Bahar yattığı yerde bir o yana bir bu yana dönüp duruyor bir türlü uykuya dalamıyordu. Ara sıra Mert'in telefonunu da çaldırıyordu ama ona hâlâ ulaşamıyor haliyle bu da endişelenmesine neden oluyordu. İşin kötüsü Simay'ın numarasını kaybettiği için ağabeyinin nerede olduğunu ona da soramıyordu. Mert'ten haber alamıyor olmak canını gerçekten çok sıkmıştı. Bahar'ın ondan ayrı geçen ilk günlerinde Mert telefonunu kapalı tutup böylesine ulaşılmaz olmazdı. Yapmazdı bunu...
Komodinin üzerinden aldığı mavi göz detaylı taşa bakarken cevap alamayacağını bile bile "Neredesin Mert?" diyordu merakla. Aklına da sürekli olumsuz şeyler gelmeye başlamıştı. Ya eve dönüş yolunda başına bir şey geldiyse? Belki de aynı kendisi gibi o da kaza yaptı ve şu an birileri gelse de yardım etse diye bekliyordu. Olabilir miydi bu? Ama yok... Ne olur böyle bir şey yaşanmamış olsun.
Bu kötü olasılık kalbini sıkıştırmış yattığı yerden de hızla doğrulmasına neden olmuştu. Mert'in sesini duymadan ya da onu görmeden kalbindeki sıkışma geçeceğe de benzemiyordu. Yatakta aniden doğrulunca tuttuğu taş elinden kayıp düşmüş ve yerde yuvarlandıktan sonra pencerenin önünde durmuştu. Bunu kötü bir işaret olarak mı algılamalıydı acaba? Hani düşürdüğün bardak binbir parçaya ayrılır ve sen de aynı anda sevdiğin birine bir şey olduğunu hissedersin... Onun gibi bir şey yani.
Bahar gözleri taşın üzerinde olarak yataktan kalkıp yanına doğru gittikten sonra onu yerden almış ve pencereye doğru yaklaşmıştı. Niyeti biraz hava alıp iyi hissetmeye çalışmaktı ve bunda da başarılı olmuştu çünkü başını pencereden çıkardığı anda karşı kaldırıma oturmuş olan Mert'i görmüştü. Bahar onun için endişelenirken meğerse o zaten yanı başındaymış. İyi de bu saatte tek başına ne yapıyordu ki orada? Gelseydi ya yukarıya.
Onu görür görmez yüzünde kocaman bir gülümseme beliren Bahar geri çekildiği gibi eline bir hırka alıp apar topar odasından çıktı. Anne ve babası uyanmasın diye sessiz olmaya çalışarak anahtarı aldıktan sonra ayakkabısını da giyip evden usulca çıktı. Merdivenleri öyle bir hızla inmişti ki saniyeler içinde kendisini apartmanın demir kapısını açarken bulmuştu.
O anlarda Mert'in kafası da aldığı alkolün etkisiyle epey bir bulanmış gibiydi. Buraya kadar bir şekilde gelebilmişti ama daha yolun ortasında neden geldiğini unutmuştu bile. Dakikalardır da başını ellerinin arasına almış gözleri kapalı bir halde kaldırımda oturuyordu. Ona burada neden bulunduğunu hatırlatacak bir işaret lazımdı ve o işarette yanına ulaşmak üzereydi.
Bahar sokağa araba gelip gelmediğine baktıktan sonra hızla karşıya geçmiş ve Mert'in yanına gelir gelmez de "Seni çok merak ettim Mert neden telefonunu açmadın?" diye sorup yanına oturmuştu. Onun sesini duyup gözlerini aralayan Mert ise Bahar'ın yanında olduğunu henüz idrak edememiş gibi başını kaldırıp evlerinin penceresine bakmıştı.
Bakıyordu da doğru pencereyi de bir türlü denk getiremiyordu. Bunda çift görüyor olmasının etkisi büyük olmalıydı. Kısık kısık baktığı gözleriyle de o kadar tatlı görünüyordu ki bu halleri onu izleyen Bahar'ı gülümsetiyordu.
Elini ona doğru uzatan Bahar gözleri ışıldayarak "Mert ben buradayım" dedikten sonra Mert'in elini ve sesini takip ederek kendisine bakmasıyla da "Sen iyi misin?" diye sordu. Burnuna ulaşan alkol kokusu onun iyi ama hafiften çakırkeyif olduğunu belli ediyordu aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın Bahardı (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceBahar geçirdiği kazanın ardından gözlerini bir hastane odasında açmıştı. Ancak onu kötü bir sürpriz bekliyordu. Genç kız maalesef ki orada olma sebebini de hayatıyla alakalı diğer detayları da hatırlayamıyordu. Üzerinden de ne bir kimlik ne de bir t...