_
Taehyung arabasının arka koltuğuna geçtiğinde Jeongguk'un kucağından indirmemiş ve sırtını okşamaya devam etmişti. Hastaneden çıkıp kucağından bir kez bile indirmediği sevgilisiyle arabaya kadar gelmişlerdi.
Jeongguk kafasını omzuna yaslamış ve gözlerini kapatıp dinleniyordu. Annesi kısa sürede yanlarına geldiğinde Taehyung ona anahtarı vermişti. "Siz kullanır mısınız Bayan Jeon?" Elindeki anahtarı alıp kafa salladı. "Tabii."
Arabayı çalıştırdığında Taehyung elini saçlarına çıkarmış ve okşamaya başlamıştı. Boynunda ki nefes sesleri onu huylandırıyor ama aynı zamanda hoşuna gidiyordu. Kafasını hafif ona doğru çevirdiğinde kurumuş dudaklarla ve onun hemen altındaki benle karşılaşmıştı. "Kookie?"
Jeongguk yerinde kıpırdanıp kafasını kaldırmıştı. Kollarını omzundan çekmeden baygın bakışlarını gözlerine diktiğinde, Taehyung gülümsedi ve gözlerine gelen siyah saçlarını geriye yatırdı. "Nasılsın?"
"İyi."
Onu ensesinden tutup alınlarını birleştirdiğinde gözlerine kapatıp derin bir nefes aldı. "Seni seviyorum." Anında baygın bakışları kaybolmuş ve onun yerine mutlulukla parlamıştı. Dudaklarına yerleşen tebessümle kucağına biraz daha yerleşti. "Bende seni seviyorum Taehyungie."
Annesi ise onları bu konuşmalarına burnunu kırıştırmış ve yola bakmıştı.
"Anneniz de sizi seviyor çocuklar, hiç merak etmeyin."
.
.
.
"Oğlum! İn artık çocuğun kucağından da tatlısını yesin ayol!"
Jeongguk annesinin ona kızmasından sonra eve geldiklerinden sonra, sonunda Taehyung'un kucağından kalkıp yanına oturmuştu. Taehyung ise, annesinin yarım saat önce getirdiği pastayı Jeongguk yüzünden yiyemediği tatlı tabağına uzanmış ve tabağı kucağına alarak yemeye başlamıştı.
"Elinize sağlık Bayan Jeon, çok güzel olmuş."
"Afiyet olsun Taehyung."
Taehyung yanındaki bedenin onu izlediğini fark ettiğinde kafasını ona çevirmiş ve çatalının ucundaki tatlıyı ona uzatmıştı. Jeongguk uzanıp yediğinde Taehyung ona gülümsemişti. Geçen dakikaların ardından kapı çalmıştı. Bayan Jeon, kocasının geldiğini söyleyip zıplayarak kapıyı açmaya gitmişti. Ona arkadan bakan ikili ise gülüyorlardı.
Bay Jeon, ceketini çıkarttı içeri girdiğinde koltukta oturan ikiliyi görünce gülümsedi. "Hastaneden döndünüz demek. Eee nasılsınız, nasıl geçti?" İlerleyip ikilinin çaprazındaki koltuğa oturduğunda Bayan Jeon'da kocasının yanına oturmuştu hemen.
"Baba, ben bir daha o doktora gitmem. Benim Taehyungie'min saçını elledi."
Jeongguk küçük bir çocuk gibi konuştuğunda babasının bakışları Taehyung'a döndü. "Sadece Jeongguk'un kıskançlık boyutunu ölçmek için saçımı elledi." Bay Jeon alaylı bakışlarını huysuz oğluna çevirdi. "Peki ya oğlumun tepkisi ne oldu?" Bayan Jeon ise hızla atılmıştı.
"Odayı yıkıyordu resmen! Zavallı doktorun masasını dağıttı!"
"Anne, abartma."
"Abartmaymış, hah! Kalem kutunun izi duvara çıktı, hiç biriniz görmedi tabi. Ben gördüm."
Jeongguk somurtmaya devam ederken Taehyung tatlısından sonunu yiyordu. Uzayıp boş tabağı masaya bıraktığında Bay Jeon Taehyung'a yönelik bir soru sordu. "Okulun nasıl gidiyor Taehyung? Mimarlık bölümünde zorlanıyor musun?"
"Hayır. Babam arada yardımcı oluyor. Okulumu bitirir bitirmez, babamın ortak olduğu bir şirkette staj görmeye başlayacağım."
"Güzel güzel. En azından Jeongguk'la evlendiğinde oğlum aç kalmaz."
Jeonggu kaşlarını çattığında öne doğru uzandı. Boğazını temizledikten sonra konuştu. "Çoğunlukla ben üstteyim baba."
"Olabilir. Şuan Taehyung, gözümde daha yetişkin. Sen hala bir liselisin. Bu yüzden cinsel hayatını bana anlatmazsan sevinirim. Ama önemli bir sorunun olursa bana söyleyebilirsin tabi."
Jeongguk babasının konuşmasına karşılık burnunu kırıştırdı ve ayağa kalkarak Taehyung'un elinden tuttu. İkili odaya doğru ilerlerken Jeongguk kapısını açmış ve içeriye girdikten sonra kapatmıştı. "Ben yetişkin birisiyim tamam mı? Ben de evlendiğimizde evimizi geçindirebilirim."
"Tabi ki, Kookie. Senden büyüğüm diye öyle diyor baban."
"Sinir bozucu. Evlendiğimizde seni çalıştırmayayım da gör gününü."
"Benim ne suçum var Kookie?"
"Canım öyle istedi Kim Taehyung."
"İyi o zaman. Ben de seninle evlenmem."
"Aaaa ne dedim ki ben? Hadi evlenelim Taehungie~~!"
Kollarını Taehyung'un etrafına sardı ve onu salladı. Şirin gülümsemesini yüzüne takındıktan sonra ona yaklaştı. Taehyung onu, işaret parmağı ile iterken mırıldandı. "İstesekte evlenemeyiz Kookie. Çünkü hem benim okulum bitmedi hemde sen daha yeni reşit oldun."
Jeongguk anında kaşlarını çatıp kollarını ondan çekti. "Ne alıp veremediğiniz var benim yaşımla? Yaşım küçük diye beni ergen ya da çocuk falan mı sanıyorsunuz?! Seni seviyorum ve seninle evleneceğim. Benden büyük ya da benim daha yeni reşit olmuş olmam umrumda bile değil. Benimle evlenmek zorundasın, o kadar."
Taehyung karşısında ki bedenin sinirlendiğini hissederken ona yaklaştı ve yüzünü ellerinin arasına aldı. "Şşşşhh, neden hemen yükseliyorsun hm? Sana kızmamı mı istiyorsun Kookie?"
"Hayır. Kızma bana."
"O zaman sende sinirlenme."
"Sen sinirlendiriyorsun beni."
Taehyung elmacık kemiklerini okşadıktan sonra büzülmüş dudaklara uzanıp sesli bir öpücük kondurdu. "Taehyung.."
"Efendim sevgilim?"
Jeongguk titrek bakışlarını Taehyung'un gözlerine çevirdiğinde sessizce mırıldanmıştı. "Benimle.. evleneceksin değil mi Taehyungie?"
Taehyung kendisine atılan masum bakışlarla içi titrerken sevgilisinin yanaklarına küçük öpücükler kondurdu. "Tabi ki de seninle evleneceğim Kook. Senden başka kiminle evlenebilirim ben, hm? Seni seviyorum."
"Beni seviyorsun ve benimle evleneceksin.."
"Aynen öyle bebeğim."
"O zaman ben.. dünyanın en şanslı adamı falan olmalıyım."
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Backpfeifengesicht × TaeKook✔
FanfictionBackpfeifengesicht: Yumruk atılması gereken bir yüz Üniversiteye giden Kim Taehyung, demir parmaklıklardan atlayıp okulunun yanındaki lise sonda okuyan ve sürekli kavga eden sevgilisi Jeon Jeongguk'un yanına gidiyordu. Yine. 🥈kavgacı [13.10.20]...