Biz hayatımız hakkında planlar kurarken meğer oda bizim hakkımızda planlar yapıyormuş
...
Yerinden sıçrayarak uyandı genç kız. Sabaha karşı uyku tutmamıştı. Erkenden eli yüzünü tıkadı. Siyah pantolon ve turuncu swetini giyip yatağını topladı. Hemen ardından saçlarını dalgalı yaparak hafif makyaj yaptı. Camı açtığında doğan güneşi seyretti. Hafif soğuk yüzüne çarpmasını izin verirken aklına yaşananlar geldi. Ben evlenecek miyim? Diye söylendi kendi kendine ya bir gün benden sıkılırsa, ya ona âşık olursam ne yapacağım ben? Gözünden akmak için hazırlanan gözyaşı aktığında kendinden nefret etti. Resmen onun hayatıyla oynuyordu ve bu adam kendini bile bile ateşe atıyordu. Eline annesinin günlüğünü alıp okumaya başladığında, Saat neredeyse dokuza geliyordu. En önemli yeri okumadan kapatmıştı. Hayatını değiştirecek satırlar orada yazıyordu hâlbuki...
Kahvaltı için genç kızı çağırdıklarında yanlarına gitmişti hemen. Uçan kuşların sesine gülümseyerek gökyüzüne baktı. Konakta fırtına öncesi sessizlik hâkimdi sanki... İştahı yoktu Sofia 'nın zoraki bir şeyler atıştırdığında kapının zili çaldı. Sevcan kapıyı açmak için kapıya doğru ilerlediğinde aniden gözleri Serhat'ı buldu. Kara gözlerle mavi gözler buluşmuştu o gün. Serhat zamansız gelen misafir gibi kalbini çalmaya başlıyordu. Fakat Sofia buna izin vermeyecekti. Yemini vardı genç kızın ona soğuk davranacaktı. Onu hayatından çıkaracaktı!
"Hazır mısınız? " Heyecanla söylemişti genç adam. Gülümseyerek
"Şunları koyup geliyoruz." O sırada Lara 'yı gördüğüne çok sevindi.
"Merhaba Laracığım." Adeta güler yüzüyle söyledi.
"Merhaba Sofia." diyerek el salladı o sırada Serhat 'ın onlara bakarak gülümsediğini görmesiyle Sofia içinden
O gülüş ne güzeldi öyle hele o gamzesi. Aman Sofia kendine gel yeminini unutma! Diyen iç sesine hak verdi. Hemen tabakları mutfağa götürdüklerinde geri geldikleri sırada doğruca Serhat 'ın arabasına bindiler. Sofia 'yi zorla öne oturttular. Hayır, yani neden öne oturtturuyorlarsa anlamadı. Çarşıya geldiklerinde mecburen Serhat ve Barışta onlarda geldi. Sofia içinden iyide bunlar fiyatına bakmadan iyi mi kötü mu anlamadan direk alıyorlar hoşuna gideni çok saçma ben olsam ince eleyip sık dokuyup uygununu alırdım. Bu düşüncelerden uzaklaştı genç kız bir yandan kendi içinden Serhat'a aşkını haykırmak istese de kendine inandırmamakla ısrarlıydı. Lara'ya kıyafet almak istediklerinde tutturdu yeni elbise istemem de istemem diye Sofia onunla güzelce konuşup sonunda ikna oldu. Serhat 'ta Sofia 'ya yardımcı olmuştu. Serhat için tekin biri değil demişlerdi ama pek de öyle gözükmüyordu aksine merhametli ve iyi biriydi.
Son olarak gelinlikçiye geldiklerinde ayaklarına kara sular inmişti neredeyse dese yeridir. Serhat ve Barış'ın görmelerine izin vermedi. Düğünden önce görmek uğursuzluk nede olsa. Üzerine giydiği gelinlik tüm genç kızları imrendirecek ve kıskançlığa koyacak güzelliği fark ettirdi. Kapıya doğru baktığında Serhat'ın hayran dolu bakışlarını fak edince mavilerle kara gözler birbiriyle buluştu. Sofia 'nın bakışıyla herkes genç adama yöneldiğinde
"Eşek sıpasına bak oğlum ben size demedim mi uğursuzluk getirir düğünden önce görmek diye sakalımız yok ki sözümüz dinlensin." dediğinde gülümsemelerine engel olamamışlardı. İçinden bir ses bu kadınla çok iyi anlaşacaksın diyordu. Serhat birden
"Anacım burada güzellere bakmak dururken bu zalimliği bize yapmayı verin." Sofia 'ya hain bir gülümseme ile baktığında genç kız utanarak hemen gelinlikleri çıkarmak için kabinlere girdiler. Üzerini giydiği sırada mağazadan çıkıp arabaya bindiler Nilgün Hanımlar gelinliklerin fiyatını ödediler. Bindallı ve gelinlik hazırdı ilk onu aldılar şimdi ise Serhat 'a damatlık bakmaya gitmek için yola koyuldular. Serhat birden dayanamayarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNKİSÂRI HAYAL (Töre Serisi 1 Bitti. Tekrar Yazılıyor)
RomanceGece boyu izledi kadın genç adamı Gülüsünü Nefes alışverişini Yüzünü Her şeyini Geçmişin gösterdiği ihanete rağmen o adamla olmak istedi . Ve şimdi bir kız düşünün Yunanistan 'dan Nevşehir 'e mastır yapmak için geliyor. Geldiğinde ise töre...