G|41

2K 171 133
                                    


Gecikme için çok özür dilerim :'

Emir Can İğrek - Zemin

"zemine uzananlar düşemez"

___________

Erdem: Rahatla

Erdem: Ve sakın unutma,

Erdem: Orada olmak zorunda değilsin, istediğin zaman geri dönebilirsin.

Erdem: Ben yanındayım senin, tamam mı?

Gece: Tamam

Erdem: Güzel.

✔✔

Adımlarım mahallenin girişinde durduğunda, gözlerim etrafta geziniyordu. Çok şey değişmişti ama her şey hâlâ aynıydı. Yıllardır adımımı dahi atmamıştım buraya. Attırmamışlardı. Şimdi baba dediğim adam beni görünce ne tepki verirdi bilemiyordum ama yine de her şeyi göze alıp gelmiştim. Her şeyi, yıllar önce beni kapının önüne koyan annem için göze alıp gelmiştim.

Değer miydi?

Tartışılırdı.

Fazla vaktim yoktu, onca sınavımın arasında aniden çıkıp gelmiştim. En geç yarın sabah dönecektim ama bu göreceğim muameleye göre değişirdi. İki saat sonra bile gidebilirdim.

Burada beklemenin anlamsız ve gereksiz olduğunu kendime hatırlatıp sırtımdaki sırt çantasına diğer kolumu da geçirdim. Bu bir çeşit savunma mekanizmasıydı.

Koşmak gibi bir durumla karşı karşıya kalırsam, çantam iki de bir dirseklerime inip bana zorluk çıkarmasın diye.

Sokağın sonundaki evin önüne geldiğimde kapının önünde gördüğüm ayakkabılarla yutkundum. Ağlamak istiyordum ama yapamazdım. Şimdi olmazdı. İçerden sesler gelirken titreyen elimi kaldırıp birkaç defa hafifçe vurdum. Birkaç saniyenin sonunda kapı beyaz eşarplı bir kız tarafından açıldı. Yirmili yaşlarda duruyordu. Kız meraklı ama yine de sıcakkanlı bir ifadeyle bana bakarken düşündüm. Kim olduğumu sorarsa ne diyecektim?

"Buyrun, kime bakmıştınız?"

Kimdim ben?

Ölen kadının kızıydım.

"Ben... Be-"

"Gece?!"

Gözüm kızın arkasında şaşkınlıkla durmuş bana bakan Semih'e döndüğünde şükürler etmiştim. Beni bu soruyu cevaplamak zorunda bırakmadığı için.

"Sen Gece misin?!" Kız gülümsemiş ve yüksek bir sesle sormuştu sorusunu. Korkarak başımı salladığımda kollarını uzatıp sıkıca bana sarılmasıyla irkilmiştim ama hıçkırıklarını duyduğumda istemsiz bir şekilde kollarımı kaldırıp sarılışına karşılık verdim.

"Başın sağ olsun canım benim." Semih'le göz göze geldiğimde buruk bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Bir iki adımda yanımıza gelip bizi ayırdı ve sonrasında kendisi de sıkı sıkıya sarıldı bana.

"Biz senin haberin yok sanıyorduk. Baban, yani eniştem, okulu çok yoğun söylemedim ki üzülmesin demişti. Nerden öğrendin sen?"

Kaşlarımı çatıp hâlâ ağlayan kıza bakmaya başladığımda ağzından bir "Hih!" nidası fırladı.

"Yoksa sen bilmiyor muydun anneni?! Benden mi duydun şimdi! Allah beni kahretmesin!" Kız çatılan kaşlarımı farklı yorumlamıştı. Ben babamın sanki benimle sık sık iletişim içindeymiş gibi konuşmasını garipsemişken, kız anneme ne olduğu hakkında bir fikrim olmadığı için sanmıştı. Hem bu o kadar basit bir şey miydi gerçekten? Çocuk mu kandırıyordu? Okulu yoğun olduğu için annesinin vefatından habersiz olan çocuk... Trajikomik.

GEÇMEMİŞ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin