12 | Risk.

490 80 93
                                    

Bölüm 11: Risk.

Bölüm Şarkısı: BTS / Singularity.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Genç kız gözlerini yavaşça yanındaki adama değdirdi. Adamın sarı saçları loş ışıkta sarı sarı parlarken genç kızı ona baktığını fark etse de gözleri hala kartlarındaydı. Elindeki beş karta baktı dikkatlice. Hepsini çoktan ezberlemişti ama yine de onlara öyle bakmayı seviyordu. Sonuçta Erwin Smith kendini insanlara pek açmayan biriydi ve kimse onun garip hobilerinin ne olduğunu bilmezdi.

Şans daima Rosè'nin yanındaydı, o akışa müdahale etse veya etmese de şans hep onun yanında olurdu. Burası onun bilinçaltıydı. Elindekini kırmızı kartlar her nr kadar saçları ile uyumlu olsa da daha ona sıra gelmesine bir kaç kişi vardı.
Gözlüklü kadın kıkırtısını bastırmış ve boğuk gözleri ortamla uyum sağlayan adamın kulağına eğilerek fısıldamıştı.

"Kendilerini fazla mı kaptırdılar?"

Levi kartlarının görünmemesine özen göstererek yanındaki kadına dönmüş ve sert sesi ile uyarmıştı.

"Hange, önüne bak."

Kadının kafasından tutmuş ve önüne dönmesini sağlamıştı. Hange sırıtmış omuzlarını silkmişti. Levi buraya yanında bir kadın ile geldiğinde açıkçası başta şaşırmıştı ama öylece hiçbir şey demeden onun masaya oturduğunu görünce en yakın kumarbaz arkadaşını da alıp hızla o ikisinin yanlarına oturmuşlardı. Levi'yi oyun oynarken görmeyeli aylar oluyordu, Erwin ise artık fazlaca sıkıldığını söyleyip oturmuyordu bile masalara. Burası Hange'nin barı olmasına rağmen eskisine göre çok daha sıkıcıydı.

Sarı saçları ve mavi gözleri ile insana garip bir ürperti veren Erwin yüzündeki hafif gülümseme ile kartlarını açmış ve ortaya koymuştu. Genç kızda iyi kartlar olduğunu tahmin edebiliyordu çünkü karşısında bu işin ustası olmasına rağmen aşırı rahat tavırları bunu belli ediyordu ama Erwin genç kızın ondan çok daha şanslı bir insan olduğunu bilmiyordu.

"Sıralı Flosh."

Sakin sesi masada yayılırken Hange gözlerini kocaman yapmış ve bir karşısındaki adama birde elindeki kartlara bakıyordu. Bu herif her seferinde kartlarını yüksek açmayı başarıyordu. Hatta onun hile yapıyorsun olduğunu bile düşünmüştü ama herhangi bir kanıt bulabilmiş değildi.

Rosè'nin yüzündeki gülüş daha da büyüdü ve gözlerimi Erwin'den çekerek boş gözlerle ona bakan Levi'ye çevirdi. Boğuk mavi gözler ile titremişti adeta. Levi genç Kıza ifadesizce bakmıştı. Kendi kartları da pek iyi sayılmazdı, elini anca kente tamamlayabilmişti ama bunu belli etmedi.

"Öyleyse galiba kazanan benim, Flosh Royal."

Genç kız elindeki beş kartı hafifçe masaya atmış ve ellerini birleştirerek arasına yaslanmıştı, uslanmaz gözleri hala Levi'nin üzerinde geziniyordu. Levi duydukları ile kaşlarını kaldırdı. Rosè'nin kumarda iyi olduğunu tahmin etmişti, buraya gelmesindeki amacı da buydu zaten.

"Aslında masaya oturduğumuzda senin büyük bir risk aldığını düşünmüştüm."

Genç kız gözlerimin Levi'den çekmiş ve sarı saçlı ve kaybetmesine rağmen gülümseyen adama bakmıştı.

"Zaten öyleydi, risk."

Rosè'nin sesi sona doğru kısılmış ve gözlerini kaçırmıştı. Aslında bütün bu yaptıkları riskti. Bazen aklını kaybetmenin sınırından olduğunu düşünüyordu.

"Öyleyse bir oyuna daha ne dersin."

Erwin elinin kötü olduğunu yakınan Hange ve oyunu pek umursamadan bir şişe içki içmeye başlayan Levi'yi umursamadan Rosè'ye sormuştu.

"Akıllı bir insan aynı riski bir kez daha almaz derim."

Erwin'in yüzündeki gülüş büyürken hafifçe kıkırdamış ve izin isteyerek masadan kalkmıştı. Uzun sürenin ardından ilk kez oynamış vr kaybetmişti. Hemda daha yirmisinde bir kıza. Bu durum biraz komiğine girmişti. Bardan kendine bir şişe aldığında ağır ağır içmeye başlamıştı.

"İyi olduğunu tahmin etmiştim."

"Gözünde öyle kötü bir imajım mı var yoksa Levi-san?"

Rosè sırıtarak konuştuğunda Levi ona boş boş bakmaya devam etmişti.

"Olduğundan çok daha derin duruyorsun."

"Öyleyse boğulmanızı istemem."

Levi'nin ağzından bir 'hah' sesi çıkmış ve kaşlarını kaldırarak arkasına yaslanmıştı. Bu kız bazen fazlasıyla garipleşiyor ve ilgisini çekmiyor değildi.

"Bana ne kadar da değer veriyorsun öyle Rosè. Gözlerim yaşardı."

"Ağlamayın lütfen Levi-san. Sizi ağlatmak istememiştim."

Genç kızın ciddiyetten uzak sözleri ve mimikleri ortamın havasını garipleştiriyordu. Ama daha garip olan tek şey Levi'nin sözcükleriydi.

"İçimden bir ses bu işin sonunda ağlayacak olanın sen olduğunu söylüyor. "

...
Bölümleri düzenlemiyorum yazım hatalarını takmayın pek çünkü sıkıcı okumaya üşeniyorum xsmsodjdıdjd
Neyse diğer bölümde görüşmek üzere.
Size bir sır vereyim mi?
Bu hariç iki bölüm sonra final.
WİZPSMSOSKAPSMHCJSMSPZSMS
Neyse kendinize iyi bakın :)
Fikirlerinizi ve desteğinizi bekliyorum.




Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin