vingt et un

424 26 33
                                    

"Barbaros?"

"Uğur'u ve Eray'ı alarak hata yaptım değil mi?"

"Aynen öyle yaptın. Uğur tam bir göt ve Eray da götü sıkışında iyi iş çıkarıyor."

"Bu hafta 4-0 sen de. Ezeceksin beni."

"Hey çekme bakayım o burnunu öyle. Gerekirse bilerek kaybettiririm takımı. Sıkma canını yavrum."

"Ona sıkmıyorum, kurduğum takıma kızıyorum. Tamam Eray'ın sözünü adam akıllı dinlediği tek kişiyim onu bir şekilde idare ederim ama Uğur... keşke onun yerine Sefa'yı alsaydım."

"Olsun ve oğlum, önümüzde daha neredeyse 2 ay var. Daha güzel takımlar kurarsın. Tamam mı?"

"Tamam. Barbaros?"

"Efendim?"

"Dışarı çıkalım mı? Nereye olursa olsun."

"Hadi gel şu önümüzdeki parka gidelim ama kalın giyin."

"Bu olur mu?"

"Hayır o çok ince yavrum. Al bunu giy."

"Asla hayır demem senin gibi kokan bir şeye"

"Hadi giyin de çıkalım."

Serhat benim kapüşonlumu üzerine geçirince kolumu omzuna attım ve evden çıktık. Eve 1.5 kilometre uzaklıktaki parka doğru birbirimizi hafifçe ittire ittire, gülüşe gülüşe ilerledik.

Parka gelince lambanın altındaki banka oturduk ve onun başını omzuma yaslamasına izin verip kolumu omzuna attım.

"Serhat?"

"Hıı?"

"Yarışma bitince ne olacak?"

"Ya sen, ya ben şampiyon olacağız?"

"Sonra? Bizi bir sürü zorluk bekliyor. Ne yapacağız?"

"Uyum sağlayacağız. Bizi kabul eden bir ülkeye gideceğiz. Evleneceğiz, belki çocuklarımız olacak. Şeflik kariyerimize devam edeceğiz. Elbetteki zorluklar yaşayacağız ama her şeyi beraberken çözeceğiz ve eninde sonunda yine birlikte olacağız."

"Bunu yapabilir miyiz gerçekten?"

"Tabii ki. İnanırsak tabii. Her şeyin bu yönde ilerlemesi tamamen bizim elimizde."

"Seninle birlikte olduğum için o kadar şanslıyım ki..."

"Ben de Barbaros, ben de çok şanslıyım."

"Serhat biliyorum bunun belki de yeri ve zamanı değil ama çok içimden geldi."

"İçinden gelen ne?"

Banktan kalktım. Yere diz çöktüm. Serhat'ın elini tuttum ve gözlerine bakmaya başladım.

"Sen, Serhat Doğramacı. Benimle birlikte yaşlanmaya, her Allah'ın günü beni çekmeye, her şeye benimle göğüs germeye, gerekirse benimle birlikte her şeyin karşısında durmaya var mısın? Benimle evlenir misin yani eğer istersen?"

"Evet, seninle evlenirim. Bunu her şeyden çok isterim."

"Seni seviyorum Doğramacı."

"Ben de seni çok seviyorum Yoloğlu, hem de çok."

Tuttuğum elinden beni kendine doğru çekti ve dudaklarımızı birleştirdi. Öpüşümüz gittikçe derinleşirken göğüslerimizin içinde delicesine atan kalplerimiz de birbirine karıştı.

Kalplerimiz birbirine karışırken biz iki beden de o tenha parkta geceye karıştık.

//////////////////////////////////////////

Biraz fazla uzuyor sanırım hikaye.

Maksimum 2 bölüme final yapmayı planlıyorum sonrasında da gelsin yeni kurgular.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💕

basit bir şekilde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin