G|26

3K 236 171
                                    

Erdem: Nasılsın Gece?

Gece: Sağ ol.

Erdem: Ben de iyiyim. Sorduğun için teşekkür ederim :)

Gece: Güzel.

Erdem: Ya Gece bak,

Erdem: Kapı açık kalmıştı tamam evet bu içeri girmem için bir sebep değil, sizi dinlemem için de öyle.

Erdem: Yanlış bir şeydi yaptığım tamam

Erdem: Hatta çok yanlış bir şeydi.

Erdem: Ama duymam gerekti Gece.

Erdem: Özür dilerim ama bir daha olsa bir daha yaparım.

Gece: Cidden anlamıyorum.

Gece: Neden peki?

Gece: Bu yaptıklarının bir sebebi olmalı.

Gece: Ve Can'a vurmadan önce, utanmadın mı, dedin.

Gece: Can size benim hakkımda ne dedi?

Gece: Ya asıl sen Can'a neden vurdun?

Gece: Seninle alakası olmayan bir konuda, Can'a neden saldırdın?

Gece: Karan'a*

Erdem: Pezevenklik yaptı.

Gece: İyi akşamlar o zaman Erdem.

Erdem: Ya tamam dur

Erdem: Karan senin hakkında yanlış şeyler söyledi bize.

Erdem: Biz pek inanmamıştık zaten çünkü Karan'ın hareketleri de bi garipti.

Erdem: Ve ben de sizi izleyince zaten bir şeyler olduğunu yalan söylediğini anladım.

Erdem: Ne dediğini ya da neden dediğini sorma.

Gece: Erdem,

Erdem: Ve Gece,

Erdem: Senin sandığının aksine

Erdem: Karan'a saldırmam için

Erdem: Çok geçerli nedenlerim var.

✔✔

___

"Emre niye senin yanındaydı dün?"

Batuhan ile koltukta oturmuş televizyon eşliğinde mandalina yiyorduk. Tabii ikimizin de aklında farklı düşünceler olduğundan pek de televizyondan bir şey anlamıyorduk.

Emre deyince, aklıma ceketinin bende kaldığı gelmişti. Bir ara vermeyi ya da Erdem ile yollamayı aklımın bir köşesine yazıp Batu'nun sorusunu yanıtladım.

Erdem. O da ayrı bir konuydu..

"Ağladığımı görünce yalnız bırakmak istememiş galiba."

"Hım."

"Hı hı." Mırıltılar ile konuşmaya başladığımızda ikimizde birbirimize dönüp gülmüştük.

"Emre ile nasıl tanıştınız?" Kendini koltuğa iyice yayıp konuştuğunda dönüp anlamsızca ona bakmaya başladım.

"Anlatmıştım?"

"Burada yani Erdem ile aynı anda?"

"Batuhan, cevabını bildiğin soruları niye soruyorsun?" Sinirleniyordum ama artık.

"Tamam kızma hemen. Öyle merak ettim sordum. Allah Allah."

"Hey Allah'ım, sanki anlatmadığım şey!"

"Unutmuş olamaz mıyım? Ne bileyim öyle yanına gelmeler, beklemeler falan. Merak ettim işte."

Gözlerimi devirip geriye yaslanırken kucağımdaki tabağı da kenara bırakmıştım. Sonunda bir cesaret Batuhan'a döndüm ve dündendir aklımı kemiren soruyu sordum.

"Can'a ne oldu?" Yerinde gerilirken yavaş hareketlerle bana döndü.

"Mert gelip elimizden aldı işte."

"Ee.. Sonra?" İstediğim cevabı vermezken sinirle tamamen yüzünü bana dönmüştü.

"Sana ne kızım ya? Boş ver o pezevengi!"

"Ben ne olduğunu merak ettim sadece. Niye hemen bağırıyorsun bana?" Bağırması sorun değildi ama sanki hala Can'a değer veriyormuşum gibi konuşmuştu ve bu birazcık zoruma gitmişti.

Bakışları yumuşarken kolumdan tutup beni kendine çekti.

"Özür dilerim. Ya bağırmak istemediğimi biliyorsun.."

"Senin de benim hala ona değer verdiğimi düşündüğünü bilmem gibi, evet."

"Hayır.. Ama hala onu sorman zoruma gitti. Sana bunca şey yaşatmış.. Sense hala onu soruyorsun." 

Bir anda tüm suçu Can'ın üzerine yıkmışım gibi bir vicdan azabı hissettim. Tamam suçluydu. Kötüydü. Haksızdı. Ama yalnız değildi. Nasıl ki o bana bunları yapmışsa, ailem de yanımda olmayarak bir nevi buna izin vermiş hatta yardım etmişti.

"Tek suçlu oymuş gibi konuşma. Ailem isteseydi eğer, bir kez olsun beni dinlerlerdi. Yanımda olmak için uğraşırlardı. Ama onlar sadece ittiler. Onlar da bu yaşadıklarımdan sorumlu."

"Daha var değil mi?" Merakla başımı kaldırıp ona baktım. Ne demek istediğini anlamamıştım.

"Ne?"

"Daha anlatmadığın şeyler.."

Ona içten bir gülümseme sunup yanaklarını sıktım. 

"Merak etme. Yok."

Ellerimi itip beni kendinden uzaklaştırırken gülmeye devam ediyordum.

"Hiç mi bir şey yok?"

"Ne gibi?"

"İzmir'e dair?"

"Benim orda kuzenimden başka arkadaşım olmadı Batu. Sadece derslerim vardı. Sadece derslerim. Sorsan sınıfımdan tek bir isim bile söyleyemem sana. O derece yani." Sertçe yutkunup zoraki olduğu belli bir gülümseme ile saçlarımı karıştırdı.

"Yerime kimseyi koyamamışsın demek. Gururlandım."

mai passato e non passerà mai.

🌠

GEÇMEMİŞ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin