10. SORUN

18.2K 561 129
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, yorumlar arasında buluşalım olur mu 🥰💖

iyi okumalar!

10. SORUN

"Bir gece ansızın geldi. Sonra da arkasına bakmadan geldiği gibi çekip gitti."

demir demirkan - zaferlerim

lust - kasmicam

asknikko - deal with it

Altı yaşındayken evimizin arka bahçesinde salıncakta sallanıyordum. Başını gökyüzüne kaldırmış, dudaklarını saran tebessümle beyaz salıncakta oturan bendim. Bahçe her zaman ki gibi sessizdi. Bahçıvan bile ortalarda gözükmüyordu.

O salıncakta ne kadar saat durdum bilmiyorum ama kimse beni aramaya gelmedi: evin içinden bile adım seslenmemişti. Küçüktüm ancak bir şeyleri kafamda birleştirebiliyordum.

Mesela o gün, kuzenlerimin bizde kaldığını çok iyi hatırlıyordum. Ben evin görünmez kızıydım, yaşım boyum kaç olursa olsun; annemin başından def ettiği kızı bendim.

Ablam evimizin prensesiydi. Neden onun prenses olduğunu hiçbir zaman anlamamıştım. Belki de ilk çocuk o diye onu daha çok seviyorlardır diye düşünmüştüm.

Sonra büyüdükçe bencil bir kız çocuğuna döndüm. Nasıl o salıncakta kendi kendime sallandıysam, düştüğümde de avuç içlerimin yara almasını umursamadan ayağa kalktım bir daha düşmemek için.

Düştüm ve bu sefer yanımda Eflah vardı.

Hâlâ arka bahçemizde olan salıncakta bir gece yarısı tek başıma sallanmak istedim, bir anda karanlıktan bir erkek silueti gözüktü. Beni o gece salıncakta sallayan Eflah'dı.

Her düştüğümde yerden kaldıracağını, yalnız olmama izin vermeyeceğini ve bir hayal kırıklığı olmadığımı bana kanıtlayacağını söyleyen o adamdı.

Şimdi de bunları bana yaşatan da o adamdı.

İlk tanıştığım adamla bu adam arasındaki farklılık gözlerime batıyordu.

Boğazımı saran yumruyu yutmaya çalıştım. Orada bir şey vardı; yutmama izin vermeyen, boğazımı çizip yaran bir şey.

Şu an ne hissediyordum? Öfke? Hayal kırıklığı? İhanet? Şaşkınlık?

Arkamdan onun sesini duyduğumda avuçlarımdaki telefonu sıktım. Sesini duyalı belki de saniyeler oluyordu, bilmiyorum ama telefonu kazağımın altına koyacak zamanı bulabilmiştim.

Ona bir şeyler sezdirmemem gerekiyordu değil mi bu durumda? Öyleyse istediğini alacaktı.

Arkama döndüğümde, onun elindeki anahtarla kapıyı açtığını ve elindeki poşetleri evin zeminine bıraktığını gördüm. Bakışları ben de değildi. Bunu fırsat bilerek yüzümdeki ifadeyi toplamaya çalıştım ardından poşetleri almak için ona doğru yürüdüm.

"Hızlı geldin," dedim poşetlere eğilip iki poşet alırken.

Anahtarı vestiyere attı ardından üzerindeki ceketi kollarından çıkarmaya başladı. "Evin altında market olduğunu unutmuş gibisin," dedi ceketi asarken.

Ona cevap vermedim. Sessiz kalıp elimdeki iki poşetle beraber mutfağa ilerledim, ardımdan onun da elindeki poşetlerle geldiğini fark ettim.

YAŞ ON YEDİ |TAMAMALANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin