6 | Piyano.

695 83 80
                                    

Bölüm 5: Piyano

Bölüm Şarkısı: BTS / First Love

Bölüm Şarkısı: BTS / First Love

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Rosè ellerini yavaşça piyanonun üzerinde gezdirdi ve ortaya çıkan karışık melodiye kulak kesildi. Biraz eskimiş bir piyanoydu ama yeni piyanolara taş çıkartacak kadar güzel sesi vardı. Hafif bir kıkırtı bıraktı genç kız, melodinin kolları arasına. Levi ağır adımlarla genç kızın arkasından ilerledi. Odaya girdiği an gözüne çarpan ilk şey; odanın köşesindeki kahverengi piyano oldu. Bakışları ellerine indi yavaşça. Ellerini o tuşların üzerinde gezdirmeyeli uzun süre olmuştu. Gözlerini kırpıştırdı bir kaç kere. Onu özlemişti ama anlam veremediği bir his onu uzaklaştırmıştı. O piyano onun ilk aşkıydı ama onu zamanla ihmal etmiş ve unutmuştu.

Levi Ackerman nasıl Rosè'nin hayallerini terk ettiyse, zamanla da bu piyanoyu terk etmişti.

"Aslında Levi-san piyano çalabilirim ama çok uzun süre oldu ellerimizi gezdirmeyeli. İçimi hafif bir heyecan bürüdü."

Kızıl saçları pencereden vuran güneşle ışıl ışıl parlayan genç mırıldandığında, Levi kafasını bakmakta olduğu ellerinden kaldırmış ve piyanoya doğru eğilen genç kıza değidirmişti.

"Bu piyano hayatımda gördüğüm en sadık kişi Rosè, emin ol bir kere ona değersen kendini sana adayacaktır. O mükemmel bir ilk aşk."

Genç kız hafifçe gülümsedi, küçükken ailesi ona piyano öğrenmesini istediğinde çok sıkılacağını düşünmüştü ama en iyi ve en gerçek dışı arkadaşı onun yanında olup ona piyano çalmayı öğretmişti. Ailesi tek başına öğrenmesine çok şaşırmış ama çok mutlu olmuşlardı. Rosè her ne kadar Levi'nin öğrettiğini onlara söylese de dikkate alan pek olmamıştı. Belki de Rosè kurmuştu her şeyi. Kim bilir.

Genç kız piyanonun tozlu olmasını umursamadı ve önündeki küçük tabureye oturdu, üzerine hiç dikkat etmeyerek. Üzerinde ki kahverengi takım piyano ile bütünleşirken üstünün başının tozlanmasını pek umursamamıştı. Ellerini rastgele tuşlara gezdirmeye başladı. Ortaya çıkan melodi ilk saniyelerde hiçbir şey ifade etmese de bir sürenin ardından genç kızın tüm gücü ile gülümsemeni sağlamıştı.

Çünkü bu melodi, hayali arkadaşı, Levi Ackerman'ın ona öğrettiğini ilk şarkıydı.

Mavi gözlerinin tüm feri sönmüş genç kulağına dolan melodi ile durdu olduğu yerde. Bu melodiyi daha önce asla duymadığına emindi ama bu melodi öyle tanıdık geliyordu ki kulağa. Sanki bu eşsiz sesler piyano ve genç kızın ellerinden gelmiyor, Levi'nin yüreğinin en derinliklerinden geliyordu. Levi asla bilmediği ama her notasını tanıdığı melodinin ressamına ağırca ilerledi. Kendini çoktan teslim etmişti, ruhuna. Çünkü biliyordu; hiçbir şeyi bilmeyen ruhu değil zihniydi, ruh asla unutmazdı.

Rosè kendini melodiye kaptırmış çalarken ensesinde hissettiği nefes ile bir kaç saniye duraklasa bile hiç bozuntuya vermeden çalmaya devam etmişti bu şaheseri. Levi'nin kolları, genç kızın iki yanından piyanoya ulaştığında gözlerini kapatmış ve ezbere bildiği cennette parmaklarının gezinmeye başlamasına izin vermişti. Bu müziğin tek bir notasını dahi bilmiyordu. Bildiği tek şey, ruhunun asla unutmuyor olmasıydı.

Genç kız iki yanında hissettiği kollar ise fazlaca gerilse de dikkatini hiç dağıtmadan şarkının bitimine kadar çalmıştı. Levi'nin bu melodiyi hatırlaması onu çokça şaşırtmıştı. Kendisi bu şarkıydı 21. yüzyılda Levi'den öğrenmişken şimdiden Levi'nin aynı şarkıyı 19. yüzyılda hatırlıyor olması garipti. Ama bu durumu takmamaya çalıştı, biliyordu çünkü buradaki her şey ve herkes bir rüyadan ibaretti. Biliyordu buradaki hiçbir şey aslında yoktu.

Biliyordu ki burada her şeyin onun istediği gibi olmasının sebebi, aslında şuan her şeyin onun bilinçaltında olup bitmesiydi.

Ama umursamadı hiçbirini. Bunların hiçbiri gerçek olmayabilirdi ama mutluydu, yalan da olsa mutluydu. Bu yüzden takmadı. Her şeyi bilincine bırakmıştı.

Şarkı bittiğinde Levi bir adım geri çekilmiş ve Rosè'nin kalkabilmesi için yer açmıştı. Genç kız ayağa kalkarken konuşmuştu.

"Beni buraya getirdiğiniz için çok teşekkür ederim, Levi-san."

"Sadece içimden geldiği için."

Levi derin bir nefes aldı ve asıl aklını kurcalayan kelimeleri dile getirdi.

"Ben bu şarkıyı bilmiyordum Rosè ama birisi sanki ruhuma fısıldadı. Burada, bu köşede, bu kahverengi piyanonun önünde bir büyüye şahitlik ediyor bulunmaktasın."

...
Evetttt :)
Bölüm nasıldı?
Heheeh teorileriniz var mı?
Oy ve yorum istiyorum, lütfen destek olun.
Kendinize iyi bakın :)
B

u arada 19. yüzyılda yaşamadığım için kıyafetleri pek bilmiyorum ama victorian tarzında düşünüyorum bu yüzden resimleri bırakıyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin