Multimedia: Ceyhun KESKİN, nam-ı diğer ÇAKIR
Bölüm 11: Güçlü Değilim
Kara keskin gözleri, gecenin zifiri karanlığında gündüz gördüğünden çok daha net bir görüşe sahipken bakışlarını olabildiğince yan koltuğunda sızıp kalan kadından uzak tutmaya çalışıyordu. Arada bir dikiz aynasından arka koltukta mışıl mışıl uyuyan iki miniğe göz atıyor ve tüm duyularını en üst düzeye çıkarıp olası bir saldırıya karşın tetikte duruyordu. Telefonunun yanıp sönen ekranını gördüğünde titreşime izin vermeden ona uzanıp aramayı yanıtladı. "Çakır?"
"Ağabey, geç kalınca merak ettik sizi. Her şey yolunda mı?"
Kırk dakikadır genç adamın yapmaktan kaçındığı şeyin gerçekleşmesi için tek bir dürtme yetmişti işte. Koyu renk gözleri gayri-ihtiyari yan koltuğunda uyuyan kadına döndü. Başı hafifçe yana dönmüş ve kendi izlerini taşıyan beyaz boynunu açığa çıkarmıştı. Bereli dolgun dudakları aralık ve halen kıpkırmızıydı. Kadının titrediğini fark ettiğinde saçlarını tam kurutmadığı için kendine sövüp kaloriferin derecesini biraz daha yükseltti. "Yolunda oğlum, yolunda. Orman yolunu kullanıyorum, yol biraz daha sürecek gibi. Siz odaları hazırladınız mı?"
"Bahar Abla, Berin için hazırladığımız odaya iki yatak daha taşıttı ikizler için." Ceyhun, bir miktar duraksasa da çekinecek bir şey bulamadığı için devam etti. "Avukat Hanım da senin odanda kalır diye düşündüler."
Genç adam sıkıntılı bir ifadeyle nefes verdiğinde Çakır'ın bunu algılaması çok sürmedi. "Eğer istersen..."
"Yok yok!" dedi hemen. "Benim odanın sıcaklığını artırsana." diye ekledi, Buse'nin kendi odasında kalacağını zihnen kabul ettiğinde. Çünkü genç adam üst düzeyde çalışan metabolizması, buzun üzerindeki gücü ve bazı kurtsal yetilerinden dolayı sıcaklıktan hiç haz etmezdi. Bu nedenle de odası neredeyse koca evdeki en soğuk yerlerden biriydi. Şimdi o düşman kesildiği sıcaklığı istemesinin sebebiyse yine kendi hatasındandı. "Boşta kalan odalardan birini de benim için hazırlayın, Berin'in odasına da benim odama da yakın olsun."
Ceyhun'un onayını aldıktan sonra aramayı sonlandırdığında başını koltuğa yasladı. Yola odaklanmaya çalışsa da zihninde çıkan düşünce muharebesinden yakasını kurtaramadı. Bir yanı dehşet içindeydi. Her şeyden önce nasıl yapabilmişti? Buse, istediği gibi el sürebileceği alelade bir kadın değildi! Ailesini tanıyıp bildiği, lise arkadaşı, daha da önemlisi... Evli olmadığını söylemiş olsa da bir ilişkisi olup olmadığını söylememişti. Bir yanı, eskiden kalma olan tarafı, ona Buse'nin hali hazırda biriyle birlikteyken onunla da olabilecek bir kadın olmadığını söyledi. Diğer yanı, daha güvensiz olan kısmı, ise önüne Simge'yi koydu. Önce onunla birlikte olup ardından Koral ile flört(!) eden kadını. Sonrasında tekrar Yiğit'e gelmemiş miydi o? Buse'nin ne farkı vardı ki? Kızları, kendisini babaları sanmıştı. Durduk yere hiçbir çocuk böyle bir iddiada bulunmazdı. Öte yandan etrafındaki insanlar onu evli biliyordu. Ama dediğine göre değildi de. Hiç olmamıştı!
Kadının daha birkaç saat öncesine kadar kendi kulaklarına dolan ihtirasla harmanlanmış tiz çığlıklarını anımsadığında direksiyonu kavrayan parmakları gerildi. Boğumları beyazlaşırken gaza biraz daha yüklendi. Bu yolculuk bir an önce bitse iyi olacaktı.
Geldiği kadar daha yol kat ettiğinde ileride ışıkları yanan evi görmesiyle derin bir soluk verdi. Biraz sesli olmuş olacaktı ki kadın kıpırdandı. Uyku mahmuru gözleriyle etrafına bakmaya çalışırken Yiğit tepkisiz kalmak için gücünün son damlasına kadar direndi. "Kızlarım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 2 // TERAZİ (TAMAMLANDI)
Fantasyİstediği tek şey birilerinin onu koşulsuz şartsız sevmesiydi. Yeterince sevgiyle büyümeyen herkesin derinlerde bir yerde istediği şey bu değil midir zaten? Birine gönlünü kaptırmak, sırtını ona yaslamak, şefkatle kucaklanmak... Bir gün gözlerini açt...