huit

802 42 27
                                    

-ikisinin de kaptan olduğu haftanın sonundan-

Serhat nişanlısıyla buluşmak için çıkmıştı setten. Geçenlerde telefonda çok hararetli bir ayrılık konuşması yapmışlardı. Bana kalırsa iki taradında haklı ve haksız olduğu yönleri vardı.

Belki bir sevgili olarak şu anda sevgilimi kıskanmam gerekiyordu ama içimde gram kıskançlık yoktu. Bunun sebebi ise Serhat'a belki de kendimden bile çok güvenmemdi.

Onu 2-1 yenmiştim. Eğer onu bu süre zarfında eğer onu tanıyabildiysem benden başkası onu yenseydi gerçekten çok ağır bozulurdu ve bu konu hakkında saatlerce konuşurdu ancak ben onu yenince pek bozulduğunu bozulsa bile pek laf etmeyeceğini düşündüm.

Ben haftanın, o gönüllerin kazananıydı. Ben de ona sürpriz yapmak için rakı sofrası kuruyordum Burcu'nun yanına gitmesini fırsat bilerek.

Hemen hemen her şeyi hazırladığım, rakıyı masaya götürdüğüm anda kapı çaldı. Koşarak açmaya gittiğimde gözlerinden yorgunluk akan bir adet penguen ile karşılaşmıştım.

Benden 2-3 santim kısa olan bu penguene sıkıca sarıldım ve alnından öptüm. Arkasına geçip gözlerini kapattım ve yönünü bulmasına yardımcı olacak şekilde onu kurduğum masaya götürdüm.

Masaya ulaştığımızda gözlerini açıp boynuna küçük küçük öpücükler kondurarak kulağına doğru ilerledim. "Sevgilim senin için kurdum, beğendiğin mi?" diye fısıldadım.

Küçük adımlarla bana döndüğünde gözleri dolu dolu, dudakları titriyordu.

"Serhat ne oldu? Yanlış bir şeu mi yaptım? Gerçekten özür dilerim. Çok özür dilerim, çok özür dilerim, çok özür dilerim, çok özür dile-"
Sözlerim Serhat'ın minik öpücüğüyle yarım kalmıştı.

"Barbo'm sen yanlış bir şey yapmadın ki. Ben fazla duygulandım sadece. Daha önce hiç kimse ben şef olduktan sonra benim için bu şekilde sofra hazırlamayı bırak önüme bir tas yemek koymadı. Ama sen, gizlice iddialaşmamıza ve bu iddiaya göre benim sana sofra hazırlamam gerekmesine rağmen bana bu güzelim sofrayı kurdun... benim için hiç kimsenin yapmadığını yaptın. Ben seni hakedecek ne yaptım?"

"Serhat, Serhat'ım gözlerime bak. İlk olarak bu ilişkide bir taraf diğerini hak ettiyse ben seni hakettim bu konu burada kapandı. Sana şunu söyleyebilirim ki sonunda sen varsan her iddiayı tersine çevirmeye varım."

Dudaklarımı titreyen dudaklara bastırdım. Dudaklarımı içtenlikle karşılarken elimi saçlarına atıp iyice derinleştirdim. Nefessiz kalana kadar birbirimizin dudaklarını kendimizinkilerle örttük. Hafifçe geri çelip alnımı alnına yasladım ve elimle masayı işaret ettim.

O otururken ben de eksik kalan birkaç ürünü ve buzları getirdim. Rakıyı onun sevdiği gibi tek değil double koydum. Ne de olsa yarın çekim yoktu ve tüm gece ayık olup ne yapacaktık.

Bunun yanı sıra ayıkken öğrenemediğim konuları öğrenmek için sarhoş etmem gereken bir adet sevgilim vardı. Örneğin beni sevdiğini o gün içmesek belki asla öğrenemeyeceğim ve ikimizde platonik olduğumuzu sanarak üzülecektik.

İki kadeh, üç kadeh, beş kadeh, 10 kadeh derken rakı ve masadakilerin %98'i bitmişti. Serhat'a göre daha az içtiğim için ona göre oldukça ayıktım ve merak ettiğim her şeyi sormaya başladım.

"Serhat beni sevdiğini nasıl ve ne zaman anladın?"

"Ben seni sevmiyorum ki..."

"Ne, nasıl, nasıl yani. Biz birlikte o kadar şey yaşadık hepsi yala-"

"Seni sevmiyorum çünkü her zerrene aşık oldum kalbim böyle pıt pıt atıyor yanımda sen olunca"

"O halde bana ne zaman aşık oldun?"

"Evdeyken, gözlüğünü takmıştın ve saçın ensenden topuzdu ayrıca birkaç tutam saç önlerden çıkmıştı, üstünde bir şey yoktu tüm dövmelerin açıktaydı. Altında ise gri eşofmanın vardı. Elinde mentollü sigaran ile pencerenin kenarında dururken arkandan vuruyordu güneş bu sırada benle konuşuyordun bir yandan. Ben de sigara içtiğim için yanyanaydık. Her konuşuşunda sigaranın hafif geniz yakan mentollü dumanı yüzüme vuruyordu. O an, orada Burcu'ya olan bağlılığımı devam ettiremeyeceğimi çünkü onunla tamamen mantık ilişkisinde olduğumu ancak hayatımda ilk defa birine karşı duygusal bir ilgi hissettiğimi anlamıştım."

"Vay be, etkilendim doğrusu."

"Barbaros sen?"

"Ney ben?"

"Sen bana ne zaman aşık oldun?"

"Tam tarihi bilmiyorum ama fark ettiğim günü anlatabilirim sanırım"

"Dinliyorum"

"Sigaram elime yüzüme gözüme her yanıma kaçmıştı o gün özellikle benimle ilgilenmiştin. Yüzüme belki de ilk defa dokunmuş ve ilk defa bu kadar yakınıma girmiştin. O gün kalbim o kadar hızlı atmıştı ki ben bile inanamamıştım. Kabullenmem biraz zaman aldı bu durumu ama bak işte şu an birlikteyiz."

"Evet, iyi ki de öyleyiz"

"Peki bu hafta için ne düşünüyorsun?"

"Biliyor musun sana çok kızgın olmam gerekiyor gibi hissediyorum ama değilim. Ayrıca artık karşında değil yanında olmak istiyorum bu kadar ayrı kalmamız beni psikolojikmen de yoruyor. Hem başka birine yenilmektense sana 3-0 kaybetmeyi ve üstüne elenmeyi bile yeğlerim. Buradan elenirsem de beni senin elemeni istiyorum başkası elerse eksik kalırım gibi geliyor. Ulan Barbaros ben böyle değildim ben çok hırslıydım buraya "basit bir şekilde" şampiyon olmaya gelmişken "basit bir şekilde" sana tutuldum. Yarışmanın başındaki Serhat burda olsaydı beni hırstan parçalardı yemin ederim. Bana ne yapıyorsun bilmiyorum ama her şeyim değişiyor. İyi mi kötü mü bilmiyorum fakat bunu istiyorum galiba. Aşk dediğimiz şey bu mu oluyor? Onu da bilmiyorum. Bu belirsizlik beni çok yoruyor tek bildiğim seni yanımda istediğim. Seni yaşam denen yolun sonuna kadar yanıma istiyorum."

"Sevgilim inan ben de senin kadar belirsizlik içindeyim. Ama şunu biliyorum ki birbirimizin yanında olduktan sonra aşılamayacak engel, çözülemeyecek sorun yok. Seni seviyorum"

"Ben de, ben de seni çok seviyorum"

Alnına bir öpücük kondurarak onu odamıza doğru götürdüm. Yatağı açtım önce onu yatırıp usulca yanına iliştim. Aklımda olan tek şey onu bir daha asla bu kadar belirsizlik içinde bırakmayacağımdı.

////////////////////////////////////////////
Bir önceki bölüme göre biraz fazla soft bir bölüm oldu.

sinanxosman senden rakı masası fikrini ucundan azıcık(!) çalmış olabilebilirim 🥺❤️

Umarım hoşunuza gitmiştir bölüm.

Yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın ✨

basit bir şekilde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin