_
"Hassiktir! O ne?"
Jimin karşısına oturan arkadaşının yakasını yapıştığında gözlerini boynuna çevirmişti. O kadar şaşkındı ki, hayatında ilk defa böyle bir şey gördüğünü düşünüyordu. Parmakları dokunmak için uzandığında Jeongguk onun elini ittirmişti. Jimin burnunu kırıştırdıktan sonra geri yerine oturmuş ama arkadaşının gözlerine bakmak yerine boynuna bakıyordu. O kadar dikkat çekiyordu ki, beyaz okul gömleği onu daha da çok belli ediyordu.
"İnanmıyorum Kook. Resmen boynun çürümüş."
"Bir şey mi ısırdı Jeongguk?"
Aralarına yeni katılan Hwanwoong, endişeli ses tonuyla konuşmuştu. O da arkadaşının boynuna bakamıyordu çünkü Jimin aksine meraklı değil, o koca morluktan korkuyordu. Baekhyun kendini tutamayıp kahkaha attığında Jimin sanki gizli bir sır verirmişcesine ona yaklaştı. "Jeongguk'un bir sevgilisi var ya,"
Okula yeni gelen Hwanwoong kaşlarını kaldırdığında merakla Jeongguk'a dönmüştü. "Vay canına, sevgilin mi var? Buradan mı?" Jeongguk kafasını iki yana salladıktan sonra yeni olduğu için zorbalardan kurtarıp aralarına aldığı kişiye parmağını kaldırarak karşı okulu göstermişti.
"İnanmıyorum! Sevgilin bir üniversiteli mi?!"
Jeongguk gururla kafa salladığında Hwanwoong ellerini karamel saçlarına geçirmiş ve şaşkınca karşı okula bakmıştı. "Aman tanrım, bu çok havalı!" Baekhyun yan bir gülüş sunduğunda yerine iyice yerleşmişti. "Bence boynuna yaptığı şey daha havalı."
Hwanwoong'un ise anında yüzü düşmüştü. "Sevgilin seni dövüyor mu Jeongguk?" Üçü birden kahkaha atınca Jimin gülmesini durdurmaya çalışarak konuşmaya çalışmıştı. "Hayır.. salak! Savaşa girmişler!" Hwanwoong'un kaşları daha da çatılınca yüzünde anlamamış bir ifade vardı. Bu sefer Baekhyun konuştu.
"Çiftleşmişler diyor, mucuk mucuk yapmışlar, sömürge istilası, aşk yapmak! Anladın mı?"
Hwanwoong göz devirdiğinde onlara kınayıcı bakışlarını atmıştı. "Kısaca seviştiler desenize." Daha da çok gülmeye başladıklarında Hwanwoong kollarını göğsünde birleştirip dudaklarını büzmüştü. Bazen onu aralarına alan alarak minnet duyduğu kişileri hiç anlayamıyordu.
Jeongguk çalmaya başlayan telefonu ile gülmeyi kesmiş ve telefonunu cebinden çıkarmıştı. Sevgilisinin ismini duyduğunda arkadaşlarına sessiz olmasını söylemişti. Boğazını temizledikten sonra gülümseyerek açmıştı telefonu.
"Efendim Taehyungie?"
"Ovvv çok şirin~~! Kes sesini Mina. Ay, ne var be? Jeongguk?"
"Taehyung? Yanındaki kim?"
"Oooo tavşancık patilerini kaldırdı, şimdi hepimize havuç fırlatacak! Sana susmanı söyledim Mina. Aman be!"
"Taehyung?"
"Yanımda bir arkadaşım var Jeongguk. Ortaokuldan. Ona senden bahsettim ve konuşmak istedi işte."
"Ah, öyle mi? Jeongguk ben."
"İsmi de çok ponçik! Mina ben, Taehyung'un eski ardakaşıyım. Ortaokuldan mezun olduktan sonra liseyi faklı bir şehirde okumak için ailem taşınmıştı. Bende üniversite için buraya tekrar geldim ve pat! Canım arkadaşım Taehyung da buradaymış!"
"Pekala... Neden, şuan da sevgilime sarıldığını hissediyorum, ha?"
"Çünkü öyle! Oyyy, çok özlemişim onu!"
"Tamam. Ondan ayrılman için üç saniyen var."
"Ne? Jeongguk, sakin ol güzelim."
"Oh, ben zaten sakinim Taehyungie. Fark ettiysen zaman verdim. Bunu kimseye yapmam bilirsin."
"Sen.. ÇOK PONÇİKSİN TANRIM! Taehyung bana fotoğraflarını gösterdi, minik bir bebek gibisin ahhhh!!"
"(sinirli bir nefes verme) Bana bebek dedin değil mi? Tamam.. sözünü geri alman ve telefonu kapatman için beş saniyen var."
"Biliyor musun? Fotoğraflarda tıpkı bir tavşana benziyordun. Bekle, HIRÇIN PONÇİK BİR TAVŞAN!"
"Bunu sen istedin."
Telefonun ekranındaki kırmızı tuşa basıp oturduğu yerden hızlıca kalktığında doğru, üniversitenin ve kendi okulunun birleştiği demir parmaklıklara ilerledi. Arkadaşları ne olduğunu sorarak peşinden giderken, Jeongguk onu duymazdan gelmiş ve demirlerden atlayıp üniversiteye giriş yapmıştı.
Bahçede ki birkaç göz ona dönerken sinirli bir şekilde ilerliyordu. Diğerleri ise, bugün kimi döveceğini merak ediyordu. Çoktan bir karara varmışlardı. Bu liseli çocuk kesinlikle psikopattı. Okuldan girip, sevgilisinin sınıfına ilerlediğinde koridordaki bakışları kedisine topluyor, ama asla odağını ve sinirini kaybetmeden ilerliyordu.
Sonunda sınıfa girdiğinde gözleri direk, sevgilisinin koluna sarılan ve genişçe gülümseyen kıza kaymıştı. Bütün kasları gerilirken boynunu sağa yatırarak kütletmiş ve oraya doğru ilerlemişti. Taehyung kendilerine doğru sinirle gelen sevgilisini gördüğünde hızla sırasından kalkmış ve ona ilerlemeye başlamıştı.
"Jeongguk."
Taehyung anından kollarını sevgilisine doladığında, Jeongguk'un hareketi kesilmiş ve geriye sadece sinirli bakışları kalmıştı. Şuanda kendisine sarılan sevgilisinin sırasında kısa saçlı bir kız oturup onlara gülümsüyordu. "Bu da kim?" Sinirli sesiyle fısıldadığında Taehyung kollarını ondan ayırmadan kafasını kaldırıp sevgilisine şirince gülümsemişti. "Eski bir arkadaşım Kook. Uzun süre tekrar karşılaşınca sohbet ettik ve ona senden bahsettim. Biraz tuhaf bir kızdır ama çok takma. Tamam mı sevgilim?"
"Tamam."
Jeongguk, sevgilisinin kendisine gönderdiği minik gülümsemeye karşı sadece onu onaylamış ve elinden tutup hala kendilerine gülümsemeye devam eden kızın yanına götürmeye başlamıştı. Taehyung gülümseyerek diğer elini Jeongguk'un omzuna attığında konuştu. "Bu Jeon Jeongguk. Kendisi benim biricik sevgilim."
"Ohhh, Mina bende! Fotoğraflardakinden daha ponçiksin!"
"Memnun oldum."
Taehyung sevgilisinin yüzündeki ifadeden dolayı arkadaşına veda edip onu sınıfından çıkarmıştı. Parmaklarını doladığı eli okşamış ve sevgilisinine mahçup bir gülümseme göndermişti. "Özür dilerim. Ortaokuldayken de böyleydi. Değişmediğini bilemezdim."
"Sorun yok güzelim. Tuhaf arkadaşlarınla başa çıkmayı öğrendim sayılır."
Taehyung kafasını eğerek gülmüş ve sevgilisinin bu düşünceli aynı zamanda sevecen tavrını çok beğenmişti. Uzanıp dudaklarını, saçlarının üzerinden sevgilisinin alnına yasladığında derin bir nefes çekmiş ve gülümsemişti. Huzur doluydu bu gülümsemesi. Sebebi kalbinde ki, vücudunu titretecek derecede olan çarpıntılarıydı. Kokusunu her soluduğunda, gözlerine her baktığında ister istemez duygusallaşıyordu.
"Çok seviyorum Jeongguk. Her bir hücreni, deli gibi seviyorum."
"Taehyung.."
İsmini kapanan gözleriyle birlikte fısıldarken, Taehyung'un tek bir sözü içini titretiyordu. Kendisini biraz da alnındaki dudaklara sahip olan kişiye ittirdiğinde boştaki elini beline attı. "Bende. Bende seni çok seviyorum Taeyung."
Gülümseyerek dudaklarını alnından ayırmış ve kollarının omzundan etrafına dolamıştı. Sıkıca sarılırken dudaklarını açıkta kalan boynuna bastırmıştı.
"Biliyorum Jeongguk. Beni ne kadar çok sevdiğini görebiliyorum."
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Backpfeifengesicht × TaeKook✔
FanfictionBackpfeifengesicht: Yumruk atılması gereken bir yüz Üniversiteye giden Kim Taehyung, demir parmaklıklardan atlayıp okulunun yanındaki lise sonda okuyan ve sürekli kavga eden sevgilisi Jeon Jeongguk'un yanına gidiyordu. Yine. 🥈kavgacı [13.10.20]...