20.BÖLÜM💐

6.3K 305 40
                                    

Merhaba sevgili okurum. Kitabımız çok iyi ilerliyor fakat sizden bir ricam var. Lütfen desteğinizi eksik etmeyin. Varlığını vote ve yorumlar ile belli edin. İyi okumalar diliyorum❤

------------------------------------------------------------

Bir insanın bir insana verebileceği en güzel hediye, ona ayırabileceği zamandır. (Dale Carnegie)

------------------------------------------------------------

Araba okuldan çok uzaklaşmıştı. Karargaha çok az kalmıştı. Tam o anda aklıma günlüğümü masada bıraktığım geldi.

------------------------------------------------------------

Yan tarafımda gülerek oturan Miray'a baktım.

"Miray çok kötü bir şey oldu" dedim.

"Ne oldu?" Dedi kafasını bana döndürerek.

"Günlüğü masada bırakmışım, sende almadın değil mi?" Dedim.

"Almadım da, ne olacak sanki kızım?" dedi. 

"Ne biliyim ben, içinde saçma saçma şeyler yazıyor ya ondan korktum sanırım" dedim.

"Bir şey olmaz Açelyanın yanına gidelim sonra sen gider alırsın" dedi. Kafa salladım.

Hiç konuşmadan devam ettik karargaha doğru. Açelyayı göreceğim için çok sevinçliydim. Bulunmasına çok sevinmiştim. Karargaha gelince arabadan indik birlikte. Kapıya doğru ilerlemeye başladık. Girişteki askerler Miray'a selam verirken Miray sadece kafa sallıyordu. Hızlı bir şekilde Miray önde ben arkada ilerledik.

Miray bir odaya gelince kapıyı çalıp içeriye girdi. İçeride tim ve Ecevit albay vardı. Miray olduğu yerde albaya selam verirken benim gözlerim Açelya ve Baybars'ı arıyordu.

"Rahat kızım" dedi albay. Miray selam vermeyi kesti.

"Açelya'nın bulunduğu haberini almıştık biz Ecevit bey ama şuanda burada göremiyorum. Açelya iyi değil mi?" dedim.

"Hastaneye geçiş yaptılar Duru hanım. Buraya bu kadar rahat girmenize Miray'ın payı var sanırım" dedi albay.

"Telaş yapınca öylece girdik komutanım, bir daha olmaz" dedi Miray.

"Öyle umuyorum Miray bu iki oluyor" dedi Ecevit albay.

Neyden bahsettiklerini anlamamıştım ama konumuz bu değildi.

"Hangi hastane?" dedim.

"Komutanım izin verirseniz bizde gidelim" dedi Yiğit.

"Tamam oğlum gidin" dedi Ecevit albay.

"İyi günler" dedim albaya gülümseyerek. Albay da bana aynı şekilde gülümseyince odadan çıktım. Tim de benim arkamdan çıkmıştı.

Bahçeye kadar kimse konuşmamıştı.

"Eyvallah yenge bizimde gelmemizi sağladın" dedi Yiğit kolunu omuzuma atarken. Güldüm sadece.

"Açelyanın durumunu nasıl, siz gördünüz mü?" dedim.

"Hayır, Serkan ve Baybars gittiler almaya sonra da hastaneye geçmişler direk" dedi Yağmur.

"Mustafa amca o nerede peki?" dedim.

"O da gitti merak etme gelin hanım" dedi Mert. Ben tam bir şey diyecekken Beyza kolunu sıktı Mert'in.

Bu yüzden hiç bir şey söylemeden sadece yürümeye devam ettim. Karargahın çıkışına gelince herkes olduğu yerde dikilmesi başladı. Yiğit ve Miray kendi arasında sohbet ediyordu. Yanlarına yaklaştım.

OYUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin