-Bölüm9-

214 13 8
                                    

"Bırak beni!" diye bağırdım. Birden kollarını üzerimden çekti sadece ona bağırmamı izliyor boş boş bana bakıyordu. Sakince kapıyı açtı. Çıkarken "şerrrefsiiiiz!" diye sinirimi suratına kusmayı ihmal etmedim tabiki.

Hemen bir taksiye bindim "Vanilya Sitesi lütfen"

Kendimi kandırılmış gibi hissediyordum. Zaten paramparçayım artık ne kadar kırılacağım?

-----

Sabah uyandığımda başım çatlıyordu. Kendimi hemen banyoya attım elimi yüzümü yıkadım.

Dün gece eve gelir gelmez kendimi yatağın sıcak kollarına verdiğim için makyajımı dahi silmemiştim ve aynadaki yansımamda adeta bir canavar gibi görünüyordum.

Mutfağa girdim.Buzdolabının kapağını açtığımda iç açıcı hiç bir kahvaltılık türü göremedim. Kettle'a su koydum ve yeşil çay yaptım, vazgeçilmezim!

Balkona çıkmış çayımı yudumluyordum ki aklıma Seçil geldi. Telefonumu alıp aradım.

"Canım benim için geldin ama yüzünü görebilecek miyim?"

"Akşam yemeğine ordayım, 3 kişilik masa hazırla misafirimiz var" dedi neşeyle.

"Vaaay! Kim bu beyefendi sesini bile mutluluğa boğan?" dedim Seçil'in mutluluğunu kendi mutluluğum gibi benimsemişcesine.

"Tanıyacakmış gibi" dedi kahkaha atarak "Sabret görürsün" dedi

"Akşama ziyafet sofrası hazırlayayım o zaman" dedim hevesle

"Çok güzel olur!"

"O halde görüşürüz akşam saat 8'de!"

"Tamam canım görüşürüz" dedi. Sesindeki sevinci anlayabiliyordum. Fark edebiliyordum ve bu beni ister istemez mutlu etmişti.

Kağan'ı görmemek için bugün ki sporumu evde yapmaya karar verdim. Kulaklıklarımı takıp koşu bandında yaklaşık 2 saat koştum.
Buranın sıcağı beni mahvediyordu, daha sonra kendimi hemen banyoya attım duş aldım.

Banyodan çıktıktan sonra saçlarımı kuruttum üzerime rastgele bi şort ve tişört giydim asıl hazırlığımı akşama doğru yapacaktım.

Sıcak havada ağırlık verecek yemekler yapmak istemiyordum. İçecek olarakta birayı tercih etmiştim. Biraları arka balkondan alıp dolaba koydum. Tavuk soteler için tavuk göğsünü dilimledim. Domates ve biberi önce kavurdum daha sonra tavukları içine attım. Yanında güzel bir rus salatası yaptım. Biranın yanında atıştırmalıklarımı hazırlayıp işlerimi tamamladım ki mutfağın böylesine dağılması beni güldürmüştü. Hemen el çabukluğu ile mutfağımı topladım.

Tüm işlerim bittiğinde saat henüz 6 idi. Bir bardak su alıp kendimi koltuğa attım. Rahatlamış ve güzel bi' iş çıkarmıştım. Umarım herşey güzel geçerdi. Balkona masayı hazırlayıp, koltuğa tekrar uzandım.

Saat 7'ye gelirken uzandığım yerden kalkıp hazırlanmaya başladım. Öncelikle kırmızı elbisemi giydim altına siyah topuklularımı giydim ve saçlarımı taradım. Düzleştirmeme çok gerek olmuyordu yeterince düzdü benim için. Havanın bunaltıcı olmasıyla doğal bir topuz yaptım. Hafif bir makyaj ve kırmızı rujdan sonra hazırdım.

Ben kendi mutluluğundan önce çevresindekinin mutluluğuna önem veren bir insandım. İçimde fırtınalar kopsa bile kendimi bir köşeye atar yanımdakiyle ilgilenirdim şuan olduğu gibi.
Dün Kağan'ın yaptıklarını bir köşeye atmış Seçil için çabalıyordum. Fakat pişman değilim ve hiç olmadım.

Derin düşüncelerimden sıyrılıp kapının çalması ile kapıya yürüdüm. Aynada son bir kez kendime bakıp, gülümseyen maskemi taktım ve kapıyı açtım.

"Ho-hoşgeldiniz" derken tüm gülümsemem silinmişti. Ağzım resmen açık kalmıştı. Seçil hemen sarıldı,

"Hoşbulduk canıııım!" dedi şen bir kahkaha ile bende gözlerimi şaştığım noktadan alıp Seçil'e sarıldım.

"Merhaba" diyerek sarıldı bana titrediğimi hissedebiliyordum ve elindeki bir buket gülü bana uzatarak "Bunlar sizin için, elbiseniz gibi kıpkırmızı size en çok yakışacak çiçek türüydü" dedi kibar bir gülümseme ile.

"Te-teşekkür ederim" dedim donuk bi halde. Hala şaşkınlığımı atamamıştım. "Buyrun içeriye geçin" diyerek işaret ettim.

"Ooo bayan hamarat güzel kokular geliyor" dedi Seçil.

"Yaptım işte birşeyler" dedim zoraki bir gülümseme ile.

"Ben bi elimi yıkayayım" diyerek içeriye gitti Seçil. Bir hışımla,

"Senin ne işin var burada!" diye çıkıştım.

"Çok güzel görünüyorsun güzelim" dedi alay edercesine bir tavırla.

"Kağan!" dedim bagırarak "Ne işin var burda? Seçil'in yanında?"

"Hoş kız, tabi bi sen etmez" hala alay ediyordu ki bu sırada Seçil odaya girdi.

"Hadi geçelim artık masaya" dedi gülümseyerek "acıktım ben biraz" dedi karnını ovuşturarak.

"Siz masaya geçin ben servis yaparım"

Önce biraları masaya koydum, daha sonra yemeği servis edip yerime oturdum. Önce masada bir süre sessizlik oldu. Daha sonra herkesin yemeğini bitirdiğini görünce servis tabaklarını alıp mutfağa götürdüm. Masada sadece biralar ve atıştırmalıklar kalınca sohbete başlamanın sırası gelmişti. Kendimi zorlayarak konuşmaya başladım. Çünkü nasıl tanıştıklarını merak ediyordum.

"Ee siz nasıl tanıştınız?"

"Sen mi anlatırsın canım yoksa ben mi?" dedi Kağan tatlı bir gülümseme ile, resmen Seçil'e şirinlik yapıyordu!

"Ben anlatayım" dedi Seçil, Kağan başıyla onayladıktan sonra konuşmasına devam etti "Arkadaşımda kaldığım son gece bi mekana gittik kızlarla orda tanıştık, daha sonra onun yatına gidip sabaha kadar sohbet ettik ee şimdide burdayız" gülümsüyordu ve bu gülümseme yüzünden bir an dahi gitmiyordu. Bense ne yapacağımı bilmeden öylece oturuyordum donuk bir halde.

"Çok güzel" dedim karşılık vermek için.

Ben Seçil'e bu durumu nasıl anlatacaktım? Anlatsam bana inanacak mıydı?

İlerleyen saatlerde sohbet koyulaştıkça. "Kağan" dedim istemsiz "Bir türkü söylede gecenin amacı keyfi yerini bulsun" itiraz etmedi.

"İstediğin bir parça var mı?" dedi sessizce. Başımı iki yana sallayarak hayır demeye çalıştım.

Kağan söyledi. Bizde Seçil'le sustuk, içtik, dinledik..

Ey sevdiğim sana şikayetim var

Ne sevdiğin belli ne sevmediğin

Ben de bir insanım bir de canım var

Ne sevdiğin belli ne sevmediğin

Zalımsın oy oy hayınsın oy oy ne deyim oy oy

Eski günler hayalimden gitmiyor

Dün dediğin bugünkünü tutmuyor

Yiğidim ya sana gücüm yetmiyor

Ne sevdiğin belli ne sevmediğin

Zalımsın oy oy hayınsın oy oy ne deyim oy oy

Akarsu'yum böyle miydi ahtımız

Onun için viran oldu tahtımız

Umudum yok gülmez artık bahtımız..

Ne sevdiğin belli ne sevmediğin

Zalımsın oy oy hayınsın oy oy ne deyim oy oy

Güz. Hüznün Mevsimi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin