Bölüm 8: Yıldız Kayması.
Bölüm Şarkısı: Billie Eilish / Copycat
...
"Canım sıkıldı benim."
"Ne yapayım Rosè?"
Levi umursamaz sesiyle mırıldandığında yüzünden hiç belli etmesede içten içe yanındaki kızı sinirlendirmeyi seviyordu. Sigarasından bir nefes daha çektiğinde bitmiş olan izmariti, baş parmağı ve işaret parmağı arasında söndürmüş ve ileriye doğru fırlatmıştı.
"Beni buraya neden getirdiğini açıklayabilirsin mesela."
Genç kız Levi'yi sıkıştırmak için soru sorup duruyordu. Cevabı biliyordu ama bunu siyah saçlı buz gözlü adamın dudaklarında duymadan onu rahat bırakmak gibi bir amacı yoktu. Burası onun bilinçaltıydı. İstediği her şeyi yapabilir. İstediği her şeyi bilebilirdi. Yüzündeki sinsi gülümseyi saklamaya çalışarak, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi karşısındaki adamı sorguluyordu bu durum hiçte basit değildi.
"Biraz sessiz olur musun? Kafa dinliyorum burada."
Rosè yeniden gezdirdi gözlerini açık ve büyük bahçede. Yeşil çimler kocaman bahçeyi kaplamıştı. Bu bomboş bahçedeki tek ağaç ise, ikisinin yaslandığı geniş ve yaşlı bir meşe ağacıydı. Ayrıca biraz ileride fazlaca korkutucu duran bir kulube vardı. Levi sırtı ile beraber kafasını da ağaca yaşamış ve gözlerini kapatıp sessiz sessiz düşünüyordu öyle. Bugün Rosè dükkana geldiğinde daha içeri girmeden onu durdurmuş ve buraya getirmişti. Bu kıza neden böyle yakın olduğunu da bilmiyordu sadece içinden gelen derin bir samimiyet vardı. Pek takmamaya çalıştı bu durumu. Taksa bile genç kız yanındayken kendini kontrol etmesi garip bir şekilde fazlasıyla zor oluyordu zaten.
"Ah, öyle mi?"
Rosè sırıtmış ve fazla gürültülü bir nefes almıştı. Ellerini iki yana açıp ayağa kalmıştı. Karşısındaki kişiyle eğlenen tek kişi Levi olmamalıydı. Tam başlayacağını sırada Levi hızla ayaklanmış ve kızın ağzını eliyle kapatarak, Rosè'nin ağzından saçma sapan sesler çıkmasına neden olmuştu.
"Eğer şu kulubedeki adam bizi duyarsa bizi tüfeği ile vurur Rosè. Sakın."
Genç oğlan elini yavaşça kızın ağzından çektiğinde bir kaç saniye içinde yüzünü buruşturmuş ve hızla elini cebinden çıkarttığı mendil ile silmişti. Çünkü Rosè bu temizlik hastası adamın elini yalamıştı. Bazen fazlasıyla uyuz birisi oluyordu.
"Rosè yemin ederim iğrençsin!"
Sessizce kınayarak konuştuğunda Rosè kahkaha atmış ve Levi'ye dil çıkartmıştı. Şuan fazlasıyla eğleniyordu.
"Ben mi dedim sana ağzımı kapat diye?"
İkiside sessizce az önce ağaca yaslanmış oldukları yere geri oturmuşlardı. Genç kız kafasını yavaşça Levi'nin omzuna koyarken düşünmeden edemiyordu. Burada öyle mutlu ve huzurluydu ki. Hayatından gerçekten zevk alıyordu. Amacı ailesine hakaret etmek falan değildi ama ortada su götürmez bir gerçekte vardı; ailesi onu öylesine sıkıştırmıştı ki gerçek özgürlüğü ve gerçek eğlenceyi rüyalarında, bilinçaltı tarafından öğreniyordu. Sesli bir nefes verdi. Keşke sonsuza kadar burada kalsaydı. Tek başına büyüdüğü için fazlasıyla da bencil birisiydi bu yüzden rahatlıkla sonsuza kadar burada kalmayı isteyebilirdi.
Levi omzunda hissettiği ağırlık ile yüzünde bir kaç saniyeliğine çok hafif bir gülümseme belirse de bu durum çok hızlı gerçekleşmiş ve bitmişti.
Tıpkı yıldız kayması gibi.
Bu meşe ağacı ile çok fazla şey paylaşmıştı. Bazen düşünceler, bazen sevinç, bazen acı, bazen ise sadece küçük izmaritler. Ama her zaman sessizce onun yanında olmuştu bu ağaç. Evet bu bir ağaçtı, elbette sesi çıkmazdı ama Levi bunu pek umursamıyordu. Asla bir şeylerini anlatabilen bir insan olmamıştı zaten. Bu yüzden çevresinde pek fazla insan yoktu. Kim bilir belki de bu kıza o yüzden bu kadar yakın hissediyordu.
Ama içinde onu önceden tanıdığını idda eden bir his de yok değildi.
Yavaşça kafasını Rosè'nin kızıl saçlarını üzerine bıraktı. Öylece ve sessize karşıya bakıyorlardı. Genç oğlan kendini daha önce böyle bir kez bile düşünmemişken şuan böyle olmak, ona biraz ironik geliyordu.
Genç kız ise sessizce anın tadını çıkartmaya çalışıyordu. Çünkü uyandığında bunların sadece bir rüya olduğunu fark etmesi onu da fazlasıyla üzecekti. Bu yüzden gün boyu yatağından çıkmayacak ve duvarları izleyecekti. Ailesi ise kapının dışından endişeli gözleri ile kızlarına bakacaklardı. Bu durum her gün gerçekleşirdi.
Ailesi gün boyu kızının neler gördüğünü ve neler düşündüğünü bilmez, kız ebeveynlerini asla fark etmezdi. Kendini sadece rüyalarına odaklardı çünkü. O samimi evde herkes kendi cehennemini yaşıyordu.
...
Merhaba ben geldim gidiyorum.
Bu kurgudan hala şüpheliyim ama neyse. dmslzjxsçxjd
Oy ve yorum atmayı unutmayın :)
Kendinize iyi bakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman
FanfictionEğer hayatınızda istediğiniz her şeyi yapan bir aileniz varsa sizde hayali kahramanınız Levi Ackerman'ı rüyalarınızda görebilmek için her gece ilaç içerdiniz. Levi Ackerman Au.