11. Bölüm

1.4K 98 1
                                    

Lütfen satır arası yorumlarınızı esirgemeyin.
Yazım yanlışları var ise şimdiden özür dilerim.

Boğazıma dolanan ellerden kurtulmaya çalışırken Murat'ın benim peşimden geldiğini umut ediyordum. Tekrardan nefes almaya çalıştım. Boğulmam çok yakındı. O sırada ikinci bir silah sesi duydum. Bu sefer daha da yakındı. Kapının kilidine ateş edip içeriye giren Murat'ı görür görmez kaçmaya yeltenen adam beni serbest bırakmıştı. Yeniden ciğerlerime dolan oksijen bana yeterli gelmiyordu. Öksürüklerimin ardından derin nefesler almaya çalışıyordum. Murat'ın havaya ateş etmesine dahi tepki verememiştim. Biraz daha öksürürsem ciğerlerim çıkacaktı.

- Kıpırdama

Murat adamın silahını almasıyla eş değer zamanda Meliste iceriye dalmıştı. Elinde ki ilk yardım çantasını kenara bırakıp beni kontrol etti.

- İçeriye ben çağırmadan girme demiştim

Melis morarmak üzere olan boynum hariç iyi olduğumu görünce bana sıkıca sarılıp adamı paket haline getirmiş Murata cevap verdi.

- Kardeşim içerideyken kapıda daha fazla duramazdım

Başımı benimle birlikte yere çökmüş olan Melisin omzuna dayadım. Boğazlarım acıyordu. Biraz daha geç kalsalar belkide ölecektim. Ağzımı açmaya halim olmamasına rağmen Melisin su içirme çabasını karşılıksız bırakmadım. İçtikten sonra boğazımı temizleyip konuştum.

- İyiyim. Merak etmeyin

Polis sirenleri duyuluyordu. Adamın ellerini tutan Murat yanıma gelemesede çatallı çıkan ses tonumu duyar duymaz gözleriyle hasar tespiti yapmıştı. Polisler içeriye girene kadar devam etti. Bu bakışlar iyi olduğuma emin olmak istiyordu anlaşılan.

- Siz aşağı inebilirsiniz

Murat, Melise beni götürmesi için izin verdikten sonra koluna girdiğim arkadaşım ile az önce fırlayıp çıktığım evimize geri döndüm.

- İyisin değil mi güzelim

Başımla onayladım. Hayat enerjim çekilmiş gibi hissetmem dışında iyi gibiydim. Hala nefesimi kontrol etmekte zorlanıyordum ve hala sanki boğazıma sarılan eller vardı. Sanırım ben korkuyordum. Polislerin burada olmasına, Murat gibi iyi bir askerin, Melis gibi benim için canını hiçe sayacak arkadaşımın yanımda olmasına rağmen titriyordum. Hiç beklemediğim bir zamanda böyle bir yaşam mücadelesine girmek beni yıpratmıştı. Stresten uzak durmam gerekirken son günlerde başıma gelmedik kalmamıştı.

- Yarın ifade vermeye karakola uğramamız lazım

Açık kapıdan içeri giren Muratla sıçradım. Olayın etkisinden kurtulamamıştım. Korktuğumu gören Murat, tıpkı Melis gibi yanıma oturdu. Ortalarına almışlardı beni.

- Ben kahve yapayım. İçersin değil mi güzelim? hem sen çok seversin

Melis her ne kadar beni neşelendirmek istese de çok da başarılı olamıyordu. Yanımdan kalkıp yanağımı öperek mutfağa giden Melisle beraber ona yasladığım başımı diğer yanıma eğip Murat'ın omzuna koydum.

- Sana bir şey olmasına izin vermem kandamlası

Bir eli saçlarımı okşarken, diğer eliyle de elimi tuttu. Ellerimin titremesi ancak o zaman son bulmuştu. Korkum bir tık daha azalmıştı.

- Kahveler geldi

Acele ettiğinden olsa gerek köpüğü yok denecek kadar az olan kahveyi önce Murat'a servis edip, bana kendi eliyle içirmeyi tercih etti. Dudaklarıma yaklastırdığı kahveyi elime aldım.

KANDAMLASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin