Bölüm 28

29 10 0
                                    

İçeri daldığını fark edince hızla kapıyı kapatıp peşinden koştum.

— Sen ne yapıyorsun? Böyle eve dalamazsın!

— Hikmet ağabeyin geleceğimden haberi vardı, deyip beni süzdü gözleriyle.

— Sen de kimsin? Ne işin var burada?

— Ben... Hikmet amcamın yeğeniyim.

Dalga geçer gibi güldü. Sonra benim ciddi durduğumu görüp ciddileşti.

— S-sen, ciddi misin?

Kafamı salladım aşağı yukarı. Şaşkınca baktı bir süre.

Saate baktığımda paniğe kapıldım. 58 dakika önce mesaj atmıştım. Fark ettirmemek için mutfağa giderken telefonumu aldım. Esra'dan mesaj geldiğini görmemle hemen açtım.

"Ada, her şey yolunda mı?"

Telaşla iyi olduğuma dair mesaj yazdım. Sonra içeriye tekrar geçtim.

Stresle ayağını sallayıp duruyordu. Amcam nerede kalmıştı? Yarım saat olmadan geceleğini söylemişti oysaki.

— Amcamla ne için konuşacaksın, diye söze girdim.

— Ailevi bir mesele, deyip geçiştirdi.

Kaşlarımı çattım.

— Sen amcamla akraba mısın, dedim şaşkınca.

— Hayır, sadece çok yakınız.

Yüzüne baktım. Ne demek istemişti acaba?

— Nasıl yani, dedim sessizce.

— Uzun hikaye, boşver.

İçeride konuşmadan oturduğumuz süre boyunca tedirgindim. Belki de yalan söylüyordu. Saate baktığımda yarım saat daha geçtiğini gördüm. Sıkıntıyla nefes verip ayağa kalktım.

— Ben gideyim artık. Zaten amcam da gelmeyecek galiba, diyerek kapıya yöneldim.

— Dur bir dakika, dedi yanıma gelerek.

Ona döndüm şaşkınlıkla.

— Hiçbir yere gidemezsin, dediğinde gülerek baktım ona.

Ciddi olduğunu görmemle yüz ifadem değişti.

— Ne demek istiyorsun sen, dedim anlam veremeyerek.

— Senin kim olduğunu bilmiyorum. Belki kötü birisin, belki de hırsızsın. Hikmet ağabey gelmeden dışarı çıkamazsın.

Yüzüne alayla baktım, gözlerimi büyüttüm.

— Şaka yapıyorsun değil mi? Amcam dedim. Hem zaten ne çalacağım buradan? Baksana cebime para falan koymuş muyum sence, dedim sinirle.

— Ben onu bunu bilmem. Çıkamazsın, diyerek kapıyı kitleyip anahtarı cebine attığında dehşetle baktım ona.

— Sen ne yaptığını sanıyorsun ya? Bırak gideceğim ben, diye sesimi yükselttim.

Oysa oldukça sakin bir şekilde cevap veriyordu.

— Amcan olduğunu kanıtlayabilir misin, dedi şüpheli bakışlarla.

— Tabii, dedim elime telefonu alarak.

— Ne yapacaksın, diyerek yanıma geldi.

— Amcamı arıyorum, dediğimde telefonumu elimden aldı.

Şaşkınlıkla kendisine baktığımda delirmemek için elimden geleni yapıyordum.

— Hiç öyle bakma, Hikmet amcayı aradığını nereden bileyim? Bu arada üzgünüm, telefonun bende kalacak.

Keskin BıçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin