BÖLÜM 23

410 42 42
                                    

Aşkın Böylesi

...

*TAEHYUNG*

Kulaklarım uğuldarken gözleri açmaya çalıştım. Gözlerimdeki yaşlar açmama engel olurken kıpırdamayı denedim ama olmadı.

Yapamadım.

Canım acıyordu, nefesimi kesiyordu. Bedenimi ölüm sessizliği bürümüşken ona karşı gelemiyordum ama... yapmalıydı. Tekrardan, yine.

Gözlerimi az da olsa açarken etrafımdaki gürültü sesler boğuk gelirken yanağımız yasladığım soğuk zemine baktım. Başım dönüyordu, kendinde değildi bedenim. Hissizlik kaplamıştı onu, kendine getiremiyordum.

Nefes almaya çalıştım ama belim ve omzuma saplanan acı ile sessiz bir nefes verdim. alamadan... elimden olan son nefesimi de vermiştim sanırım. Canım acıyordu. Ölümü istesem de başarabilirdim. Yine başarabilirdim.

Boğazım ve bedenim acıyarak yutkunurken zar zor kaldırdığım elimi zemine bastırıp kalkmaya çalıştım. Sağ kolumun üstüne düşmüştüm belki de hissetmemenin nedeni buydu. Duyduğum ayak seslerine aldırmadan acımla dizlerimin üzerine durdum tek elimle.

Zordu, hem nefes almak hem de hayatta durabilmek. Uyuşuk bedeninle ise daha da zordu. Canın acıyordu ama yapmalıydın yoksa... ölecektin. Seçim senindi; canın acıyarak hayatta kalmak mı yoksa ölümün huzurlu kollarına kendini bırakmak mı?

Seçim senindi. Benim seçimim ise belliydi. Sırtımın ve kolumun acısına aldırmadan nefes alıp ayağa zorlanarak kalktım. Kalkmamla başımın dönmesi bir olurken yanımdaki duvara çarparak kendime dinlenme süresi verdim.

Biliyordum, ne kadar çok dinlenmek istersen ölüm sana o kadar çok yaklaşırdı. Bense ona direnmeyi tercih ediyordum. Yine...

Hissiz sağ kolumu duvara yaslarken sol kolumla onu tutup başımı duvara yasladım. Sadece kısa bir süre, biraz nefes alıp hemen buradan gitmeliydim. Kaçmalıydım. Duymakta zorlandığım seslerden kaçıp kurtulmalıydım.

Ne kadar berbatlaşan bir hayatım olsa da daha yaşayacak güzel günlerim vardı. Umarım.

Elime damlayan ılık sıvı ile başımı yasladığım yerden kaldırıp koluma baktım. kolumu damar gibi dıştan saran kan parmak uçlarımdan akarken bedenim daha da karıncalanıyordu. Bedenim kontrol etmekte zorlanırken sık enfeslerimle duvara biraz daha yaslandım.

Sanırım, sırtım ve kolumdan vurulmuştum. Kanlı elimle duvara tutunup oradan ayrılırken duvardan ayrılmamla başımın dönmesi bir olmuştu. Lanet olsun, bedenimi kontrol etmek neden bu kadar zor ki. Duvara tutunarak yavaşça arkama bakmadan ilerlemeye çalıştım.

Etrafım karanlıkla aydınlık arasında kalmış çekmeyen, sesini duymakta zorluk çektiğin televizyon gibiydi. Önümü görmekte, düşünmekte, bedenime hareket etmekte zorluk çekiyordum.

Yavaş hareketlerle, kanlı elimi duvarda gezdirerek kanımın duvarda kalmasını sağlarken tek düşünebildiğim buradan bir an önce çıkmamdı. Ya da beni birisinin çıkarması, annem babam... Jungkook ya da başka birisi.

Kim olursa olsun, ölümden yine kaçmak istiyordum. Yaşayacağım çok şey varken ona sığınamazdım. Alnımdaki ıslaklıkla duvara tutunarak ilerlemeye devam ederken birkaç adım ileri de ki kapıya baktım.

Yüzümde acıyla karışık bir gülümseme oluşurken kapıya yaklaşıp kanlı elimle tutum. Kolum sızlarken dudağımı ısırıp açmaya çalıştım. Ama olmadı.

Olan tek şey, kanlı bir kapı kulpu ve çaresiz hisseden ben.

Acıyla yutkunup kapanmak isteyen gözlerimi zar zor açarak arkamdaki sesleri geri de bırakarak sessizleşen koridorla ilerlemeye devam ettim. Ya kulaklarım sesleri işitmiyordu ya da sesler artık kesilmişti.

AŞKIN BÖYLESİ ( BTS ver. 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin