12. Bölüm

1.3K 89 2
                                    

Lütfen satır arası yorumlarınızı esirgemeyin.
Yazım yanlışları var ise şimdiden özür dilerim.
İyi okumalar.

Sabah. Düne inat güçlü kalkmıştım. Göz altı morluklarımı ve boynumu fondötenle kapatmış, hafif bir makyajla dünü hiç yaşanmamış saymıştım. Giydiğim siyah tulumla uyumlu siyah topuklu ayakkabılarımı giyindim. Aynada son kez kendime baktıktan sonra sessizce evden çıktım. Melis daha yeni uyumuştu. Uyandırmak istemiyordum.

- Murat ben evden çıktım

Muratla karakolun önünde buluşacaktık. İfade vermek için uğramam gerekiyormuş.

- Tamam on dakikaya oradayım

Arabama binip kemerimi taktım. İçimde bir sıkıntı vardı. Bu yüzden yol boyunca hız sınırına dikkat edecektim. Arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladım. Melis eskiden sınırda çalıştığı için ev sınıra yakındı. En yakın zamanda yeni bir eve taşınacaktık. Issız sokaklar sola saptığımda son bulacaktı. Arkada ki arabanın arabama çarpmasıyla sarsıldım. Korkmaya başlamıştım. Bilmiyorum belkide benim kuruntumdu yada fazla korkaktım. Kemerimi çıkardım. Arabadan inecekken arkadaki adam buna izin vermeyerek daha fazla gaza bastı. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Gaza yüklenerek arayı açmaya çalıştığımda o da gaza bastı. Sola girmem gerekirken düz gidiyordum. Yollar daha da tenhalaşırken işlerin yolunda olmadığını anlayıp Murat'ı arayarak telefonu hapörlere verdim.

- Murat arkamda bir araba var

Panik olmuş sesime arkadan bir daha çarpan arabayla tuzla buz olan cam eklenince tiz bir çığlık attım.

- Nerdesin?

Nerede olduğumu bilsem polisi arar adresi verirdim. Bilmediğim için Murat'ı aramıştım.

- Evden çıktıktan sonra sağa döndüm. Düz gittikten sonra sola dönmem gerekirken dönemedim

Ben ne kadar gaza basarsam o da o kadar basıyordu. Tekrardan arabanın sarsılmasıyla ağlamaya başlamıştım. Bünyem daha fazlasını kaldırmıyordu.

- Murat. Çok korkuyorum

Göz yaşlarıma eşlik eden yağmur, herşeyi daha da zorlaştırmıştı. Yerler ıslak olduğu kadar kaygandı. Önümü görmekte zorlanıyordum. Silecekler bir türlü yeterli gelmiyordu.

- Sana hiç bir şey olmayacak. Güven bana. Telefonu sakın kapatma. Ben geliyorum

Titreyen ellerimi zapt etmeye çalıştım. Derin nefesler alarak Murat'ın dediği gibi sakinliğimi korumaya çalışıyordum.

- Murat yol ikiye ayrılıyor sağ taraf dağa gidiyor gibi sola mı döneyim

Cevap gecikmedi.

- Sağdan devam et. Hiç durma, dikkatli ol

Dağa tırmanacaktım ve yol çok virajlıydı. Korkmamak elde değildi çünkü bir yanı uçurum olan yol arkadan herhangi bir darbede aşağı yuvarlanacağımı çok iyi anlatıyordu.

- Murat sağ yanım uçurum. Çok korkuyorum. Lütfen çabuk gel!

Gaza biraz daha yüklendim. Ölmek istemiyordum. Frene basma gibi bir lüksüm yoktu. Hem yollar ıslaktı hemde arkamdaki araba bana yetişir ve yine çarpardı. Bu çarpışmada benim sonumu getirirdi.

- Sana bir şey olmasına izin vermem. Sakin ol

Telefonun çekmemeye başlamasıyla arama son buldu. Ağlamam şiddetlenmişti. Dün ölmemiştim ama şimdi ölecektim. Genişleyen yolu ortalamama izin vermeden arkamdaki önüme geçmişti. Durdurduğu arabayla hemen bende durup arabadan inerek kaçmaya çalıştım fakat benden hızlı davranan adam saçlarımdan tutrak bunu engellemişti.

KANDAMLASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin