13 | Soğuk.

475 81 101
                                    

Bölüm 12: Soğuk.

Bölüm Şarkısı: XXXTENTACION / The remedy for a broken heart.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Hava bugün fazlasıyla soğuktu. Rüzgar tüm hırsı ile genç kızın yüzüne doğru eserken genç kız soğuktan tir tir titremesine rağmen kendini bu soğuk balkondan alamıyordu. Soğuktan hareket ettiremediği ellerine baktı bir süre. Yüzünde garip bir gülümseme belirdi. Boş bakışları yıldızlara gitti. Bir kaç dakika baktı öylece, sonra güçlü bir kahkaha bıraktı soğuk geceye.

"İnsanlara ışık olup yol gösteriyordunuz değil mi? Peki neden gidiyorsunuz öylece?"

Sesi sona doğru kısılırken elindeki hapa gözleri değdi ve sinirle balkondan aşağı fırlattı onu. Sadece rüyalarından zevk alıyordu ama rüyalarında tattığı her güzel duygu karşısında, sanki boğazına sıkılan ellere bir yenisi daha ekleniyordu.

"Bu sefer ziyaret etme sırası sende, Levi. Neden gelmiyorsun?"

Genç kız yalpalayarak ayağa kalktı ve korkuluğa doğru ilerledi. Kafasını sarkıttı, ikinci kattaydı. Gözlerini soluk bahçede gezdirdi öylece.

"Bana hiç evini ve bahçesini de göstermedin zaten."

Her gün daha da silikleşen hayatı fazlasıyla acı vermeye başlamıştı. Sesler duyuyordu, ona fısıldıyorlardı artık. Kendiyle çatışıyor ve katlanamıyordu aynalara ama en ağırı, artık uyuyamıyordu.

"Sana açıklamak isterdim neden o kadar iyi oynadığımı; hiç arkadaşım yok olmadığından Levi, sen hariç. Küçükken sürekli kart oynardım seninle. Sen hatırlamıyorsun tabii. Sen öğrettin aslında bana oynamayı. Ama bunu ben biliyorum tek, annem bile inanmıyor sana. Ne kadar ironik değil mi, yüzüme gülüyor ama bana gram inanmıyor. "

Derin nefesleri artık boğazına acı vermeye başlamıştı kızın, hava fazlasıyla soğuktu ve üzerinde sadece bir bluz vardı. Gözleri kaydı bir kaç saniye, hızla tutundu demirlere, yeniden güçlü bir kahkaha patlattı.

"Sende yıldızlar gibisin Levi. Sende terk ettin ve gittin beni. Sen en yakınımdın, sen en yakın arkadaşımdın Levi. Neden gittin ki?"

Genç kız tiksinen bakışlarını yeniden gökyüzüne çıkarttı. Ellerini iki yana açtı ve düşledi kendi kendine, onun naif ellerinin, piyanoda eşsizce gezinen ellerinin saçlarında hafifçe gezindiğini düşledi.

"Yıldızlardan bu kadar nefret ederken gözlerinin bir yıldızı andırması fazla ironik."

"Senin saçlarında güneşi andırıyor Rosè. Kıpkırmızı gülleri de andırıyor. Acının kırmızısı, şehvetin gülleri ve güneşin parlaklığı. Ve güneşten nefret ederim, ona benzemenden nefret ediyorum. Tek olmalısın sen."

Genç kız gözleri kapalıyken hafifçe gülümsedi, yine sesler duyuyordu. Ama bu sefer onu delirtmek için değildi bu sesler. Bu sesler Levi'nin sesiydi, Levi'nin eşsiz ve soğuk sesi yankılandı genç kızın zihninde. Bu seslerin sadece zihnindeki olduğunun farkındaydı ama Rosè, bu daha çok acı vericiydi.

Rosè araftaydı. Hayat ona o sesleri verecek kadar yüce gönüllüdü ama o seslerin gerçek olmadığını da acı bir şekilde kızın yüzüne vuracak kadar zalimdi.

"Demek beni ziyarete geldin, bu ne güzel tesadüf ha, bence kader."

Rosè güçlü bir kahkaha patlattı ve duvara varıncaya kadar geri geri yürüdü. Sırtı soğuk duvar ile birleşince gözlerini açtı ve baktı hiçliğe. Yavaşça duvara sürtünerek kaydı gitti kalçası zemin ile buluşuncaya denk.

"Rüzgar ile dans etmek istiyorum ama o danstan sonra asla gönlüm el vermiyor, Levi. O gün çok güzeldi değil mi, çok güzel dans ettik değil mi?"

Rosè soğuk havada kesik kesik bir kaç nefes aldı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Vücudu soğuğa dayanıksızdı buna rağmen bu hırçın hava da burada oturuyordu Rosè. Soğuk iliklerine işliyordu. Biliyordu çok pis hasta olacaktı ama umursamadı.

Hem belki fiziksel acı bu zihinsel acının bitmesine engel olurdu.

"Biliyor musun çok fazla üşüyorum ama sanki asıl soğuk olan hava değil de aklım. Sanki rüzgar göğsümün içinde esiyor. Fazlaca acı vermeye başladı."

Kız dizlerini kendine çekti ve ellerini de onlara doladı, kafasını yeniden gökyüzüne çevirdi ve hiç sevmediği ama güzelliğine hayran olduğu yıldızları izlemeye başladı. Yavaşça diline dolanan şarkıyı da mırıldanıyordu.

"Sana aşık oluyorum..."

Bir kaç dakikanın ardından orta yaşlarda olan kadın açık balkon kapısını görünce kaşlarını çattı ve hızla adımladı soğuk yere. Kızını soğukta öylece gökyüzünü izlerken bulmayı beklemiyordu bu saatte. Hızla kızının yanına diz çöktü, fazlaca üşümüştü kız.

"Ne yapıyorsun sen burada?"

Annesi hiddetle bağırdığında Rosè bunu pek umursamadı ve omuz silkti ama annesinin fazlaca sinirli haliyle ayaklanmış ve konuşmuştu.

"Yıldızları izlemeye çıktım."

Genç kadın duydukları ile yutkundu ve kızı içeriye girdikten sonra bir kaç saniye donakaldı balkonda. Derin bir nefes aldı ve mırıldandı. Korkuyordu, kendi kızı Rosè'den deli gibi korkuyordu.

"Bugün hava kapalı ve bulutlu. Bir tek yıldız bile gözükmüyor oysa."

Son kelimelerini söyledikten sonra vücuduna sert bir titreme yayıldı ama bu titreme, soğuktan değil korkudandı.

...
Bu en sevdiğim bölümdü.
Fikirlerinizi ve teorilerinizi bekliyorum, finale iki bölüm kaldı.
Sizce nasıl bir son olacak?
Hiç mi bir şey çakmadınız?
Neyse kendinize iyi bakın!

Rüyalar Ve Gerçekler ❦︎ Levi Ackerman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin