01

4.4K 168 291
                                    

 -Buraya başlama tarihini yazarsanız beni çok mutlu edersiniz. İleride bu kurgum bittiğinde dönüp bakarsak hepimiz attığımız tarihe bakıp gülümseriz. Ben bu bölümü yazdığım tarihi atıyorum.
                                                   ~19.11.20

  "Bak çok dikkat etmelisin Sarah" diyen anneanneme bakıp gülümsedim. Evden ayrılacağım ve yeni bir hayat yaşayacağım gerçeği onu fazlaca endişelendiriyordu.

  Haklıydı da başına buyruk hareketler yapan bir kızdım. Nereye gitsem orada illâ ki bir hareketlilik olurdu başkalarının değimiyle yürüyen bir felakettim ama gitmekte de ısrarcıydım. Burada kalırsam günler önce beni aldatan eski sevgilimle yaşadığım tüm anılar aklıma gelirdi ve ben bu dönemde bunu kaldıramazdım.

   "Merak etme anneanne birkaç gün babaannemin miras bıraktığı malikaneyle ilgileneceğim. Oraya alıcı çıkmış. Bakalım, eğer satabilirsem kendime büyük bir villa alacağım, seni de yanıma alacağım hiç merak etme." Kıkırdayarak kollarını bedenime doladığında bende karşılık verdim. 

  Sonunda ağzına kadar dolan bavulumu kapatmayı başardığımda hepsini teker teker dışarı taşıdım. Bu süreçte anneannemde mutfakta bir şeyler hazırlamış küçük bir çantaya doldurarak yanıma gelmişti.

  "Beni sıkça ara tamam mı? Eğer senden haber alamazsam basarım orayı." Kahkaha atarak onu onayladım. Elindeki çantayı da aldığımda gelen taksiyle artık gitmem gerektiğini anlamıştım.

  Son kez ona sımsıkı sarıldım. Gözlerinin dolduğunu gördüğümde dudaklarımı büzerek iki yanağına da kocaman bir öpücük kondurdum.

  "Büyükbabanı ve Mari'yi de bekleseydin." Kafamı hızla iki yana salladığımda yüzümü buruşturdum.

  "Onlar benden lütfen uzak dursun. Kusura bakma anneanne o senin kocan olabilir ama asla benim büyükbabam değil. Mari'de kuzenim değil olmayacakta." Bu halime alıştığından sadece kafasıyla onaylamakla yetinmişti.

  Gülümseyerek son kez el sallayıp beni bekleyen arabaya bindim. Taksici de çoktan bavulları bagaja yerleştirmişti.

                         ...

  Uzun bir yolculuğun sonunda kendimi yine aynı yerde; çocukluğumda bulmuştum.

   Bavullar elimde öylece kapı girişine bakıyordum. Belki de içeri girmeye cesaret edemiyordum. Yıllar önce terkettiğim bu malikaneye uzun süre sonra tekrar gelmek çok garip hissettirmişti.

  "Unnie! Bu sen misin!?" Arkamdan gelen şiddetli sesle irkilip başımı çevirdim.

  "Sensin gerçekten! Sonunda gerçekten geldin!" Sarımsı saçları, çiçek desenli pembe elbisesiyle bir hayli tatlı görünen kız bana doğru koşup beklemdiğim bir anda bedenimi kolları arasına aldığında gözlerimi kocaman açtım.

   "Yeji ben. Küçükken karşı malikanenin camlarını beraber indirdiğin suç ortağın Yeji." Kısa bir aydınlanma geçirdiğimde dudaklarım istemsizce iki yana gerilmişti.

   Kollarını çekip ellerimi tuttuğunda gözlerime bakmaya başladı. Onu tanıyıp tanımadığımı merak ediyor olmalıydı.

   "Ama bahçedeki elfleri çalamamıştık." Rahat bir nefes verip kıkırdadı.

   "Oturalım mı biraz? Seni çok özledim." Samimi isteğine karşı yalnızca gülümseyerek kafamla onaylamıştım.

  Elimdeki bavulları içeriye koyacağıma dair bir şeyler söyledikten sonra malikanenin büyük demir kapısını açtım. Elimde oluşan tozu umursamayarak içeri girdiğimde etraftaki heykelleri inceleyerek yoluma devam ettim.

Vampire Mansion▪[BTS]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin