Bölüm 10:Beyaz Yalan

315 36 1
                                    

Mert'den

Kulaklığım kulağımda en sevdiğim şarkılardan birini dinlerken okula yürüyordum.Tabi ki yanımda bizim evin küçük tilkisiyle.Ona tilki diyorum çünkü acayip zekidir kendisi.

"Yemeğe çağıracak mısın?"

Omuz silkmekle yetindim.Çağırırdım çağırmasına ama geleceğini sanmıyordum.Sonuçta çok yakın değildik.

"Evet"

"Gelir mi?"

"Sanmıyorum"

Anında kaşları çatıldı.Adımlarını durdurup bana döndü.

"Neden?"

Onu taklit edercesine olduğum yerde durup Alp'e döndüm.

"O kadar da yakın olduğumuzu düşünmüyorum çünkü.Hem ailesinin nasıl olduğunu bilmiyorum.Belki izin vermezler"

"Hadi ama o kadar geri kafalı değillerdir"

"Alp!"

"Ne?"

"Kimse için böyle konuşmamalısın"

"Peki ama düşüncemi de mi dile getirmeyeyim?"

Göz devirip yürümeye devam ettim.Beni anladığını biliyordum.Sırf inadından böyle yapıyordu.Abisine çekmiş.

"Abi"

"Hm"

"Sence kuzenini de getirir mi?"

Sırıttım.Benim biricik kardeşim bal gibi tutulmuştu ama bir türlü kabul etmek istemiyordu.Öyle olsundu.Ben söyletmesini bilirim.

"Bilmem.Neden sordun?"

Göz ucuyla Alp'e baktım.Yanakları al al olmuştu.Kıkırdayıp önüme döndüm.

"Bence getirir"

Anında yüzüne bir gülümseme yayıldı ama hızlıca eski ifadesine döndü.Şimdi seni kıvrandırmak vardı ama büyüklük bende kalsın.

*

Ayağımla yerde ritim tutarken bir yandan da etrafı kontrol ediyordum.Neden bu kadar geç kalmıştı ki?

Sonunda görmek istediğim yüzü görünce büyükçe gülümsedim ama gülümsemem anında soldu.

Göz altları morarmış ve gözleri kızarıp şişmişti.Ayrıca bakışları yorgun olduğunu belli edercesine bayıktı.Ne olmuştu gene?

Kulaklığımı cebime tıkıştırıp Çiçek ve Serhat abinin yanına koştum.Yanlarına vardığımda Serhat abinin bakışları anında beni buldu.Dikkat çekmemek adına hafifçe gülümsedim.

"Günaydın abi"

"Günaydın"

Başımı hafifçe arkaya döndürüp gözlerimi Çiçek'e çevirdim.

"Günaydın Çiçek"

Hızla başını kaldırıp gözlerini gözlerime kilitledi.

"Günaydın"

Sesi baya kısık çıkmıştı.Ona gülümseyip tekrar Serhat abiye döndüm.

"Abi biraz konuşabilir miyiz?"

Tek kaşı havaya kalkarken konuş anlamında bir işaret yaptı.

"Şey bizim Çiçek'le ortak proje ödevimiz varda.Eğer izin verirsen Çiçek bugün bize gelse de yapsak ödevi"

Küçücük bir yalandan bir şey olmazdı değil mi?

Serhat abi birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra gözlerini gözlerime dikti.

"Sadece 2 saat.Ayrıca ben götürüp getireceğim"

Anın heyecanıyla Serhat abinin boynuna atladım.

"Sen harikasın abi"

Serhat abi kollarımı tutup nazikçe (!) ayırdı bedeninden kollarımı.Mahçup bir ifadeyle geri çekilip Çiçek'e baktım.Anlamaz gözlerle bana bakıyordu.Ona göz kırpıp Serhat abiye döndüm.

"Okul çıkışından yarım saat sonra gelirsiniz abi"

Başını onaylar anlamda sallayıp Çiçek'e kısa bir bakış attıktan sonra arkasını dönüp çıkış kapısına ilerledi.Serhat abi gider gitmez Çiçek'in yanına gelip hafifçe koluna dokundum.Dokunuşumla irkilip bana döndü.Gülümsemekle yetindim.Konuşmak istesem kalbimin sesi buna engel olur diye korkuyordum.

"Proje ödevi mi?"

Başımı salladım.

"Ne ara verildi? Veya ben ne ara seninle proje eşi oldum?"

Sırıtıp tamamıyla ona döndüm.

"İki dakika önce"

Kahvenin köyü tonlarına ev sahipliği yapan gözlerini kısıp bana baktı.

"Yalan mı söyledin?"

Dudağımı büzüp yüzüme tatlı bir ifade yerleştirdim.

"Ufak bir beyaz yalan"

Çiçek gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.Gözlerim anlık oraya kaysa da hemen kendimi toparladım.

"Eeeee, geliyor musun?"

Düşünür gibi yaptı.Ardından yüzüne ciddi bir ifade yerleştirdi.

"Hayır"

Anında yüzüm düşerken Çiçek hâlâ ciddi bir ifadeyle duruyordu.

"Ne demek hayır?"

Hafifçe gülümseyip eliyle burnumun ucuna dokundu.Ben onun dokunuşuyla kaskatı kesilirken Çiçek kıkırdayıp geri çekti parmağını.

"Tek beyaz yalanlar söyleyen sen değilsin"

Ardından yavaş adımlarla uzaklaştı.

Elimi kaldırıp burnuma dokundum.

Bana gülümsedi değil mi o?

Bir de dokundu.

Ölmezsem iyidir.

Sevgiyle kalın 🖤

Beyaz Kanatlı MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin