Aşık olamayan adem benzer yemişsiz ağaca.Yunus Emre
...
Nevşehir'in ilk ışıkları genç kızın yüzüne çarpıyordu. Gözlerini daha fazla rahatsız etmeden uyandı. Uyanır uyanmaz günlük rutin işlerini halletti genç kız. Öncelikle ılık bir duş almıştı. Sanki tek ihtiyacı buymuş gibi huzur buldu. Kendini kuruladıktan sonra hemen ardından mavi jin pantolonunu giydi, onun üstüne mavi renkte straplez fırfırlı bluzunu giydi. Saçlarını yana doğru getirip örmüştü genç kız. Önden ufak saçlarından bir tutam serbest bıraktı. Hafif makyaj yaptıktan sonra hazırdı Sofia. Saate baktığında saat onu gösteriyordu. Kapı çalındı gelen hasretti. Omzun yarısı açık olan pudra pembesi renginde bir elbise giymişti. Uzun saçlarını düzleştirmiş gayet şıktı. Sofia 'ya gülümseyerek "Günaydın!" Neşeli çıkmasını sağlamaya çalışan bir ses tonuyla söyledi genç kız Sofia 'da aynı şekilde cevap verip kafasına takılan soruyu sordu.
"Cihanla aranız düzeldi mi?" Suratını üzgün pozisyona getirdi. Başını olumsuzca salladı.
"Üzülme canım eminim düzelecek ona biraz zaman ver." diye teselli de bulundu
"Haklısın." Konuyu değiştirmek ister gibi gülümseyerek. Baktı Sofia genç kıza
''Çok şıksın. Ha ne diyordunuz siz? Hayırdır ne bu hazırlık?''
'Bugün istemeye geliyorlar ya bizi.'' Sofia 'nin gözleri heyecandan büyüdü. Neden bu kadar çok heyecanlanmıştı ki?
"Omaygat bugün mü?" Başını salladı. Sofia ne yapacaktı şimdi. Üzüldüğünü anlayan Hasret
"Özür dilerim her şey benim yüzümden."
"Senin bir suçun yok, yok da..."
"Dasi ne ki?" Şaşkın ve meraklı bir şekilde sordu Hasret. Genç kız iç çekerek cevap verdi.
"Bak Hasret benim hastalığımda ölüm tehlikesi var. Benimki biraz her ne kadar ileri düzeyde olmasa da heran her şey olabilir. Serhat'ı bu tehlikeye atamam. Beni bu hastalıkla kabul etse bile ona bu kötülüğü yapamam." Bir nevi kendinden çok Serhat'ı düşünüyordu. Onun güzel bir evliliği olabilirdi başka biriyle ama onunla imkânsız!
"Belki bir tedavisi vardır ha! Serhat mutlaka bir şey bulur güven bana ben gerçekten çok özür dilerim. Eğer bilseydim senin durumunu ne simdi nede senden önce asla böyle bir şey yapmazdım. Ama işte seviyordum hem de çok seviyordum." dediğinde sarıldı Sofia ona "Ah kuzum benim sevmek kötü bir şey değil kızmıyorum sana ama bu saçma neydi adı?"
"Töre! " Eski kafalı insanların koyduğu saçma bir kuralla gençlerin hayatı mahvoluyordu.
"Hah işte o olmasaydı çok güzel olurdu. Nedir bu sizin aileniz arasındaki düşmanlık anlamıyorum." Aslında en çok merak ettiği konu buydu. Daha doğrusu herkesin merak ettiği konu buydu.
"Bende bilmiyorum bana da tam olarak anlatmadılar. Hadi gel annem bizi bekliyor kahvaltıya ."
"Ben yemeyeceğim. Pek iştahım yok."
"Olmaz öyle şey!" diyerek elinden tutup kaldırdı. Sofraya götürdü. Hazırlıklar başlamıştı bile bugünden itibaren hayatı değişecekti Sofia 'nin. Hasret'le bahçeye çıktıklarında. Cihan koltukta oturuyordu. Genç kızı görünce gülümsese de, sinirliydi haliyle yok bu böyle olmazdı onları barıştırması gerekiyordu Sofia 'nin. Herkes gelince kahvaltı yapmaya başladılar bu ölüm sessizliğini daha fazla dayanamayan Sofia sessizliği bozdu.
"Cihan bitsin şu küskünlüğünüz."
"Sen karışma Sofia!" Adeta sinir küpü gibi patladı.
"Neden gerçekleri duymak ağrına mı gidiyor? Kız seviyorum demiş size insan gibi ama siz izin vermemişsiniz. Kan davasından dolayı çok saçma! Sevenleri ayırmak günah Cihan kardeşin bir cahillik yapmış affet hem oda çok üzülüyor." Düzgün olmayan bir Türkçesi'yle sitem ederek cevapladı. Hasret 'in gözyaşının aktığını gördü. Cihan biraz düşünür gibi oldu teyzesi de ısrar edince Hasret'e
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNKİSÂRI HAYAL (Töre Serisi 1 Bitti. Tekrar Yazılıyor)
RomanceGece boyu izledi kadın genç adamı Gülüsünü Nefes alışverişini Yüzünü Her şeyini Geçmişin gösterdiği ihanete rağmen o adamla olmak istedi . Ve şimdi bir kız düşünün Yunanistan 'dan Nevşehir 'e mastır yapmak için geliyor. Geldiğinde ise töre...