BÖLÜM 24

431 40 137
                                    


Aşkın Böylesi

***

*3 Gün sonra*

Zaman geçerken benden neler aldığı konusunda hala düşünüyordum. Hayatımı mahvetmişti ve ben ayakta durmaya devam ediyordum. Bir şekilde, acı verse de.

Etrafımda olan ilgi bana küçüklüğümü hatırlatsa da artık alışıyordum. Unuttuğum şeyler tekrardan alışmak ne kadar zordu biliyor musunuz? Hatırlamamak için çalıştığınız ve bir şekilde hatırlatan olaylarla karşılaşıp güçlü gibi durmak... zordu.

Ama ben, bir şekilde başaracaktım. Etrafımda bana ilgi gösteren insanlarla... Jungkook ile de.

Ağrıyan bedenim ve gözüme giren güneşe rağmen uyumak ne kadar da zordu böyle. Sağ kolumu sarılı olduğu için kıpırdatamıyordum diğerini ise üzerinde yatıp uyuşturduğum için kıpırdatamıyordum.

En azından fazla ağrıları yoktu. Ağrı kesicileri bu yüzden seviyordum. Ama şimdilik konum kapalı gözlerimden bile girmeyi başaran güneşti. Uyumak istiyordum ve uyuyamıyordum. Neden?

Kapının yavaşça açılmasıyla iyice uyuşan bedenimi hareket ettirdim. Ettirmemle sırtımdaki acılar yüzümü buruştururken uyumaya kaldığım yerden devam etmek istiyordum ama bedenim uyku modun da olsa da kulaklarım tam tersi odamdaki adım seslerine odaklanmıştı.

Bedenim uyuyor ama kulaklarım alman kurdu gibi tetikteydi. Gel de uyu şimdi. Adım sesleri ne kadar sessiz çıksa da ona istemsizce odaklanıyordum işte. Bu tuhaftı. Acaba benim gibi diğerleri de uyurken böyle tedirgin oluyorlar mıydı ki.

Yanıma kadar gelen adım sesleri ile uykum kaçarken gelen kişiye bakabilmek için gözlerimi yavaşça açtım.

Bogum hyung, elindeki kamera ile beni çekerken öylece baktım ona. Geri geldiğine sevinsem de onunla olan anılarım hep kötüydü. Tabi ilk tanışmamızda sorun olmasa da sonradan gidişi ve kendini bana birkaç gündür özür dileme şekiller...

Hala onu affetmiş değildim ama ona da hak veriyordum. Geçirdiğimiz zaman boyunca bana sayısız iyiliği dokunmuştu bana ağabeylik yapmıştı. Sessiz Taehyung'u o,çenesi düşük birisine çevirmişti. Her şey onun suçuydu işte.

Babam ve onun huyları eşittir ben.

''günaydın uykucu, hala uyanamadın mı?'' uykum olmamasına rağmen acıdan kısılan gözlerimle ona baktım.

''bunca yıldır yaşıyorum hala uykumu almış değilim.'' Dedim kısık bir sesle. Ağrı kesiciye rağmen arada gelen ağrılarla anca sabaha karşı uyuyabiliyordum. Ve benimle birlikte hastane de uyuyup kalkan ailemle birlikte. Onlara kendimin iyi olduğunu göstermeye çalışsam da... değildim.

Peki düzelebilir miydim? Bilmiyorum.

'' yorgun gözüküyorsun uykucu, ağrın mı var yoksa'' başımı yastığa biraz daha gömerken bedenin altında uyuşan elimi yatağın üzerine bıraktım. Uyuşan elimle yüzüm buruşturdum.

''yok...''

''bana yalan söyleme, bakışlarından bile ağrıların yüzünden uyumadığını anlayabiliyorum'' kaşlarım havaya kalktı. Doğru ya o benim şimdiki psikoloğum değil mi?

''nesin sen. Psikolog mu medyum mu?'' kamerayı yüzüme yaklaştırıp somurttuğum yüzümü çekmeye devam ederken kamera yerine ona baktım. Cidden kendini affettirmeyi beni sinir ederek mi yapacaktı merak ediyordum.

''neden beni çekiyorsun kara kıvırcık saçlı kız'' sinir etmede üstüme yoktu ya da bana öğrettiği gibiydim. Benden kalan bir şey varsa elbet. Kaşlarını çatıp kamerayı gözüme sokarken başımı yastığa gömdüm.

AŞKIN BÖYLESİ ( BTS ver. 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin