Serhat her şeyi oracıkta bırakıp koşarak yukarı çıktığında arkasından son hız koşmaya ve sövmeye başladım.
"Ulan it Uğur senin yüzünden olana bak. Kendi bokuna beni de bulaştırdın. Seraaat, sevgiliiiiiiim, bekle beni bak göründüğü gibi değil olay. Lütfen hayatım izin ver anlatayım"
Serhat hiçbir dediğimi takmamış ve daha da hızlanarak koşarak odaya girmişti. Benim bağrışlarımla da diğer odalardakiler kafalarını kapının dışına çıkarıp neler olduğuna bakıyorlardı.
Onları takmadan Serhat'ın kitlediği kapının ardına çömdüm. Başımı kapıya yaslayıp göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Diğerleri de gelip benim karşıma oturmuşlardı. Onları umursamadan konuşmaya başladım.
"Sevgilim, şu an beni duyduğunu biliyorum, tamam aslında bilmiyorum ama hissediyorum. Beni dinlediğini ve aslında her zerrenin açıklama duymak için sana yalvardığını da hissediyorum. Umarım doğru hissediyorumdur çünkü eğer yanlışsa şizofreni tanısını alıp akıl hastanesine yatmayı sonuna kadar hakkediyorumdur.
Biliyor musun şu an ağladığını da hissediyorum hem de omuzların sarsıla sarsıla. Nasıl mı hissediyorum? Sen her ağladığında kalbim durmuş gibi nefes alamıyorum hiçbir şey yapamıyorum sanki boğuluyorum fakat elimden başka hiçbir şey gelmiyor. Seni görmesem bile bunları hissedebiliyorum.
O gördüğün şey, tamamen denk geliş ve yanlış anlaşılmaydı. Hani çekim sonrası çok dalga geçtik ya biz bu it oğlu it Uğur ile. Bu da Sefa ve onun hakkında dediklerimizi kafasına takmış.
Sen gidince salona inmiştim. O kendi kendine en kuytu köşeye oturmuş başını almış ellerinin arasına eğmiş başını düşünüyordu. Ona sövdüğüme bakma, çok hakkı var üzerimde veya üzerimizde.
Biz her tartışınca ona gittim. Oturdum saatlerce anlattım ona olanları ağladım yanında içimi döktüm ona, senin için. Aslında şimdi yine öyle sayılır bir nebze. O da burada ama tek fark bu sefer hem senin hem de diğer erkeklerin bu konuşmayı duyması.
Evet hepsi burdalar, dinliyorlar bizi daha doğrusu beni. Çünkü onlar senin sessizliğinin altında yatan cümleleri duymuyor anlamıyorlar. Ama ben sen konuşmadığında bile seni duyuyor, herhangi bir şey yapmadığında bile seni anlıyorum. Eğer bu şizofrenlikse varsın şizofren olayım.
Çok uzattım, çok dolandırdık yine dimi. Elimde değil. Aklımda olduğun her an daha önceki bir ana dair kapı açıyor zihnimde. O ana dönüyor beynim. O anı yaşamaya başlıyorum bir anda. Daha sonra o andan başkasına, sonra ondan bie başkasına ve ondan da başkasına geçiyorum.
Düşününce pek fazla anımız yok gibi duruyor değil mi? Daha birkaç aydır birbirini tanıyan bie çift ha? Pek öyle değil gerçekler. Youtube kanalını açtığından beri tanıyorum seni. O andan beri takip ediyorum seni. Her videonu defalarca izledim, instagram hesabını defalarca baştan sona inceledim.
Ve biliyor musun? Her seferinde Burcu'ya sinir oldum hem de çok. Anlamamıştım nedenini ama şu an biliyorum ki hissettiğim saf kıskançlıktı.
Uğur olayına geri dönecek olursam. Uğur'u dinledim ben de vefalı bir arkadaş olarak. Bu üzülmüş Sefa ile arasında olana. Onu üzdüğü için üzülmüş aynı benim seni üzdüğümde üzüldüğüm gibi.
