1.0

1.1K 105 138
                                    

Min ji'yi salıncakta sallarken biri arkadan omzuma dokundu. Arkamı dönmemle Chanyeol'u gördüm.
"Chanyeol selam"
Dedim
"Selam"
Aşağıdan bana bakan çocuğa döndüm.
"Yeğenin mi ?"
Dedim gülerek
"Evet Do hwan"
Dedi

Yavaşça Hwan'ın boyuna eğildim.
Gülerek yüzünü inceledim. Masmavi gözleri bembeyaz teniyle harika görünüyordu.
"Merhaba Hwan ben Chaeyoung"
Dedim, uzattığım elimi tutup güldü.
"Bende Do hwan"
Dedi
"Sen ne kadar da yakışıklısın"
Dedim gülerek, o da güldü. Ayağa kalkıp Chanyeol'a döndüm.

"Çok tatlı birşey"
Dedim
"İşte aynı bana çekmiş"
Dedi, yavaşça koluna vurdum.
"Ego yığını"
Dedim
"Öyleyimdir. Huyum kurusun, çocuklar siz oynayın hadi"
Dedi Chanyeol
"Chanyeol Jim-"
"Selam"
Arkadan gelen sesle o tarafa döndüm.

Jimin gelmişti.
"Vay canına güzel gözlerim neler görüyor. Jimin sen parka gelirmiydin ?"
Dedi Chanyeol
"Geliyormuşum demek ki Chanyeol"
Dedi Jimin
"Hadi oturalım"
Dedim ortanın havasını yumuşatmak için ama pek işe yaramış gibi durmuyordu.

"Senin burda ne işin var ?"
Dedi Jimin Chanyeol'a yönelik
"Yeğenimi oynatmaya geldim"
Dedi Chanyeol
"Yani Seul'de milyonlarca park varken şansına bizimle aynı parka denk geldin"
Dedi Jimin
"Jimin kendi işine bak"
Dedi Chanyeol
"Bakmazsam ne olur ?"
Dedi Jimin

Jimin Chanyeol'a yaklaştığında aralarına girerek ellerimi Jimin'in göğsüne koydum.
"Min ji burda"
Dedim, o da bileğimi tuttu.
"Eve gidiyoruz"
Dedi, tam giderken Chanyeol'da diğer bileğimi tuttu.
"Hayır kalıyor"
Dedi, ikisi de bileklerimi sımsıkı tutuyordu ve benim canım yanıyordu.

Kollarımı ikisinden de hırsla çektim.
"Ne yapıyorsunuz ya ? Kaç yaşında insanlarsınız çocuk gibi davranıyorsunuz! Siz her karşı karşıya geldiğinizde benim canım mı yanacak ?!"
Dedim sinirle
"Chaeyoung"
"Rose"
İkisi de aynı anda bana seslendi ama umursamadan Min ji'nin yanına doğru yürümeye başladım.

"Bebeğim eve gidelim mi ?"
Dedim
"Olur unni, görüşürüz Do hwan"
Min ji Do hwan'a el salladıktan sonra onu kucağıma alıp yürümeye başladım.
"Chaeyoung!"
Jimin koşarak yanıma gelip kolumu tuttu.
"Nereye ?"
Dedi

"Eve gidiyorum"
Dedim
"Ben bırakırım"
Dedi
"İstemiyorum"
Diyerek adımlarımı hızlandırdım.
"Babam niye bizimle gelmiyor ?"
Dedi Min ji
"Şirkete geçecekmiş o bebeğim"
Dedim, kafa sallayarak omzuma yattı.

Parktan uzaklaştığımızda caddeden karşıya geçecekken önümüzde büyük bir araba durdu. Biraz geri çekildim arabadan maskeli birileri inince içimi bir korku kapladı. Arkamı döndüm tam kaçacakken biri beni tuttu. Bağırmak istediğimde ağzımı kapattılar. Min ji'yi kucağımdan almaya yeltendiklerinde ona daha sıkı sarıldım.

Bizi ayıramayacaklarını anladıklarında ikimizide arabaya soktular. Min ji ağlayarak bana daha sıkı sarıldığında ağzımı tutan adamın elini ısırdım. Adam inleyerek geri çekildiğinde adamlardan en uzak köşeye çekilerek Min ji'ye sarıldım.
"Unni korkuyordum"
Dedi ağlayarak
"Korkma, ben burdayım"
Dedim

Min ji'nin sessizce kucağımda ağladığı uzun bir yolculuğun sonunda araba durduğunda bizi eskimiş bi depoya soktular. Bizi zorla ayırdıktan sonra beni ahşap bir sandalyeye bağladılar. Kafamı toparlayıp Min ji'ye baktım.
"Min ji"
Dememle bana döndü.
"Ben burdan gitmek istiyorum unni birşeyler yap"
Dedi ağlayarak

"Sakin ol bebeğim çıkacağız burdan"
Dedim, içeri biri girince o tarafa döndüm.
"Demek ki Park Jimin'in o çok değer verdiği kızı sensin"
Dedi içeriye giren adam, Min ji'ye yaklaşırken dişlerimi sinirle sıktım,
"Bana bak ona dokunursan seni gebertirim!"
Dedim bağırarak

Gülerek yanıma gelip olanca gücüyle bana tokat attı. Bir anda uyuşan yanağımla gözlerimi yumdum. Ağzıma kan tadı geldiğinde yere tükürdüm.
"Yapabileceğinin en iyisi bu mu ?"
Dedim
"Sorma sahip nasıl beni geberteceksin küçük hanım ?"
Diyerek arkasına döndü.

"İkisini de çözün küçük kızı arkadaki odaya götürün Jimin gelmek üzeredir."
Dedi sırıtarak
"Efendim bunu ne yapalım ?"
Dedi beni gösterirken
"Onu da soyup dondurucuya atın yalvarsın, akşam güzel şeyler yaşayacağız"
Dedi sırıtarak

Yaktığı sigarasını dudaklarının arasına koyup bir kez çekip dumanı yüzüme üfledi. Bir tokat daha yedikten sonra dişlerimi sıktım. Gülümseyerek yüzümü tutup yan çevirdikten sonra elindeki henüz bitmemiş sigarayı boynuma bastırdı. Yakmanın verdiği acıyla çığlık attım. Adam sırıtarak sigarayı yere atıp depodan çıkınca odada tek bir kişi kaldı.

Adam bizi çözünce hızla Min ji'nin elini tuttum.
"3 diyince"
Dedim sessizce, o da beni onayladı. Adam yanımıza geldiğinde Min Ji'yi çözdükten sonra bana yöneldi. Ayaklarımı çözdüğü gibi özel bölgesine tekme attım. Adam inleyerek yere düştüğünde Min ji bileklerimi çözdü.
"3!"
Diye bağırdım.

Min ji'yle birlikte kapıya koşarken deponun kapısını açan Jimin'i görmemle gülümsedim ama gülümsemem fazla uzun sürmemişti. Sırtıma yediğim keskin acıyla kaşlarımı çattım. Jimin'in yüzü şaşkın bir hâl alırken kulağıma dolan sesler boğuklaştı. Dizlerimin üstüne düştüm. Yere düşmek üzereyken bulanık bakış açımdan gördüğüm son şey bana koşan Jimin oldu.

•Beautiful Caregiver•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin