa girmiş gibi olan görüntüsü onu endişelendirirken ses tonunu stabil ve güven verici bir tonda tuttu. Zaten harika bas bir sese sahip olduğundan bu zor olmamıştı. "Sevgilim?"
Az evvel yaşadıklarını, çektikleri acıları, dahası kız kardeşinin adını öyle alelade ortaya koymasına kızıp incinse de Burçak'ın şu an ki hali hepsini silip götürüyordu. Burçak Güven, anne ve babasının ölümünden sonra ona yeni bir umut veren ve bir kadını sevmeyi öğreten kişiydi. Sevdiği kadındı ve ona Berin gibi harika bir evlat vermişti. Üstelik bu uğurda bilmediği ve asla bilemeyeceği acılar çekerek başarmıştı bunu. Burçak hiçbir şekilde yaşadıklarını onunla -hiç kimseyle!- paylaşmamış ve Burak hiçbir şekilde kızın zihnine girmeyi başaramamıştı. Bu durum tuhaftı, çünkü geçmişte Burçak'ın zihnine girmekle ilgili en ufak bir problem bile yaşadığını hatırlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 2 // TERAZİ (TAMAMLANDI)
Fantastikİstediği tek şey birilerinin onu koşulsuz şartsız sevmesiydi. Yeterince sevgiyle büyümeyen herkesin derinlerde bir yerde istediği şey bu değil midir zaten? Birine gönlünü kaptırmak, sırtını ona yaslamak, şefkatle kucaklanmak... Bir gün gözlerini açt...