Konuştuk biraz. Aklıma bir fikir geldi Uğur Sefa için bir sürpriz hazırlayacaktı. Baya iyi bir sürpriz olacaktı. Tam 1 saat incecik detayına kadar planladık. Tabii ki ona bu konuda yardım edecektim, bu resmen ona olan boyun borcumdu.
Her şeyi planladıktan sonra bir de prova yapalık dedik. Ah be sen geldin o sırada da sevgilim. Bana söylediğini duyduğun her şey onun Sefa için düşündükleriydi, ben de Sefa taklidi yapıyordum.
Ah be Serat'ım seni bu denli severken, sana bu denli aşıkken ben nasıl başkasına bakayım? Nasıl yapayım bunu? Sensiz bir hayat düşünemiyorum ki ben. Gelip yerleştim hayatımın ortasına, iyi ki de yerleştin. Seni çok seviyorum be sevgilim.
Beni dinlediğine eminim şu an. O nedenle bir kaç gecedir yaptığım gibi şarkı söylemek istiyorum sana...
Serhat?
Birlikte yaşlansak senle
Aynı eve çıksak
Şu an seni görmüyorum
Ama hissedebiliyorum seni
Önceden çok yakındık
Şimdi daha uzak
Neden biliyorum ki
Birlikte yaşlansak senle
Hep birlikte olsak keşke "
"Gel buraya barbaros"
"Birlikte yaşasak senle
Ya da hep beraber olsak
Arkadaşlıklar kalmış geçmişte
Şimdi konuşmaktayım sevgilimle
O kadar yalnızım ki, sensizlikte
Zaman akıp gitmekte"
"Korkuyorum sevdam gittikçe güçleniyor"
"Serhat
Bak ordasın kesin
Merak ediyorum seni
Sabırlı ol, diyorlar bana
Buradayım, dışarda
Gel yanıma
Yalnız ikimiz varız
Yalnız sen ve ben
Ayrılamayız ki
Birlikte yaşlansak senle"
Şarkıma kapının arka tarafından muhtemelen ağlamaktan sesi çatallaşmış olan Serhat da katılmıştı bana ayak uydurup. Kafamı aynı animasyonda olduğu gibi kilidin açılma sesini duydum.
Hızla ayağı kalkıp biraz mahçup duran Serhat'a kocaman sarılıp ağlamaya ve özür dilemeye başladım. O da benim gibi ağlıyor ve bir yandan saçlarımı okşuyordu.
Bir anda beni omzunda ayırıp gözlerime baktı, gözlerimin içine. Ellerini saçlarımdan çeneme ve yanaklarıma indirince bende omzuna sardığım ellerini beline indirdim.
Bir eliyle çenemi kavrayıp kendine doğru çektiğinde ona ayak uydurdum ve yaklaştım ona. Dudaklarımız özlemle ve aşkla buluştuğunda arkamızdan alkış ve ıslık sesleri geliyordu. Hiç bozuntuya vermedik.
Dudaklarımız ahenkle birbiriyle dans etmeye, aramızdaki bağı her geçen salise daha da güçlendirmeye devam ettiler. Nefes nefese ayrıldığımızda alnımı onunkine yaslayıp dudaklarına doğru "seni seviyorum" diye fısıldadım.
///////////////////////////////////////////
Ve işleri tatlıya bağladığımıza göre sonraki bölüm smut olabilir ha?
Size bir şeyler sormalıyım...
Her smut içinTop/Seme kim? Bottom/Uke kim?
Aynı bölümde 2 tane smut mu?/3 tane mi?
Bölümü beğendiniz mi?
Oylarınızı bekliyorum 💕
![](https://img.wattpad.com/cover/246031133-288-k982499.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basit bir şekilde
FanfictionDost, dost, dost... bu kelime neden bu kadar canımı yakmıştı ki?