☆Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana. Hz. Mevlana☆
--------------------------------------------------------------
Evet, herkese merhaba öncelikle. Kitabımı okuyan canlardan bir tek ricam var lütfen yorum yapın ve aşağıdaki küçük yıldıza basın . İyi okumalar
--------------------------------------------------------------
Üstümü değiştirip yanıma biraz para alarak köpeği de kucağıma alıp apartman dairesine çıktım. Ayakkabılarımı giyip kapıyı kilitledim. Merdivenlerden aşağıya inerken apartman kapısı açıldı ve içeriye altı kişi girdi sırayla. En öndeki kişi haricinde hiç sorun yoktu.
--------------------------------------------------------------
Neden buradaydı bu uyuz yüzbaşı, aslında çokta uyuz sayılmaz sonuçta köpeği veterinere götürtmüştü.
Yüzbaşının arkasındaki erkekleri buraya taşınırken ara sıra görmüştüm fakat yüzbaşını ilk defa bizim apartmanda görüyordum. Onları umursamadan yanlarından geçip gitmek istesem de altı adamdan bir tanesi laf attı bile.
"Merhaba, köpek nasıl iyi mi durumu" dedi. Bu köpeği veterinere götüren askerdi. Yüzbaşının Beleşçi diye yanına çağırdığı asker.
"Merhaba, iyi gibi ona yiyecek bir şeyler almaya gidiyordum bende" dedim onlara biraz daha yaklaşarak. Şaka gibi bir durumdaydım koca koca altı adamla küçücük apartman dairesinde karşı karşıyaydım.
"İyi olmasına sevindim. Mert ben" dedi elini uzatırken. Bende elimi uzatıp
"Duru Zorlu" dedim. Mert esmer bir adamdı. 25 veya 27 yaşlarında gösteriyordu. Gerçi hepsi en fazla 30 yaşlarındaydı.
Yüzbaşının arkasındaki kumral olan elini uzattı bu sefer.
"Selam ben Yiğit Çelik ve sende Miray'ın kuzeni olmalısın memnun oldum şimdiden " dedi gülümseyerek.
Ben ise sadece elini sıkıp kafamı salladım gülümseyerek. Yiğitte oldukça yabani duruyordu ama gülünce o yabaniliği gitmişti.
"Memnun oldum. Miray herkese benden bahsetti sanırım, hepiniz asker misiniz?" dedim. Benim bu sorum üzerine Baybars lafa atladı.
"Evet hepimiz askeriz. Ben Baybars Akıncı memnun oldum Duru Zorlu" dedi elini uzatırken. Elini sıkmakla yetindim sadece.
Diğer askerler de sırayla kendini tanıtı. Siyah saçlı olan adamın adı Uğur imiş. Diğerlerinin adı ise Serkan ve Barışmış. Hepsiyle el sıkıştıktan sonra
"Tanıştığıma memnun oldum hangi dairelerde oturuyorsunuz" diye sordum.
"Ben, Uğur ve Serkan sizin karşı dairenizdeyiz. Baybars yüzbaşım, Yiğit üsteğmenim ve Barış üsteğmenim giriş katta" diye cevap verdi bana Mert.
Anladığımı belirtmek için kafamı salladım.
"Anladım size iyi günler görüşmek üzere" dedim ve hepsinin yanlarından geçerek kendimi sokağa attım.
Derin bir nefes alıp kucağımdaki köpüşü sevdim. Bu köpeğin bir adı olmalıydı. Bizinle kalabilir herhalde bunu Mirayla konuşmalıyım. Bu düşüncelerden kendimi kurtarıp hızlıca sokakları gezmeye başladım.
--------------------------------------------------------------
Uzun süren alışverişimin ardından iki kere kaybolma tehlikesi taşıyarak sonunda eve geri dönmeyi başara bilmiştim. Apartmandan içeriye girerek bizim kata çıktım. Cebimdeki anahtarla kapıyı açtım. Miray hâlâ evde yoktu. Gerçi eve gelse de giremez ki anahtarı yok. Hemen telefonumu çıkartıp Mirayı aramak için rehbere girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU
RomanceLaz bir kız... İnatçı, dediğim dedik, ağzından çıkan her sözü yemin bilen bir kız. Peki kim bu kız?? Namı değer muallim hanım yani; DURU ZORLU Ankaralı bir delikanlı... Yerine göre sert yenine göre espirili, hayatta tek bir hedefi olmuş babası g...
