Gerçekten o yorgunluğun üzerine arkadaşlarımı görmek ve bu kadar eğlenmek çok iyi olmuştu.
İki gün sonra Seçil gelecekti, bu yalnızlığa bir süre daha devam etmem gerekiyordu.Eve geldikten sonra ocağın üzerine kaynaması için su koydum, en azından makarna yapayım diye düşündüm. Daha sonra banyoya girip duş aldım,havuz suyu klorlu olduğu için saçlarımın yapış yapış olmasını istemiyordum.
Banyodan çıktıktan sonra siyah şortumu ve askılı mavi bluzumu giydim, başıma havluyu sarıp mutfağa girdim. Kaynayan suya makarnaları atıp salçalı sosu hazırladım. Seçil'in gelmesine düzenli olarak yemek yapmam gerekecekti,her ne kadar benden bir yaş küçük olsada ona yemek yaptıramazdım.
Makarna olana kadar saçlarımı kurutmaya karar verdim tam odaya girdim ki telefonum çalmaya başladı. Arayan siteden arkadaşlarımdan biriydi.
"Canım nasılsın?" tek ben mi sevmiyorum böyle yılışık,canımı cicimli konuşmaları?"Iyiyim sen nasılsın?"
"İyi bende, akşam sahildeyiz sende gel"
"Tamam gelmeye çalışırım"
"Görüşürüz"
"Hoşçakal" ne sıkıcı bir konuşmaydı bu.
Arkadaşlarımı seviyordum fakat böyle davetlerden hiç hoşlanmazdım.Tabi ben bunları yapıp kafamı toplayana kadar makarnam çoktan olmuştu bile.
Saçımın ıslak olduğunu umursamadan öylesine bi topuz yaptım, makarnamı ve suyumu küçük bi tepsiye koyup televizyonun karşısındaki koltuğa yayıldım.
Tabikide dizi falan seyretmeyecektim,çizgi film açtım. Kim ne derse desin en sevdiğim!Yemeğimi yedikten sonra mutfağı topladım,odama gittim. Şarjdan telefonumu aldım hiç mesaj yoktu. Buraya kimseye haber vermeden gelmiştim ve kimse yokluğumu dahi fark etmemişti.
Egemenin aramaması cabasıydı, sanırım benden bu kadar çabuk vazgeçmişti ve benimde artık unutmam gerekiyordu.Bu kolay olmayacaktı. Unutmak, kelimeyi telaffuz etmek kadar kolay değildi. Ama bazı yaşanan şeyler telaffuz etmek kadar kolaylaştırabilirdi unutmayı.
Bunları düşünürken uykumun geldiğini fark ettim,tabi ki uyumayı tercih ettim.
Uyandığımda kapıya deli gibi vuruyorlar ve zile basıyorlardı. Korkarak kalktım, sesim titreyerek
"Kimsin?" dedim."Aç kapıyı! Biziz!" kızlar....
Kapıyı açtığımda eve hücum eder gibi girdiler."Ooo! Hazır değilsin ama sen."
"Ne hazırlanması?"
"Aradık ya seni,hadi hazırlan çıkıyoruz."
"Off tamam bekleyin."
Odama geçip siyah dar eteğimi üzerine salaş tişörtümü geçirdim, sandaletlerimi giydim. Hafif bir makyaj yapıp saçlarıma şekil verdim.
"Hadi kızlar gidelim"
Sahile gittiğimizde etraf çok kalabalıktı, arkadaşımızın birinin veda kutlamasıydı bu. Kocaman ateş yakmışlar, etrafına oturmuşlar. İçecekler falan..
Eğlence başkanımız vurdu sazının tellerine, eğlencemiz başladı.
Zorla beni oynamaya kaldırdılar tabi, en beceremeyen hâlimle gülerek oynadım. Yabancı yoktu arkadaslarımdı hepsi sonuçta.
Yerime oturduğumda gülümsemeye devam ediyordum, ta ki sağıma dönüp beni izleyen gözleri görene kadar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz. Hüznün Mevsimi.
Teen Fictionİstediği sadece mutluluk ve aşk dolu bir hayat olan 17 yaşında bi' kız. Yalanlar üzerine kurulmuş ve bir anda biten bir ilişki. Ailesinden ayrı geçirdiği bir tatilinde herşey gün yüzüne çıkar. Tüm acı gerçekler bir tokat gibi vurur yüzüne fakat burd...