Bölüm 2: Gülümseme.Bölüm şarkısı: Lauv / Never Not.
...
Genç kız tatlı bir heyecanla dün yürüdüğü sokaklarda ağır ağır yürümeye başladı. Bun durum onu çok mutlu etmesine rağmen bir o kadar da sinirini bozuyordu çünkü bu güzel olayların sadece bir rüya olduğunu bilmek yüreğinde anlamsız bir sinirin baş göstermesini sağlıyordu.
Dünün aksine bugün hava çok daha açık ve sıcaktı. Yolda ağır ağır yürümeye devam etti. Hangi ülke de olduğundan pek emin değildi aslında ama yine de eğleniyordu. Ailesi onun üzerine titreyip dururken burada ruhunun özgürlük hasretini giderdiğini biliyordu.
Tabii sadece rüyalarda.
Ailesinin bu korumacı ve dikkatli tavrına göz devirdi. Yirmi yaşına gireli bir kaç ay geçmişti ama evden markete giderken bile hesap vermek zorunda kalıyordu, hatta gidemiyordu çok sefer. Teknoloji o kadar gelişmişti, bir çok rolü robotik üstlenmişti ama ailesi onun gözünde hala değişememişti. Küçüklüğünden beri asla özgür olduğunu hatırlamıyordu rüyalarında birazcık dahi rahat veriyorlardı neyse ki. Genç kız düşünceleri yüzünden gerilen yüzünüzden düzeltti ve dün geldiği dükkanın kapısını hafifçe iterek içeriye zil sesinin dolmasını sağladı.
Genç adam çayları yerleştirmekte olduğu sırada kapıdan gelen zil sesi yüzünden kafasını kaldırdı ve kızıl saçlı kadını gördü. Gözleri onu baştan aşağıya süzerek kafasıyla bir selam vermeyin ihmal etmedi. Rosè ağır adımlarını bozmadan yavaşça Levi'nin yanına ilerledi.
"Günaydın Levi-san."
"Size ismimi söylemiş miydim?"
Genç adam şaşkınlığını belli etmeyerek sorduğunda genç kadının gülümseyen suratı bir kaç saniyeliğine bozulsa da dün farkında olmadan söylediğini geveleyivermişti. Söyleyemedi adama; sen benim zihnimin ürünüsün, aslında yoksun diye.
Levi Ackerman genç kızın küçüklüğünden beri hayaliydi.
Kendine göre bir arkadaş oluşturduğunda zihninde her şey o zaman başlamıştı. Ailesinin sıkılaşan kuralları, hayali arkadaşı Levi'nin onunla zihninin içinde konuşması. Beş yaşındaydı onunla ilk tanıştığında ve genç kız zamanla fazlaca bağlandı bu hayali arkadaşa. Ama yılın birinde, genç kız ergenliğin zirvelerindeyken hayali arkadaşı Levi, ortadan öylece kayboluvermişti. Genç kız buna anlam veremedi. Kendi zihninde olan bir şey, nasıl ondan izinsiz gidebilirdi ki. Buna anlam veremedi asla. Ancak Levi onun hayallerinden kaçsa da, her daim genç Kızın rüyalarına mahkumdu.
Çünkü eğer Rosè olmazsa Levi Ackerman'da olmazdı. Levi; Rosè'nin zihnine aitdi, her zaman.
"Bir kaşık lütfen."
Rosè, Levi'ye kibarca atacağı şekeri söylediğinde yüzündeki naif gülümseme duruyor ve dikkatlice adamın işini yapışını inceliyordu. Rosè, Levi ile ilk tanıştığı zaman her şeyleri aynıydı; doğum günleri, yaşları, boyları, sevdiği şeyler, şekerler, çayı kaç şekerli içtikleri bile aynıydı. Çünkü onub her hücresi genç kıza aiitti. Ve Levi, Rosè'nin onu son görüşünden beri fazlaca değişmişti.
Bu ne tür bir oyunsa ya da zihni onu nasıl kandırıyorsa bilinmez ama bu durum çok hoşuna gidiyordu. Genç kız çantasında ki küçük, içinde kurabiye olan kabı çıkarttı ve yavaşça tezgaha bıraktı. Önüne gelen saçlarını kısaca kulağının arkasına attı ve tatlı olmaya özen göstererek karşısındaki adama seslendi.
"Levi-san sana dün borçlandım ve ödemek istedim, lütfen kabul edin."
Siyah saçlı adam bir kutuya birde genç kıza baktı. Bu kız ona çok tanıdık geliyordu ama bir türlü de çıkaramıyordu kim olduğunu. Yüz hatları, vücudu, ses tonu, her şeyi ona birisini anımsatıyordu ama kimi anımsatıyordu hiçbir fikri yoktu. Genç kızın hevesli ve tatlı ifadesi yüzünden her ne kadar onun tatlı gülüşüne karşılık vermekte istese bunu yapmadı. Neden yapmadığı veya neden yapmak istediği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu ama sanki, o bir şeyi sevince bir şeye gülümseyince her şey çat diye yok olacak gibi geliyordu Levi'ye. Kendi gülümsemesinden korkuyordu neredeyse.
Kesinlikle batıl inançları olan birisiydi."Bu güzel ikramınız için teşekkür ederim hanım efendi. Acaba isminizi bahşedecek misiniz?"
Levi yüzünü monoton ifadenin devamlılığı için fazlaca çaba gösterirken bu saçma sapan şeyin ne olduğunu kesinlikle anlayamıyordu. Ve bu çabası çok fazla sürmedi ve yumuşayan ifadesi ile karşısında ki kıza bakıp kalıverdi.
" İsmim Rosè. "
Genç kızın hafif gülümsemesi yüzünden, genç adam daha fazla dayanamamış ve kendi iradesi dışında bir gülümseme bahsetmişti Rosè'ye. Ve o anda Levi'nin dükkanında çalışan iki çırak onun ilk defa gördükleri gülümseyen yüzüne şok geçirerek bakmış ve yanlışlıkla aynı anda ellerindeki fincanları çat diye düşürüvermişlerdi.
Levi ise her şeyin kontrolünün genç kızın bilinçaltında olduğunu bilmeden genç kıza gülümsemişti.
...
Not: Konunun Leonardo ile alakası yok, bu bölümün havasını o fotoğraf verdiği için koydum. Yanlış anlaşıma olmasın lütfen.
Not 2: Bölümleri medya ile okumayı unutmayın hee :)
Evett, bölüm nasıldı?
Olayları az çok kavramışsınızdır, ben kendim çok merak ve gizem sevmediğim için sizi de fazlaca merakta bırakmak istemedim bir sürü ipucu verdim ehhehe.
Kendinize iyi bakın!
Bu tatlış kurguya oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman
FanfictionEğer hayatınızda istediğiniz her şeyi yapan bir aileniz varsa sizde hayali kahramanınız Levi Ackerman'ı rüyalarınızda görebilmek için her gece ilaç içerdiniz. Levi Ackerman Au.