11 | Tatlı kız.

498 86 141
                                    


Bölüm 10: Tatlı Kız.

Bölüm Şarkısı: Tweny One Pilots / Stressed Out.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Genç kız derin bir nefes aldı ve keskin gözlerini tam ilerisinde olan masaya odakladı. Karışımlı oturmuş iki kızı gördükçe sinir katsayısı yükseliyor, istemsizce gözleri seğiriyordu. O iki kız deminden beri Levi'ye bakıp sırıtıyor, kikirdeşiyor ve sürekli yeni çay isteyip duruyorlardı. Ayrıca demin, Rosè onlara sipariş almaya gittiğinde; Rosè'ye değil, Levi'ye sipariş vereceklerini söylemişlerdi.

Bu kızlara aşırı sinir olmuştu. Kendi bilinçaltında bile sinirlenebiliyordu.

Derin bir nefes verdi bu sefer, karışmayacaktı akışa, bilinçaltı ne gösterirse o olacaktı. Kendisi ile bir antlaşma yapmıştı. Levi ona alışıncaya dek kesinlikle hiçbir şeye karışamayacaktı. Kapattığı gözlerini açtı ve sırf inadına o iki kızın çayını götürmeye koyuldu. Bugün dükkan çok kalabalık olduğu için Levi'ye yardım etmeyi teklif etmişti. Genç oğlanın ise bu durum fazlaca işine gelmişti.

"Buyurun kızlar."

Yüzünde samimiyetten uzak, samimiyetsizliğin adeta bir göstergesi olan gülümsemesi dururken genç kızlar kendi aralarında göz devirmiş ve Rosè'nin tüm sinirlerini hoplatacak kadar sinir bozucu bir şey yapmışlardı. Çaya eliyle çarpıp tüm çayın Rosè'nin üzerine dökülmesini sağlamışlardı. Rosè'nin elindeki tepsi hızla yere düşerken ağzından küçük bir çığlık kaçmıştı. Bir kaç kişinin bakışları onlara dönerken genç kızlar kıkırdamamak için zor duruyorlardı. Rosè o ikisi ile göz göze geldiği an kaşlarını çatmış ve yandığı için acıyan bacaklarını ve karnını hissetmemeye çalışırken hızla tezgahtaki çaydanlıklara dorğu gidiyordu.

Evet, düşündüğünüz şeyi yapacaktı.

Çaydanlıklardan birisini eline aldığında kararan gözlerini ve ne yapacağını tahmin eden Levi elindeki işini bırakıp hızla genç kızın yanına koşmuş ve bir eliyle çaydanlığı diğer eliyle de kızın belini tutarak onu durdurmuştu.

"Ne yapıyorsun, sakin ol."

"Üzerime çay döktüler, bilerek."

Rosè dolan gözleri ile Levi'ye baktığında Levi kızın bu tatlı duruşuna karşın yanaklarını sıkmamak için kendine gerçekten zor hakim olmuştu. Çünkü dolu gözleri kızarmış burnu ve büzülen dudakları ile birisi size öyle baksa sizde gerçekten kendinize zor hakim olurdunuz

"Tamam, tamam ağlama. Arkadaki odaya geç hadi kıyafet vereyim sana."

Sakin ses tonu ile onu durdurduğunda yavaşça elindeki çaydanlığı almış ve genç kızın geri gitmesini sağlamıştı. Mikasa hızla ikisinin yanına geldiğinde Rosè'ye yardım etmiş ve ona yolu göstermişti. Levi ise keskin bakışları ile iki kızın masasının önünde durmuş ve kendine hakim olamayarak konuşmuştu.

"Eğlencenizin sonuna geldiniz, şimdi burayı terk edebilirsiniz."

İki genç kız da olduğu yerde kalakalırken Levi kaşlarını kaldırmış ve o ikisine doğru bakmaya başlamıştı. İki kız üzerinde hissettikleri keskin gözlere daha fazla dayanamamış ve hızla oldukları masayı ve dükkanı terk etmişlerdi.
Adımlarını hızla arkadaki odaya yönlendirdiğinde endişeli veya korkulu değildi aslında ama Rosè'nin halini merak ediyordu. Bu kadar kolay mıydı diye düşündü kendi kendine. Ardından cevapladı, kesinlikle bu kadar kolay olamazdı.

"Acıyor ama karnım."

Rosè Mikasa'ya sızlanmaları ve iç çekmeleri ile çokta kontrolü bırakmış olduğu için pişmanlık duyuyordu. Aptal kızlar bilerek yapmışlardı. Rosè üzerindeki beyaz gömlek sapsarı kalmış, lacivert beyaz çizgili eteğinin ise rengi solmuştu. Tek bir isteği ile en pahalı kıyafetleri üzerinde bulundurabilirdi ama kendi kendine inat ettiği için ceremesini çekecekti.

"Ya Mikasa çok acıyor karnım."

Genç kız daha da ağlamaklı konuştuğunda Mikasa göz devirmiş ve konulmuştu soğuk sesiyle mırıldanmıştı. Genç kızın kıyafetini silmişti yeni kıyafet verecekti ama Levi'nin kıyafetlerinin nerede olduğunu bilmediği için şuan Levi'yi bekliyordu sadece.

" Levi ağabey gelir şimdi sana temiz kıyafet verir. Ben gidiyorum dükkan kalabalık bugün."

Rosè yavaşça kafa salladığında hala sessiz sessiz ağlama devam ediyordu. Bu tür durumlarda üzerine titrediği için ailesi pek bir tecrübesi yoktu ve canı çok fazla acıyordu. O iki aptal kız resmen yakmışlardı Rosè'yi. Ağlamaktan yanakları kıpkırmızı olmuştu.

Levi kapıyı çalmış ve içeriden gelen gel komutu ile ağırca içeriye girmişti. Genç kızın bu haline gülmek istese de birde kedisinin onu kızdırmasıne gerek olmadığı için yüz ifadesini hiç bozmadan yavaşça dolaba yönelmiş ve bir kaç yeri karıştırarak kıyafet aramaya koyulmuştu.

"Böyle hayranların olduğunu bilmiyordum Levi."

Levi Rosè'nin gerçekten sinirlendiğini ve canının yandığını biliyordu ama yine de bu durum ona fazlaca komik geliyordu. Kızın tatli hali ve siniri cidden komikti ama kıza gülüpte daha çok sinirlendirmek gibi bir amacı yoktu.

"Ah, evet buralarda kızlar arasında çok ünlüyüm."

Rosè'nin sinirleri daha da çok gerilirken kendine hakim olamayıp bağırmıştı.

"Bende çok ünlüyüm ama burada değil. Yoksa çok ünlüyüm yani."

Levi bir kaç kere gözlerinin kırpıştırmış içinden kahkaha atarken dışında aynı ifadesiz suratı ile kıza kıyafetleri vermişti.

"Bebek gibi mızıldıyorsun, üstünü kendin giyinebilecek misin?"

Levi dalga geçerek sorduğunda Rosè'nin ağlaması çoktan durmuş ve sinirle karşısındaki adama cevap vermişti, ağlamayı bıraktığını fark etmeden.

"Yah, Levi!"

...
Merhabaa ben geldim ve gidiyorum.
Bu bölümü kontrol etmedim çünkü okumaya dayanamadım çok saçmalamışım çünkü. Kusura kalmayın :3
Oy ve yorum atmayı unutmayın :)
Kendinize iyi bakın!

Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin