Mert olanı biteni olabildiğince telaşa mahal vermeden Doğan Bey'e ve Reyhan Hanım'a anlatmıştı. Tabii Reyhan Hanım'ın bir anne olarak endişelenip bunu da belli etmemesi mümkün değildi. Kadıncağız kızının yaptığı kazaya mı üzülsün yoksa yanında olamadıkları yetmiyormuş gibi hafızası konusunda yaşadığı soruna mı kahrolsun bilememişti. En kötüsü de bunca yıllık kızlarının kendilerini yani anne ve babasını bile hatırlayamıyor olmasıydı herhalde.
Reyhan Hanım kızının yaşadıklarını gözleri dolarak dinleyip bir yandan da "Artık hep yanınızdayım üzülme ne olur" diyen Bahar'ı göğsüne yatırarak saçlarını okşuyordu. Doğan Bey ise Mert'in anlattıklarından sonra hiç düşünmeden hemen bir aile dostunu arayıp onun vasıtasıyla doktor arayışına girmişti. Kızının bu durumuna çare olacak birileri illaki olmalıydı.
Konu üzerine konuşulup çareler üretilmeye devam ederken saatte epey ilerlemişti. Açıkçası Mert artık gitmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu yüzden de Bahar'a bir şeyler söylemek istercesine bakıp onun dikkatini çektikten sonra oturduğu yerden kalkarak mutfağa gitti. Bahar arkasından gelmesini istediğini anlamış olacak ki onun ardından su alacağını söyleyip annesinin yanından kalktı ve koridora çıkıp mutfağın önüne geldi.
Mert onun gelmesini beklerken tezgaha dayanmıştı ve biraz da keyifsiz gibiydi. Nasıl olmasın ki? Birazdan Bahar'ı ailesinin yanında bırakıp bu evden çıkacaktı. Bunu yaptığı takdirde de sanki Bahar'ı tamamen kaybedecekmiş gibi hissediyordu ama onun yanında kalacak ya da onun da kendisiyle birlikte gelmesine neden olabilecek bir bahanesi de yoktu. Sonuçta Bahar'ın yanında annesi babası ve kabul etseler de etmeseler de nişanlısı vardı. Bu aile fotoğrafının dışında kalan da tek kişi vardı. O kişi de Mert'ti maalesef.
Bahar kısacık bir an kapı ucundan onu izleyip sonra da buruk bir ses tonuyla "Mert" diye seslenerek içeriye girmişti. Onun sesiyle birlikte tezgaha dayanmayı bırakan Mert'te bakışlarını Bahar'a çevirdiğinde keyifsiz oluşunu gizlemeye çalışıp "Aileni sevdim. Harika insanlara benziyorlar" diyerek gülümsedi. Bu konuşmanın sonunun nereye varacağını ikisi de çok iyi biliyordu ve bu da ortamda hüzünlü bir hava oluşmasına neden oluyordu.
Mert'in sözünden sonra Bahar ağır adımlarla ona doğru yaklaşıp "Ben de çok sevdim ve kendimi onların yanında güvende hissettim" dedikten sonra bakışlarını Mert'ten kaçırarak sözüne devam edip "Bana aynı senin yanına geldiğimdeki gibi hissettirdiler" dedi. Bu dediği Mert'i hem mutlu etmiş hem de ister istemez biraz üzmüştü.
Üzmüştü çünkü Bahar'ın burada kendisini güvende hissediyor olması demek onsuz geri dönecek olması demekti. Gerçi Mert daha ailesinin nasıl insanlar olduğunu gördüğü anda bunu anlamıştı ama yine de olmayacak bir umuda bile sarılmak istiyordu insan.
Bahar bir şey söylemesini beklerken Mert'te olayı dramatize etmeden "Böyle hissetmene sevindim. Seni burada ailenin yanında bıraktığımda..." dedikten sonra sözüne devam edemeyip kısacık bir es verse de sonra hemen toparlanıp devamını getirerek "Gönlüm rahat olacak" dedi. Bu söylediğine kendisi bile inanamamıştı. Gönlü rahat falan olmayacaktı. Aksine Bahar'ı bir sonraki görüşüne kadar küçücük bir kafese hapsolmuş kuş gibi çırpınıp duracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın Bahardı (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceBahar geçirdiği kazanın ardından gözlerini bir hastane odasında açmıştı. Ancak onu kötü bir sürpriz bekliyordu. Genç kız maalesef ki orada olma sebebini de hayatıyla alakalı diğer detayları da hatırlayamıyordu. Üzerinden de ne bir kimlik ne de bir t...