Arabaya geçtiklerinde sessizlik olmuştu. Mert tüm dikkatini yola verirken onun aksine Bahar yanına aldığı kitabı okumaya devam ediyordu. Ancak birkaç sayfa ilerledikten sonra kitabın içinde eksik sayfalar olduğunu fark etmişti. Aslında daha öncede bir iki sayfanın olmadığını görmüştü ama bu artık tekrar tekrar olunca biraz garip bir hâl almaya başlamıştı.
Hmm... Bahar'ın saklambaç oynarken yüzüstü çamurun içine düşme hikayesinin anlatıldığı sayfalarda büyük ihtimalle o kayıp parçalara denk geliyordu. Yani Mert kendisini işaret eden ipuçlarını şimdilik bir bir ortadan kaldırmıştı. Bahar böyle bir şey olabileceğini bilmediği için bu kayıp sayfaların neden ortalarda görünmediğini anlayamamıştı. Eli koparılan sayfanın izleri üzerindeyken gözlerini de o esnada yola bakan Mert'e kaydırmıştı. Kitabındaki eksik sayfalardan haberdar mıydı acaba?
Mert onun kendisine karşı olan bakışlarını hissedince hemen Bahar'a doğru dönüp "Bir şey mi oldu?" diye sordu. Olmuştu ama umalım ki Bahar'a verebilecek bir cevabı olsun yoksa kızın onu köşeye sıkıştırması kaçınılmaz olacaktı. Mert'in sorusuna karşılık Bahar kitabın o haline bakarak dudağını büzmüştü. Söylese mi söylemese mi diye kısa süreli bir tereddüt yaşasa da elini sayfaların üzerinde gezdirirken aniden "Kitabın..." dedi.
Mert bir ona bir de elinde tuttuğu kitabına bakıp "Ne olmuş kitabıma?" diye sorduktan sonra Bahar'ın gözleri kısık bir halde "Sayfaları eksik. Sakın bana bir kitap kurdu tarafından yenmiş olabilir demeye kalkma" demesiyle de onu bir hayli şaşırtarak "Merak etme böyle bir şey demem. Eksik olan o birkaç sayfayı ben kopardım" dedi. O mu koparmış? İyi de neden böyle bir şey yapmış ki?
Bahar ne düşüneceğini bilemeden şaşkınca "Sen mi?" diye sorunca Mert yüzündeki ifade sebebiyle belli belirsiz tebessüm ederek "Evet ben yaptım. Sorun yok yani" dedi. Demek sorun yok. Ama bu işte bir tuhaflık vardı sanki. Ayrıca Mert bir yazardı ve muhtemelen kitap sayfalarının bırakın kopmasına kırışmasına dahi tahammül edemeyecek biri olmalıydı.
Bahar kısa bir an sessiz kalsa da kitabın sayfalarını çevirirken merakına yenilip yeniden Mert'e dönerek "Neden kopardın ki yoksa bu sayfalarda okumamam gereken bir şey mi yazıyordu?" diye sordu. Aynen öyleydi ama Mert bunu dile getiremezdi.
Bu kadar net gelen bir soru karşısında Mert gayet soğukkanlı bir şekilde Bahar'a doğru dönüp "Üzerine yanlışlıkla kahve döktüm. Her yer berbat olunca da diğer sayfalar zarar görmesin diye mecburen lekelenen sayfaları koparmak zorunda kaldım" dedi. Kitabın kenar köşesine bakan Bahar buna inansa mıydı acaba? Tabii ki inanmamıştı ama şimdilik inanmış gibi gözüksün bakalım. Elbet bu kitabın üzerine kahve dökülmemiş hali de eline geçerdi ve o da merakını giderirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın Bahardı (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceBahar geçirdiği kazanın ardından gözlerini bir hastane odasında açmıştı. Ancak onu kötü bir sürpriz bekliyordu. Genç kız maalesef ki orada olma sebebini de hayatıyla alakalı diğer detayları da hatırlayamıyordu. Üzerinden de ne bir kimlik ne de bir t...