Serhat'dan
"Bu sene ekinler iyi boy verdi.Kârımız çok olacağa benziyor"
Başımı sallamakla yetindim.
"Bir ara kontrol et tarlayı"
"Peki baba"
"Selma Teyze"
Koşarak bize gelen Zeynep'i görmemle kaşlarım çatıldı.
Niye koşarak geliyordu?
En önemlisi Çiçek neredeydi?
"Ne oldu kızım ne bu hâl?"
Annem eşarbını düzeltip dışarı çıktı.Bu sırada Zeynep de yanımıza kadar gelmişti.Ellerini dizine koyup bir süre soluklandıktan sonra gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdi.
Gözlerindeki duygu, korku muydu? Yoksa arada kalmışlık mı?
Ellerini dizlerinden çekip doğruldu ve bir kez yutkundu.
"Kızım, Çiçek nerededir?"
"O okulda"
"Neden gelmedi?"
"Bir çocukla konuşuyordu.Hatta şey"
"Ney kızım?"
"Uygunsuz şeyler yaptılar Selma Teyze"
Annem kırmızı görmüş boğaya dönerken babam elindeki tesbihi sıkmış öylece yere bakıyordu.
"Bak sen şu kıza.Eve bir gelsin bacaklarını kıracağım onun"
Annem hırsla babama dönüp ellerini beline koydu.
"Bak gördün mü? Ben sana dediydim bu kızı okula göndermeyelim diye.Ama sen beni dinlemedin.Neymiş okuyacakmış.Gördün mü başımıza -"
"Anne!"
"Sen de mi onun tarafındasın"
"Evet anne onun tarafındayım"
"Aman ne haliniz varsa görün.Ama demedi demeyin bu kız bizim namusumuzu iki paralık edecek"
"Yeter hanım"
Annem söyleyeceklerini yutup sinirle mutfağa girdi.
Göz ucuyla babama baktım.Elindeki tesbihi hızlı hızlı sallıyordu.Bu da demek oluyordu ki sinirliydi.
Zeynep vazo kırmış küçük çocuk edasıyla babama baktı.
Bu kızda bir şeyler vardı ama hayırlısı.
"Zeynep sen bir gelsene benimle"
"Peki abi"
Oturduğum yerden kalkıp bahçeye indim.Zeynep de peşimden geldi.
"Anlat bakalım şu işin aslını"
"Dediklerim doğrudur abi"
"Çiçek nerede?"
"O çocukla beraber okulda"
"Ne yapıyorlar?"
"Sadece sarıldılar abi"
Sinirden titreyen ellerimi saçlarımdan geçirdim.
"O zaman neden yalan söyledin?"
"Kurtulmak için"
"Neyden?"
"Evlenmekten"
Yaşlı gözlerini kaldırıp gözlerimin içine baktı.
"Ben yalan söylemeseydim o adamla beni evlendireceklerdi"
"Yalan söyleyince eline ne geçti?"
"Çiçek'i suçlu bulup benim yerime onu evlendirirler diye düşündüm"
"O senin kuzenin değil mi?"
"Benim kuzenimse senin de kardeşin o abi.Bana diyorsun ama asıl sen nasıl kıydın ona?"
Gözlerimi kocaman açıp karşımdaki bedene baktım.
Nereden biliyordu?
Çiçek mi söylemişti?
"Yal -"
"Hiç boşuna inkar etme.Çiçek her şeyi anlattı"
Çiçek!
Bittin sen!
"Kes ağlamayı"
Gözyaşlarını sildi hemen.
"Şimdi evine gidiyorsun ve kimseye bir şey anlatmıyorsun.Yoksa yaptıklarını herkese söylerim"
Gözleri korkuyla büyürken hızlıca başını salladı.
"Aferin.Git şimdi"
"Abi"
"Efendim"
"Çiçek'e ne olacak?"
Evlenecek.
Başka çaresi mi vardı sanki.
"Sen düşünme bunları.Sadece kurtulduğunu bil yeter"
Sevinçle başını sallayıp adeta sekerek ilerlemeye başladı.
Dışarıya sıkıntılı bir nefes verdim.
Demek her şeyi anlatmıştı.
Pekala.
Madem Çiçek her şeyi bir başkasına anlatmıştı bende bundan sonra ona merhamet etmezdim.
Zaten çok bile değer vermiştim ona.
Artık karşısında abisini değil, bir yabancıyı görecekti.
❇
Küfür etmek serbest.
Kısa oldu ama olaylı geçiş bölümü olarak düşünün ve bir de Çiçek'e laf etmeyin.O bu hikayedeki en masum kişilerden biri.Sadece birkaç yanlış anlamaya uğradı.
Serhat'a da fazla yüklenmeyin.O da birkaç şeyi yanlış anladığı için böyle.
Umarım beğenmişsinizdir 🖤
Hepinizin yılbaşı kutlu olsun ve yılınız sağlık ve huzurla geçsin 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Kanatlı Melek
Chick-LitKirli ellerin uzandığı temiz bir beden ve mahvedilen bir hayatın öyküsü...