"Sonunda be, sonunda aynı takımdayız!"
"Bir hafta ayrı kaldık be oğlum o kadar da uzun süre değil"
"Olsun oğlum, seviyorum ben seninle aynı takımda olmayı."
"Ben de seviyorum da abartmıyor musun Barbo"
"Yoo hiç de abartmıyorum. Ben acıktım yemek mi yapsak"
"Hadi düş peşime."
Ayrı geçirdiğimiz bir haftanın sonunda tekrardan aynı takımdaydık. İkimizde bu hafta ne olursa olsun aynı takımda olmaya kararlıydık. Ben çevremdeki herkese önce onu sonra beni almalarını tembihlemiştim. Kaptan Uğur da ilk Serhat'ı ardından da beni almıştı. Emir de kurabileceği en boktan takımı kurmuştu, bu hafta güzel geçeceğe benziyordu. Mutfağa inmemizle resmen flörtleşerek yemek hazırlayan Sefa ile Uğur'u gördük. Bugün bizim kütük Uğur Sefa'nın önlüğünü bile bağlamıştı. Bu hareket ikisi aradındaki garip gerginliği minimum seviyeye çekmişti. İkisini görmemizle birlikte kapıya doğru yöneldik. Anlaşılan dışarıda yiyecektik. Kapıdan çıkmak üzre olan Serhat'ı durdurdum ve portmantodan kendi montumu alıp ona giydirdim. Sonra da diğer montumu alıp üstüme geçirdim. Birlikte dışarı çıktık ve yürümeye başladık. Serhat elini montunun cebimden içeri sokmuştu. Elleri üşüyordu ve onu ben ısıtmak isterdim ama montum rolümü çalmıştı. Serhat elini bir anda cebinden çıkarıp elindeki buruşturulmuş peçeteyi gösterip "Gerçekten iğrenç bir insansın Barbo" dedi
"Ya oğlum ne iğrenci, bu montum en sıcak tutanı belli ki hastayken giyip akan mukusumu sildiğim peçeteyi cebine tıkıvermişim."
"Pekala, pekala. Nereye gidiyoruz"
"Döner mi yesek az ilerde çok güzel seyyar satıcılar var."
"Covid varken seyyar satıcıdan yemem ben"
"İyi de covid ağız yoluyla bulaşmıyor ki ama istemiyorsan markete gidip bir şeyler de alabiliriz."
"O daha iyi olur ya"
Markete girdik ve 6 bira, 2 sandviç, 2 de kurabiye alıp çıkmıştık. 6 bira almamızın sebebi daha sonra "ı have never" oynayacaktık. Furkan ve Emir'i de arayıp onları da çağırmıştık oyun için. 30 dakikaya yanımızda olacaklarını söylemişlerdi. Biz de sahildeki banklara oturup sandviçlerimizi yemiştik. Aramızda yarışma dışında pek bir konuşma geçmemişti. Kendi sandviçimi bitirdikten sonra paketini elimde buruşturup elimi Serhat'a uzatmıştım. O da kendi paketini buruşturup avcuma bırakmıştı. Az ilerideki çöpe atmaya giderken bir adet somurtan Emir ile ondan özür dileyen Furkan görmüştüm. Bu halleri beni gülümsetirken çaktırmadan arkama bakıp bana doğru hafifçe sırıtarak bakan Serhat'a bakmıştım. Bir anda ona doğru dönünce hızlıca irkildi ve önüne döndü. Yanına gidip oturdum.
"Emirler geliyorlar, gördüm"
"Bardak getirmeyi unutmadıklarını umuyorum"
"Valla Furkan'ın elinde bir poşet vardı ama bardak mı değil mi bilmiyorum."
"Öyledir"
"Emir somurtuyordu, Furkan ise gönlünü almaya çalışıyordu artık her ne yaptıysa."
"Kesin takımla ilgili laf etmiştir, Emir o konu hakkında ne kadar hassas biliyorsun."
"Ohooo Emir baksana bunlar gıybetimizi yapmaya başlamışlar"
"Her ne kadar şu an sana katılmak istemesem de haklısın."
"Her ne boksa. Başlıyor muyuz?"<<<<<<<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>>>>>
Bir sonraki bölüm tamamen oyun olacak. Bunu bir geçiş bölümü olarak düşünelim. Hiç kontrol etmeden yayınlıyorum hatalarım olabilir şimdiden kb. Yorumlarınızı ve oylarınızı benden esirgemeyin. 💕💕💕
![](https://img.wattpad.com/cover/246031133-288-k982499.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basit bir şekilde
FanficDost, dost, dost... bu kelime neden bu kadar canımı yakmıştı ki?