8
Bölüm 7: Özgür Ruhlar.Bölüm Şarkısı: XXXTENTACION / Everybody Dies In Their Nightmares
...
"Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değildim Rosè."
"Hadi ama Levi-san. Birazcık eğlensek ne olur."
"Davetli bile değiliz. Başımıza bela açarız."
"Bir şey olmaz."
Çünkü sen şuan kontrolün bende olduğunu bilmiyorsun, diye söyleyemedi Rosè. Belki de yalan söylüyordu ama bunu umursayacak kadar iyi kapli değildi. Bencil birisiydi, mutlu olmak için her şeyi yapardı. Zaten dipteydi, kaybedeceği hayallerinden ve rüyalarından başka bir şey yoktu.
Genç kız arkasında ki adamın elinden tutmuş ve sürükleyerek balonun olduğu köşke doğru ilerletmişti. Davetli olamadıkları bir baloya izinsiz girmeye çalışacaklardı. Levi ise bu duruma pek olur bakmıyordu açıkçası ama hep olduğu gibi yine de bu kızı reddedemiyordu. Sanki bir büyüydü üzerindeki.
"Hizmetlilerin girdiği kapıdan gireceğiz."
"Vazgeçmeyeceksin değil mi?"
"Hayır!"
Rosè neşeli sesi ile bağırdığında Levi omuzların düşürmüş ve genç kızın onu yönlendirmesine izin vermişti. Şuan istediği tek şey başına bela almamaktı. Ve çok garip bir şekilde; her şey planladıkları gibi gitmiş, hiçbir şey olmadan balo salonuna gidebilmişlerdi. Siyah saçlı oğlan kesinlikle hayret ediyordu, bu kızda kesinlikle bir reyler vardı çünkü her şeyi düzgün ilerliyordu. Belki de çok şanslı doğmuştu. Bunu takmamaya çalışarak ağır adımlarla asil görünmeye çalışarak koluna girmiş kızıl saçlı kız ile ilerliyorlardı.
"Bence bizim elit olamadığımızı fark etmeyecekler.".
Rosè kıkırdayarak konuştuğunda dediği gibi olmuş ve herkes onları takmadan eğlencesine bakmıştı.
"Ülke yıkımın eşiğinde ama bu soylular bu kadar parayı nerden buluyorlar hiç anlamıyorum. Ülke de kıtlık var. Halk ekmek bulamıyor. "
Levi kınayan sesi ile konuştuğunda Rosè'nin yüzüne bir gülümseme yayılmış ve sadece kendinin anladığı bir espiri yapmıştı.
"Ekmek yoksa pasta yesinler. "
Levi birkaç saniye boş boş bakmış ve genç kızın alnına işaret parmağı ile yavaşça vurmuştu. İkiside birbirine bakıp gülmüş ve en lüks, eski şarapların olduğu yere gittiklerinde hiç bozuntuya vermemişler yavaşça içmeye başlamışlardı.
"Acaba bunları almaya kalksak ne kadar isterler."
"Boşver keyfini çıkart işte Levi-san. Hergün çay, hergün çay içim şişmişti ya."
"Çaylarım hakkında doğru konuş, ölmek mi istiyorsun?"
Rosè sırıtarak omuz silktiğinde değişen şarkı ile ikiside birbirine bakmışlardı. Ağır bir şarkı çıktığında ortadaki boşluğu çoktan çiftler doldurmaya başlamıştı. Levi ellerini hızla genç kızın ellerini tuttuğunda ifadesiz yüzü ile onu ortaya doğru sürüklemeye başlamıştı.
"Beni buraya getirdiğine göre, dediklerimi yapmak zorundasın küçük hanım. Umarım dans etmeyi biliyorsundur."
"Senden çok daha iyi dans edeceğime iddaya girerim."
Levi kendisinin bu garip hallerine hayret etse de pek takmamaya çalışıyordu. Aslında böyle olmak ile ruhunu özgür bıraktığının farkına varıyordu, belki de ruhu genç kız yanında olduğu için özgürdü. Kim bilebilirdi ki. Kaybetttği ruhunu keşfetmeye başlamış gibiydi.
İkiside şarkı ile senkronize halinde dans ederken Rosè gözlerini kapatmış ve kafasını Levi'nin omzuna yaslamıştı. Siyah saçlı adamın elleri kızın belinideki tutuşunu biraz daha sıkılaştırırken ilk kez kendisini birisine bu kadar açtığını fark etmişti. Hemde kendisini açtığı insanı tanıyalı bir ay olmamıştı.
Rosè üzerindeki toz pembe modern elbisesi ve toplandığı kızıl saçları ile salonda büyük bir dikkat toplarken tüm odağı dans ve karşısındaki mavi gözlü adamdaydı. Rosè'nin pembe tüllü elbisesi öyle modern duruyordu ki, balo biter bitmez kontesler ve madamlar etrafındaki toparlanıp hangi terzide diktirdiğini soracaklardı. Tabii onu yakalayabilirlerse.
Tabii bilmiyorlardı, Rosè her şeyi ile beraber bir rüyanın içindeydi. Yani onlar için sadece bir hayaldi.
Şarkı bittiğinde ikiside ağır adımlarla kenara doğru ilerlemişlerdi. Buraya büyük bir heyecanla gelmiş olan Rosè'nin bile canı sıkılıvermişti. 19. yüzyıldaki partilerin böyle sıkıcı olmasını beklemiyordu. Keşke Levi ile 21. yüzyılda buluşsaydı. Onunla gerçekten, eğlenmek isterdi.
Genç kızın gözleri Levi'nin ceketini gördüğünde oradaki şarap şişelerinden birisini çaktırmadan almış ve adamın ceketinin içine sıkıştırdı.
"Canım sıkıldı, dışarıda içeriz."
"Bu kadar mıydı?"
Levi isyan edercesine konuştuğunda Rosè'nin kıkırtısı ile anında yumuşamış ve ses etmeden onun peşinden çıkışa doğru ilerlemişti. Ruhu kesinlikle fazlaca özgürdü bugün.
...
Helo ben geldim ve gidiyorum.
Ay için şişti bu bölüm saçma oldu biraz dmsoskddıd ama neyse yine de idare ederdi.
Bu arada Levi'nin garip hareketlerini hala yadırgıyorum
zçsldmsksm
Desteğinizi esirgemeyin.
Kendinize iyi bakın!
Aklımda canlanan elbise böyle bir şeydi, paylaşayım dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman
FanfictionEğer hayatınızda istediğiniz her şeyi yapan bir aileniz varsa sizde hayali kahramanınız Levi Ackerman'ı rüyalarınızda görebilmek için her gece ilaç içerdiniz. Levi Ackerman Au.