KESİT

17.1K 1.3K 152
                                    



"Çok kızgınsın bana..." Sıkıntıyla derin bir iç çekti. "Daha kaç kere daha özür dilemeliyim bilmiyorum. Senin acını, acımızı dindiremem... Bunu da biliyorum."

Kardelen hiçbir şey söylemedi. Sadece tavanı izliyordu. Onun kollarının arasından çıkmak istediğinde Rizgar buna izin vermedi. Kadın da zorla çıkmaya çalışmadı zira gücü yoktu. Onun göğsünü yumruklayacak, bırak beni diye bağıracak o gücü kendinde bulamıyordu.

"Onlara bebeğimizin katili Rizgar mı dedin?"

Rizgar sorduğu soruyla birlikte yutkunamadı. Narin'in sözlerinden bunu söylediğini anlasa da yanlış anlamış olmasını diledi.

Kardelen irkildi. Şaşkınca bakışlarını ona çevirdiğinde ne diyeceğini bilemeden ona perişan gözlerle bakan adamı izledi.

"Ş-Şey, ben..."

Rizgar'ın bu duruma canı daha çok sıkıldı. Kadını kollarından ayırıp yatağa bırakırken hafifçe doğruldu.

"Çocuğumuzu ben öldürmedim! Yeter ulan artık! Beni böyle sınama Kardelen! Ben katil miyim? Kendi çocuğumu nasıl öldürebilirim? Ben sandım ki seni eve getirince her şey değişecek!" Sesini yükseltti. "Ben sandım ki annem torunu duyunca sevinçten delirecek, seni el üstünde tutacak!" Öfkeyle elini saçlarının arasından geçirdi. "Bilemedim lan bilemedim! Böyle bir şey olacağını bilemedim!"

Kardelen üzgünce Rizgar'ı izledi.

"Haydi anneni öyle sandın... Peki ya o kadın? Sana âşık olan o manyak kadın? Ona nasıl güvenip beni yanına götürdün Rizgar? Sadece biri değil ki! O evde herkes şeytan!"

Rizgar dişlerini sıktı.

"Sana zarar veremez diye düşündüm! Onunla muhattap olmana bile ihtimal vermedim!"

Kardelen sustuğunda Rizgar hızla ayağa kalktı. Öfkeyle sandalyeye vurduğunda Kardelen telaşla ona baktı.

"Uyanacaklar!" Diye onu uyardı.

Rizgar içindeki öfkeyi atamıyordu.

"Ben seni burada o piç ağabeyinle yalnız bırakmak istemiyorum Kardelen! Benimle gel! Sana yalvarırım! Gidelim, son bir şans ver bana!"

Kardelen yavaşça doğruldu. Gözleri dolan kadın ağlamamak için kendini sıktı. Bakışlarını kaçırdı.

"Rizgar git lütfen..."

Rizgar karısının elini tuttu. Dizlerinin üstüne çöktüğünde acıyla ona baktı.

"Gözlerime bak!" Kardelen bakmayınca çenesini tutup ona bakmasını sağladı. "Gözlerime bak kadın!"Kardelen'in gözünden bir damla yaş süzüldüğünde Rizgar hemen o yaşı yakalayıp parmağıyla okşayarak sildi.

Kardelen kendini tutamayıp gözyaşlarını serbest bıraktı. Rizgar yavaşça sevdiği kadının elini dudaklarına götürdü. O küçücük eline uzun bir öpücük bıraktı.

"Haydi gel benimle, götüreyim seni!" Rizgar'ın da gözleri doldu. "Burada o şerefsiz ağabeyin var! Ben ondan daha mı kötüyüm güzelim? Ben ondan daha mı pisliğim? Beni nasıl kötü bir adam yaptın böyle? Ona güvenip bana güvenmiyorsun!"

Kardelen elini adamdan kurtardı. Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.

"O benim ağabeyim, sen ise hiçbir şeyim değilsin!"

Rizgar kaşlarını çattı.

"O sana eziyet eden ağabeyin, ben ise seni onu elinden kurtaran kocanım Kardelen!"

Kardelen acıyla gülümsedi.

"Bu nasıl kurtarmak Rizgar? Senin bana ettiğin eziyeti ağabeyim bana etmedi! Kötüsün sen işte! Dinlemedin beni! Kötü adamsın!"

Rizgar kadının her sözünde sinirleniyordu. Ona çok iyi bakmıştı. Mutlu olsun diye yurt dışına götürmüştü. Onu mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Yaralarını tek başına sarmıştı. Şimdi böyle konuşması öyle ağrına gidiyordu ki asla bu sözleri hak etmediğini düşünüyordu.

"Ben seni sevmekten başka ne yaptım lan ne yaptım?!" Diye gürledi Rizgar.

Kardelen hemen onun ağzını kapattığında Rizgar onu belinden tutup kendisine çekti. Göz göze geldiklerinde sakinleşmeye çalıştı.

"Gidelim Kardelen! Daha önce yaralarını ben sarmıştım, bu sefer de açtığım yarayı ben saracağım. Bunu benden başka kimse yapamaz!" Onun yanağını okşadı. "Seni başka bir şehire götüreceğim çiçeğim. Sen nereye istersen! Herkesten uzak kalacağız. Sadece ikimiz... Yemin ederim ki hayatımıza başka birini sokmayacağım! İstersen aynı odada bile kalmayız. Sen yeter ki bu adamı bırakıp gitme..."

Kardelen durdu...

Dili hayır demek istese de kalbi onu durduruyordu. Babasının sıcaklığını sadece bu adamda bulabilmişti. Ağabeyleri bile kadına o sıcaklığı verememişti.

Rizgar dudaklarını kadının boynuna bastırdı. Israrcı bakışlarıyla karısını izliyordu. Eğer onunla gelirse karısını en iyi şekilde yaşatacaktı.

Eğer gelmezse...

İşte bunu hiç düşünmek istemiyordu.


Sizlere moral olması için küçük bir kesit bırakıyorum.🥀

Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.❤️


INSTAGRAM:

rumistt

rumeysagulhanhikayeleri

👆🏻👆🏻

KARDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin