Efe zile basarak bir yandan kapının açılmasını beklerken diğer yandan ayağını yere vurarak kulaklığından gelen ritme eşlik ediyordu. Kapı açıldığında karşısındaki kadını süzdü, mahalleden değildi, büyük ihtimalle Merve hanım kendisine yardım etmesi için başka birisini bulmuştu. "Efe ben, sizi ilk defa görüyorum." Gülümseyerek kadına elini uzattı.
"Şey evet yeniyim, Arda'nın-" Kadın kendisine uzatılan eli sıkarak geri çekildiğinde Efe sabırsızca yerinde kıpırdandı.
"Aynen aynen, onun arkadaşıyım." Kapıyı hafifçe iterek kendisine yer açtı. "Geçeyim şöyle." Kadına kalsa tüm gün orada dikilip duracaklarmış gibi bir izlenime kapılmıştı çünkü. Müziği kapattıktan sonra kulaklığı rastgele cebine itelediği sırada oturma odasına varmıştı bile. "Ben gel-" Bir süre şaşkın bakışlarla Arda'yı izledikten sonra silkelenerek kendine geldi ve cümlesini tamamladı. "-dim."
Arda başını kaldırarak gelene baktığında heyecanla yerinde doğruldu. "Naber?"
"İyi de, ne yapıyorsun sen?"
Arda boğazını temizleyerek yarım bıraktığı yaprak sarmasını tamamladı ve yeni bir yaprak açtı. "Belli olmuyor mu?"
"Oluyor da-"
"Gülme." Bunun üzerine Efe gülme dürtüsünü engellemek ister gibi dudaklarını birbirine bastırarak sırt çantasını oturma odasındaki koltuklardan birine koydu ve masaya yaklaştı.
"Ders çalışmıyor muyuz?"
"Şunlar bitsin ondan sonra-"
"Efe'm gelmiş!" Efe sırıtarak bakışlarını mutfak kapısına çevirdi.
"Merhaba, Merve teyze."
"Merhaba Efe, annen nerede?"
"Geleceğinden haberim yoktu."
"Günümüz var bugün oğluşum birlikte gelseymişsiniz keşke."
"Biz aslında ders çalışacaktık ama Arda'nın işi var gibi." Derin bir nefes alarak utana sıkıla cümlesini tamamladı. "Ben odasında bekleyeyim en iyisi."
"Yok öyle yukarıda beklemek falan." Oğluşunun sırtını sıvazlayarak gülümsedi. "Bak Arda'ya ne güzel yardım ediyor bana, hazır gelmişken seninde yardımın dokunsun azıcık."
"Şey-" Kadın Efe'nin cevabını umursamadığını belli edercesine oturma odasından ayrıldığında Arda sırıtmaya başlamıştı. "Ne gülüyorsun?"
"Hiç."
"Kafandakine gül sen." Efe yüzünü buruşturarak Arda'nın kafasına bağladığı örtüye baktı.
"Saç düşmesin diye bu tamam mı?"
"Hıhı anladım onu zaten." Merve hanım elinde başka bir örtüyle geldiğinde Efe sabır dilenir gibi tavanla bakışmaya başladı. "Bu ne ya Allah aşkına Merve teyze, gözünü seveyim bir seferlik sal beni olmaz mı?"
"Bir seferlik ha? Hep paçayı kurtarmanın bir yolunu buluyorsun bak, kırıyorsun beni cidden." Kadın yalandan dudağını sarkıttıktan sonra gülümseyerek örtüyü çocuğun eline tutuşturdu. "Bu sefer kaçışın yok vallahi. Arda, Efe'ye nasıl sarma sarılacağını gösterirsin. Vallahi kendi oğlum diye demiyorum elinin lezzeti bir başkadır. Geçenlerde bir börek yapmıştı-"
"Anne ne yapıyorsun Allah aşkına?"
"Ne yapıyormuşum canım oğluşum yalan mı yani?"
"Anneciğim tamam, yaptık bir şeylerde niye başkalarının önünde-"
"Ay haspama bak sen, başkalarıymış! Ne biçim konuşuyorsun Efe'm hakkında öyle? Birbirinizi sidikli günlerinizden beri tanımıyorsunuz sanki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEDEF: MUTLULUK ' bxb
أدب المراهقينOn ikinci sınıf öğrencisi olan ve sınava hazırlanan Efe, her şeyden ve herkesten uzak durmaya kararlıdır, bir kişi hariç, Arda. Arda, annesinin en yakın arkadaşının oğluydu ve kesinlikle çok zeki bir çocuktu. Çocuklukları birlikte geçmiş sayılırdı a...