Hayatımı Değiştiren Sen 2

Özel Bölüm | 1

Multimedya: Mina ve Kayra

Bölüm Şarkısı: London Grammer - Strong

| Özel Bölüm |

Aylar sonra...

"Çok heyecanlıyım!"

Elimi kalbime götürdüm. Sanki küçücük bedenimin içine sığmıyordu. O kadar çok hızlı atıyordu ki kalbim küçücük bedenime sığmayıp durabilirdi. O kadar heyecanlı hissediyordum. Boy aynasında duran yansımama baktıkça yüzümde oluşan gülümseme biraz daha, biraz daha ve biraz daha arttı. Olduğum yerde bir tur döndüm. Tekrardan aynaya baktığımda yüzümdeki belli belirsiz olan tebessümü biraz daha arttırdım.

"Harika görünüyorsun..."

Hayatımda duymayı sevdiğim şeylerin başını iltifat almak çekiyordu. İltifat almaya bayılıyordum. Beğenildiğimi duymak beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Egolu bir insan değildim ama iltifat almayı severdim. Boy aynasında kendimi izlemeyi kesip, Hera'ya baktım.

"Sen de harika görünüyorsun canım."

"Ay... Mina!" Hera, hızlı adımlarla yanıma ulaştı.

"Yavaş!" Odada ufak çaplı bir çığlık attım. Karnı burnunda olmasına rağmen hala eski halinden ödün vermiyordu. "Utku ve Buse için... Sabırlı ol! Birkaç haftaya kucağında olacaklar zaten. O zaman bol bol koşarsın!"

Az önce de Hera'yı uyardığım gibi gün içinde de çok uyarıyordum. Hamileliğin son haftalarına giderken, sabırsızlığını biraz daha çok belli etmeye başlamıştı. En başından beri erkek çocuk istiyorlardı fakat şans onlara gülmüştü. Biri erkek, biri kız, ikiz bebekleri olacaktı. İsimleri de Utku ve Buse...

Ekin ve Nur da yanıma gelmek için adım attıklarında, "Biz de! Biz de!" diye bağırdılar. Hera'nın koskocaman olmuş göbüşüne dikkat ederek birbirimize sarıldık. Gözlerimin dolmasını istemiyordum ama şu anda her an ağlayabilir bir pozisyondaydım.

"Hey! Kesin şunu! Ağlatacaksınız beni!"

"Nasıl sakin kalabiliriz ki! En yakın dostlarımız bugün evleniyor!"

Hera, elini karnına götürdüğünde, ne yapacağını hepimiz merakla izliyorduk. "Bakın çocuklarım! Doğmanıza iki hafta olabilir ama beni duyabildiğinizi biliyorum! Benim en yakın arkadaşım bugün gelin oluyor! En yakın arkadaşım Mina, gelin oluyor!"

"Acaba... Evlendiğimi duyurmadığınız birileri kaldı mı?" diye sordum tek kaşımı kaldırırken. Üçü de aynı anda kıkırdayarak, kafalarını iki yana salladılar.

"Ah! Tabii! Tahmin etmiştim!"

Ekin, "Haydi ama Mina. Düğün günü de mütavizilik yapacak değilsin ya!" dediğinde omzumu silktim ve gözlerimi devirdim.

"Mina ya... Çok güzel oldun ya!"

Nur'a döndüğümde biraz kıkırdadım. "Eee? Sizde Ada ile düğünü seneye yapmıyor musunuz?" diye sordum. Nur'a, en yakın arkadaşlarımdan olan Ada'yı ayarlamak sadece benim fikrim değildi. İlk önceleri bu fikrimi Hera'ya söylemiştim. Ondan da bir onay aldıktan sonra Ekin'e söylemiştik. Üçümüzün de çöpçatanlıklarıyla onları harika bir çift yapmıştık.

Mesaj bildirim sesi geldiğinde hemen gözlerimi etrafta gezdirdim. Ekin, "Benimki!" deyip koltuğa yönelirken, Hera da kıkırdamaya başladı. "Kocasındandır." dediğinde kalbim biraz daha hızlı çarpmaya başladı. Emre'den gelen mesajı bir an önce okumasını istiyordum. Çünkü bizimkiler sabahtan beri ortalıklarda yoktu.

"En fazla yarım saate buradalar!" dediğinde bir süredir tuttuğum nefesimi, ciğerlerime iyilik etme amacıyla geri verdim.

"İçimde garip bir his var..."