Aşkın Böylesi (FİNAL)
....
'' daha iyi misin?''
Omzuma başını koyarak elindeki kahveyi içen bedene bakmaya çalıştım ama ona bakarken yüzüme değen saçları yüzünden huylanıyordum.
Tuvalette bir güzel kusarken hala bir şeyler söylemeye devam ediyordu. Konuşmayı sevmeyen Jungkook, içki yüzünden anında benim gibi çenesi düşük birisine dönüşüvermişti.
Şimdi ise elindeki kahveyle ayılmaya çalışan ama hala konuşan bir adet Jungkook ile uğraşıyordum. Beni öpmesi ve beni ilgilendiren sözlerini saymazsak... beni o kadar da uğraştırmamıştı.
''Jungkook, ses ver öldün mü yoksa...''
'' midem... hala bir şeyler çıkarmak istiyor.'' Nefesim çenemi gıdıklayan saçlara çarparken şimdi ne olacağını merak ediyordum. Sesi hala... ben sarhoşum diye bağırıyordu.
''elindekini iç ve...git'' dedim. Neden dediğimi bile bilmezken başını kaldırıp baygın gözlerle beni süzmeye devam ederken ne yapacağımı bilmeden etrafıma baktım. Körkütük sarhoş olup zorla kaşınan bir Jungkook ile uğraşmak yapmak istediğim en son şeydi.
'' Bogum dedi ki...''
''... boş ver ne dediğini. Sarhoşsun Jungkook, kendine geldiğinde konuşalım'' dedim bana bakmaya devam eden gözlere. Ama ben ondan başka her yere bakmakla meşguldüm. Ta ki çenemdeki parmaklarla yüzüm ona dönene kadar...
''beni dinlemelisin Kim Taehyung...''
''Jungkook kendinde değilsin...'' söyleyeceklerinin çoğu belki de ... gerçekten söyleyeceklerin olmayacak ve sen sabaha bir şey hatırlamayacaksın. Çenemdeki parmaklar ona yaklaşmamı sağlarken yarı üzgün yarı heyecanlı benle ona bakmaya devam ettim.
Sabah olduğunda bir şey hatırlamıyor olacaksın ve bu benim daha da canımı acıtacak Jungkook. Şimdi yaptığının bir önemi yok. Hepsi alkolün etkisi altında söylediğin şeyler olacak.
''tuhaf... sana beslediğim duygu tuhaf.'' Elindeki kupayı masaya bırakıp bana odaklanmıştı. Sarhoş gözlerinde gördüğüm parıltı konuşmak için araladığım dudaklarımı mühürlerken burnumun ucuna kondurduğu öpücü ile saniyeler içinde olsa gözlerim karanlığın huzuruna adım atmıştı.
''seni... seviyor olmam sence de tuhaf değil mi?''
''neresi tuhaf, benden iyisini bulabileceğini mi sanıyorsun'' dedim ve yüzüne yayılan gülümsemesine şahit olmuştum. Ben ve düşük çenem, her şeye yeterdik ve şuan ikimizde fazlasıyla açık sözlüydük.
''neden olduğum her şey için özür dilerim Taehyung...'' söyleyeceklerini midesini tutarak yüzünü buruşturması keserken çenemden çekilen parmak rahat bir nefes aldığıma dua ediyordum. Kıvama geliyorum ve her an Jungkook'un altına yatacak gibi duruyorum.
İstiyor muyum,evet.
Ama Jungkook'un da istemesini istiyorum. Sarhoş haliyle değil.
'' hala sarhoşsun Jungkook, yarın konuşalım''
''hayır, sarhoş değil kendimi fazlasıyla özgüvenli hissediyorum. İzin ver de sana hissettiklerimi söyleyeyim Taehyung.''
Kollarını dizlerime koyarak yüzlerimiz arasındaki mesafeyi kapatırken düşük çenem şimdi susmayı tercih ediyordu. Sanırım Jungkook benim bu hayattaki imtihanım gibi bir şeydi.
'' sana hissettiklerim ilk başta arkadaşlık olsa sonradan değiştiğini kabul etmeliyim. Ama bunu, benim kabul etmem... biraz uzun sürmüş olabilir'' gözlerimi devirip sargılı kolumu gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN BÖYLESİ ( BTS ver. 2 )
Fiksi PenggemarSEZON 2 ile karşınızdayım kkk :3 '' Bu kadar komik olmayı nasıl beceriyorsun Taehyung'' '' Daha neleri beceriyorum bil bilsen asıl o zaman şaşırırsın.'' pişkince sırıtırken karşımdaki masum beyaz atlı prensime baktım öğreneceği çok şey vardı. çok ş...