13. Bölüm

1.4K 85 8
                                    

Lütfen satır arası yorumlarınızı esirgemeyin.
Yazım yanlışları var ise şimdiden özür dilerim.
İyi okumalar.

Gözlerimi açtığımda hastanedeyim. Güneş daha yeni yeni doğuyordu. Bütün gece burada olduğumu anlamak zor değildi. Her zamanki gibi başımda korkunç bir ağrı vardı. Boğazım kurumuş, dudaklarım çatlamıştı.

- Buradayım güzelim

Ellerimde hissettiğim eller Murat'ın hala beni bırakmadığını gösteriyordu. En son hatırladığım beni adamın elinden çekip almasıydı. İnce belimde sanki hala kollarını hissedebiliyordum ve yine ölmemiştim. Kendimi o kadar yıpranmış hissediyordum ki yakında örtün üstümü öleyim diyecektim.

- Biraz su iç

Bakışlarımı Murattan çevirip bana su uzatan Melise yönelttim. Endişesinin altında yatan üzüntü beni de üzüyordu. Verdiği suyu içip boğazımı temizledim.

- Buraya gel

Kollarını anında boynuma doladı. Çok korkmuş olmalıydı. Bende ona sarıldım. Gözlerinin dolduğuna emindim. Melis benim kardeşimdi onu çok iyi tanıyordum.

- İtiraz istemiyorum. Bir süre tatile çıkacağız. Dinleneceksin Aden

Burnunu çeken Melisi gülümseyerek onayladım. Murat bizi sessizce izliyordu.

- Ben gidip polisleri çağırayım. Uyanmanı bekliyorlardı

Gelen polislere her şeyi en baştan anlatırken bende olayları tekrar yaşıyor gibiydim. Melis haklıydı. Dinlenmeye, her şeyden uzaklaşmaya ihtiyacım vardı.

- En yakın zamanda karakola uğrayın

Geçmiş olsun dileklerini de ileterek polisler bizi Muratla başbaşa bıraktı.

- Teşekkür ederim yüzbaşı

Elimi yeniden tutmasıyla tamamlanmış gibi hissetmeye başladım.

- Bunları konuşmayalım kandamlası

Arkasındaki sehpadan siyah gülleri uzattı. Alıştığım güllere şaşırmadım. Bu bizim klasiğimiz olmuştu sanırım. Teşekkür etmeme fırsat vermeden çalan telefon hemen yanımdaki tekerlekli masadaydı. Benim telefonum olmasa da uzanıp aldım Murata baktığımda tepkisizdi.

- Özel bir şeyin yok mu?

Hala çalan telefonu kapanmadan açmak için hızlı konuşmuştum.

- Özel şeylerim elbette var ama senin bakmanda sakınca yok

Telefonu alıp açtım. Kaptan diye kayıtlı bir numaraydı. Arayanın kim olduğuna dahi bakmadan telefona bakmama izin veren Murat beni gülümsetmişti.

- Oğlum nasılsın

Arayanın annesi olduğunu anlamamla sesi hapörlere aldım.

- İyiyim annem sen?

Kadın derin bir iç çekti. Bu yaptığım yanlıştı. Belki özel bir şeyini anlatacaktı. Hapörlerde olduğunu söylemeden konuşmamalıydık.

- Ne zaman geleceksin oğlum? gelinimi de al gel artık. Özledim

Sesi tatlı çıkan kadın eğer kaynanam olursa kim bilir bana neler yapar diye düşünmeden edemiyordum. Ön yargılı olmak istemesemde hangi kaynana gelini sever ki?

- Gelinin seni şuan duyuyor anneciğim

Yatakta aniden dikleşen ben, başıma ani bir zonklama girmesine neden olmuştum.

KANDAMLASI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin