Yirmi Dört

5.6K 327 6
                                    

Multimedya: Mina
'saklamanın ne yararı var'



24. Bölüm | Kurtuluş

Kayra'dan...

Hale'nin yaptığı telefon konuşmasından sonra çok geçmeden Bora'dan mesaj gelmiş ve bunun sonucunda kaldıkları yerin adresini öğrenmiştik. Mina'yı bulmuştum. Önümüzde artık bir engel kalmamıştı. Sevgilimi çok özlemiştim. Onu bir an önce yanımda istiyordum.

Başlangıçta pek gönüllü olmasakta bizim çocukların yanında kızları da getirmeye karar vermiştik.

Toplamda Bora'nın Hale'ye verdiği adrese üç araba gelmiştik. Aslında ilk başta kızları getirmeyi planlamıyorduk ama başta Hera olmak üzere hepsi de ısrar etmişti. Benim arabamda Serkan, Hera, Hale vardı. Emre ile Ekin bir arabada, Nur ile Doruk da bir arabada gelmiştik.

Yol boyunca Hale'yi Hera'dan korumaya çalışmıştım. Eğer ortalarına oturmasaydım, kesinlikle biz Bora'nın tarif ettiği yere gelemeden, mezarlığa giderdik. Yol boyunca kavga etmişlerdi. Daha doğrusu Hera, Hale'ye saydırırken, Hale hiçbir tepki göstermemişti. Serkan, "Tarife göre burası." dediğinde sağ tarafıma dönüp dışarı baktım. Yine iki katlı bir evdi. Mavi boyalı, iki katlı bir ev.

"Serkan biraz geriye park et. Bora şimdi üç arabayı görürse şüphelenebilir."

Arabadan indiğimde hemen arkamızda da diğerleri vardı. "Şimdi! Hale kapıyı çalıyor ve açtığı zaman direkt dalıyoruz beyler! Siz kızlarsa direkt evi aramaya başlıyorsunuz. Tamam mı?"

Beni onayladıklarında yutkundum. "Peki. Başlıyoruz!"

Hale'nin kolundan çekeleyerek yürümeye başladım. Kapıya geldiğimde zile bastım. Hepimiz sağ taraftaki boş alana geçtik. Kapı açılması ile birlikte bir ıslık sesi duyuldu. Hale, "Canım." deyip tam içeri giriyorken, bizimkilere el yapıp "Şimdi!" dedim. Hemen Hale'nin arkasından göründüğümde, Bora şaşırarak bana baktı.

"Sürpriz, orospu çocuğu!" Bir şey demesine izin vermeden yumruğumu yüzüne geçirdim. Burnundan gelen kanı hiç umursamadan altıma aldım ve vurmaya başladım. "Hera sen yukarı çık!" diye bağırırken vurmayı kesmemiştim. Hera afallamış bir şekilde bakarken "Durma! Haydi!" diye bağırdım. Kafasını salladıktan sonra yukarı çıktı. Ben hala yumruk atmaya devam ederken Serkan, beni durdurdu.

"Abi! Bırak ya!"

"Kayra sakin ol ve Mina'nın yanına git. Onu biz hallederiz." dedikten sonra güven verici bir şekilde bana baktı. Kafamla onu onayladıktan sonra yukarı çıkmak için adım attım. Derin bir nefes aldıktan sonra bir odaya girdim. Yatakta yatan Mina'yı görür görmez dizlerimin üzerine çöktüm. Yatağın başında duran Hera'ya baktım. Ağlıyordu.

"Hera... Bir şey mi oldu?" diye sordum.

Oturduğum yerden yukarı kalktım. Yatağın başına geldiğimde içeri Nur ve Ekin de girmişti. Onlara döndüm. "Yalnız bırakın beni. Hemen çıkın." dedim. Hera ilk defa itiraz etmezken üçü de kapıyı kapatıp çıktılar.

Yatağın bir kenarına oturdum. Mina'nın elinden tuttum. Teni normalde olduğuna göre biraz daha sıcak gelmişti. Gözleri kapalıydı. Üzerinde turuncu bir örtü vardı. Örtüyü üzerinden yavaşça sıyırdım. Üzerinde en son onu gördüğüm zamanki kıyafetleri vardı. Tek farkı kazağının yırtılmış olmasıydı. Yüzü bembeyazdı. Gözlerinin altı mosmordu. Ayrıca şişmişlerdi. Bunu gözleri kapalı olmasına rağmen anlamıştım. Vampirleri andıran bir görünümü vardı. "Mina?" diye seslendim, yumuşak bir ses tonu çıkarmaya çalışarak.

Hiçbir şekilde hareket etmezken bir kez daha seslendim. Bana hiçbir tepki göstermiyordu. Biraz ona yaklaştım. Boynundan kulağına doğru geçerken tenine masum bir öpücük bıraktım. Tekrar, "Mina." diye seslendim. Kesik kesik, "Beni... Rahat bırak... Bora." sesini duydum.

Hayatımı Değiştiren Sen 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin