Genç kız neler söylemişti öyle? Resmen birini öldürmekten bahsediyordu. Ama yok böyle bir şey olamazdı. Bu imkansız gibi bir şeydi. Mert'in tanıdığı Bahar durum ne olursa olsun asla böyle bir şey yapabilecek biri değildi. Hem öyle bile olsa Bahar'ın izini hemen bulmazlar mıydı? Sonuçta günlerce bir hastanede kalmıştı. Bir cinayet işlemiş olsa polis çoktan ona ulaşmanın bir yolunu bulurdu.
Mert'in kafası allak bullak olmuştu. Belki de Bahar adamı sadece bayıltmıştı ve korkup kaçarken de bu kazayı yapmıştı. Ama kendisi bu işin neresindeydi onu bir türlü çözemiyordu. Öyle bir anda yapılacak onca şey varken ya da güvenip gidebileceği bir sürü tanıdığı varken Bahar neden onca insan içinde Mert'i seçmişti ki?
Mert ağlarken omzunda uyuyakalan Bahar'ı yavaşça koltuğa yatırdıktan sonra üşümesin diye de odasından pike almaya gitmişti. Durum düşündüğünden daha da karmaşıktı sanki. Ona evine gidip seni tanıyan kişilere ulaşmaya çalışırız demişti ama hâl böyleyse durum açıklığa kavuşana kadar Bahar ortalarda gözükmese daha iyi olurdu. Belki de Mert'in bunu tek başına yapması daha doğru olacaktı.
Salona geri dönen Mert elindeki pikenin kat yerlerini açtıktan sonra Bahar'ı uyandırmamaya özen göstererek üzerine örtüp karşısındaki koltuğa geçmişti. Gözlerini bir an olsun Bahar'ın üzerinden çekemiyordu. Aklındaki soru işaretlerine makul cevaplar ararken de bir süre sonra ister istemez dalıp gitmişti. Aslında o da uyuyup kafasını toplasa iyi ederdi çünkü doğru düşünebilmesi için biraz dinlenmesi gerekiyordu.
•●●ERTESİ GÜN·٠•●●•٠·˙
Sabah olmuştu ama ev o kadar sessizdi ki insanın yataktan kalkası gelmiyordu. Bahar da saatin tik tak tik tak sesleri sebebiyle gözlerini ister istemez aralamak zorunda kalmıştı. Çok da yorgun hissediyordu. Sanki bütün kemikleri sızlıyor gibiydi.
Yattığı yerden kalkmadan etrafa bakınırken sehpanın üzerine bırakılmış bir not olduğunu fark etmişti. Aklına gelen ilk şey de Mert'in oraya ekmek almaya gidiyorum birazdan dönerim yazmış olabileceğiydi. Üzerindeki pikeyi çekerek kalktıktan sonra boynunu ovalaya ovalaya uzanıp kağıdı eline aldı. Mert sabah erkenden çıkmış ve Bahar'a da bu notu yazarak evinin bulunduğu yere gidip neler olduğunu kontrol edeceğini yazmıştı.
Bahar kağıdı okumasına rağmen kenara bırakmıyor Mert'in el yazısını inceleyip duruyordu. Bazı harfleri yazış şekli farklı görünüyordu. Karakteristik bir el yazısı olduğu açıktı. Aynı yüzü gibi. Bu kadar küçük şeyler neden ona tanıdık geliyordu bunu da aklı almıyordu. Alt tarafı bir el yazısı işte.
O sırada kapı telefonunun sesi duyulmuştu. Tedirgin hislerle sese doğru dönüp ne yapması gerektiğini bilemeden bakarken bir süre sonra kapı telefonunun ısrarına dayanamayıp ağır adımlarla yanına doğru gitmeye başlamıştı. İçinden yetişemeden kapansa keşke diye geçirirken de telefonun sesi kesilmişti. Başka bir şey istese olacaktı demek ki. İnşallah evde kimse yok diye gelen kişiyi geri göndermişlerdir çünkü kendisine ait olmayan bir eve kimi davet edip kimi etmeyeceğini doğal olarak bilemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın Bahardı (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceBahar geçirdiği kazanın ardından gözlerini bir hastane odasında açmıştı. Ancak onu kötü bir sürpriz bekliyordu. Genç kız maalesef ki orada olma sebebini de hayatıyla alakalı diğer detayları da hatırlayamıyordu. Üzerinden de ne bir kimlik ne de bir t...