Arabanın sarsılmasıyla arkadaki arabaya çarptığımı anladım. Park etmeye çalıştığım arabamın el frenini çekerken bir yandanda müvekkilime durumu anlatıp telefonu kapattım. Yakınlarda ki meraklılar çoktan toplanmışlardı.- İçinden inene bak tabi ki kadın şoför
Konuşan geri kafalı adama döndüm.
- Herkesin başına gelebilecek bir olayı büyütmesek mi?
Adamın tekrar konuşmasıyla olayın büyüyeceğini anladım.
- Giydiğin etekle zaten ne olduğunu belli ediyorsun
Telefonumdan kamerayı açıp video başlattım.
- Görüşmemiz kayıt altında şimdide söylemlerinize devam edin de şöyle güzel bir hakaret davası açayım
Adam toplanan kalabalığı umursamadan üstüme gelirken, bende geri adım atmaya başladım.
- Bunlara mı güveniyorsun lan ecdadını...
Adamın sesini bastırıp, sözünü kesen başka bir ses duydum. Tok ve itiraz istemeyen, tehdit içeren bir sesti.
- Sakın devamını getirme
Arkamı döndüğümde de dip dibe olduğumuzu fark ettim. Bakışları benden çok uzak, kalabalıktaydı.
- Herkes dağılsın
Sesini diğerlerinin duymayacağı şekilde kısıp tekrar konuştu.
- Sende biraz geri git
Yakınlığımızdan rahatsız olmuştu belli ki. Söylemeden ben geri çekilmeliydim, öylece mal mal adama bakmam yanlış anlaşılmış bile olabilirdi.
- Arabayı biraz çekte hasara bakalım
Kimseye bu kadar yakışmayacağına emin olduğum, kamuflaj içinde olan adam mavi gözlerini bana dikti.
-Duyuyor musun?
Gözleri gerçekten de çok güzeldi. Kendimi toparlayıp arabamı biraz geri çektim. Sadece boyası hafif soyulmuştu
- Pek bir şey yok. Sen gidebilirsin
Yeri inletecek kadar sert ve sağlam basarak, askeriye binasına doğru yürüdü aynı anda askeriyeden çıkan arkadaşım Melis yanıma geliyordu.
- Aden ne oldu tahmin et
Heyecanlı sesi beni kendime getirirken. Sadece Melis'e odaklandım. Adamın etki alanından sonunda çıkabilmiştim.
- Gittim işte telefonu vermeye. Buyrun hastanede unutmuşsunuz dedim. Zaten kapıya kadar çıkmıştı ne kadar kibar görmen lazım. " buraya kadar zahmet etmişsin bir kahve ısmarlıyım" dedi bende dedim ki kapıda kankim bekliyor
Araya girdim yoksa boğularak ölecekti.
- Melis nefes al
Derin bir nefes alıp hiç durmadan devam etti.
- "o zaman sen numaranı ver akşam bir yerlere gidelim, teşekkür etmiş olurum. Arkadaşında gelsin" dedi. Onunda arkadaşı gelecekmiş bende geliriz dedim. Gideriz değil mi Aden?
Hızlı konuştuğu için takip etmeye zorlansam da az buz anlamıştım.
- Akşam bakarız
Ofladı. Benim bakarız demem kolayına evet olmuyordu. Genelde direk hayır dememek için kullanırdım.
- Senin işin yok değil mi?
Sekreterim Aslı'ya programımı boşaltırdığım için boş olduğumu söylerken, bir yandanda arabaya bindim. Melis kaza yaptığımı daha doğrusu park etmeye çalışırken önde ki arabaya vurduğumu fark etmemişti. Bende söylemeyi düşünmüyordum. Melis'inde işi olmadığını bildiğimden eve doğru sürerken, bir yandan adının Emin olduğunu öğrendiğim askeri dinliyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANDAMLASI (TAMAMLANDI)
AçãoÜst katından gelen silah sesine bakmaya giden Aden daha dün gördüğü kadının ölüsüyle karşılaştı. Bu görüntüyü asla unutamayacağını farkındaydı, belki de unutmaya vakti bile yoktu. Katille başbaşa olduğunu fark ettiğinde, cesedin yanına kendi cansız...