●
7 GÜN SONRA
John, ofisinde oturup dışarıda ki sessizliği inceliyordu. En sevdiği şey Türk kahvesi alıp, kar tanelerinin yağışını izlemekti. Fakat bugün ne kar yağıyordu ne de yağmur. Gece olmasına rağmen sıcağın verdiği etki; ne kahve içiriyordu nede sıcak her hangi bir şey.
Bir süre sonra, sarı saçlarını 3 numaraya vurdurmuş olan Leonard kapıya tıklatarak içeri girdi:
“John bana yardım eder misin?”
John seyretmeye devam ettiği sessizliğe ara vererek Leonard’a doğru döndü:
“Evet Leonard,söyle bakalım.”
“6. Cadde deki cinayet hakkında bir şey sormak istiyorum. 2 haftadır üzerinde çalışıyorum fakat hiçbir şey bulamadım.
Bir türlü çözemiyorum. Yardımın gerek John.”
John, Leonard’ın elinde ki olan dosyayı uzanarak aldı ve içini açıp incelemeye başladı.
Kahverengi gözlerini yine çok hızlı bir şekilde oynatarak detayları arıyordu.
Dava şöyleydi ;
Yeni evlenmiş olan bay Frederick zengin,yaşlı ve şişman birisiydi. Bir gün spor yaptıktan sonra portakal suyunu içip zehirlenerek ölüyor. Karısı onu bu halde görünce hemen polisi arıyor. Bay Frederick’in ne düşmanı var ne de her hangi bir şey.
“Peki bu adamı kim öldürmek isteyebilir ki?”
John kendine bu soruyu sordu içinden. Kahverengi gözlerini dosyanın sayfalarını inceletiyor ve hızlı bir şekilde sayfaları değiştiriyordu. Birkaç dakika böyle devam ettikten sonra dosyayı hızlı bir şekilde kapatıp Leonard’a baktı
“Leonard! Bay Frederick’in oğlu veya mirasının kalacağı her hangi birisi var mı?”
“Yok John.”
“O halde karısı, Leonard. Zengin olmak isteyen genç bir kadın yaşlı,şişman birisiyle evlenir. Gerisi basit,adamı öldür miras senin olsun.”
Leonard,masanın önünde ki siyah deri koltuğa oturdu ve John’un masasında ki dosyayı alarak
“Emin misin John. Hiçbir delil olmamasına rağmen böyle bir şeyle suçlamamız adımı lekelemez mi?”
“Portakal aldığı yere git. Elbet kadın oraya gidip onlarla konuştu. Onlara biraz para göster veya şu mahkeme,hapis saçmalıklarından uydur. Elbet onlarda ötecektir.”
Leonard,siyah deri koltuktan kalktı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Kapının önüne geldi ve kapıyı açmadan önce John’a doğru döndü:
“Sekiz davası nasıl John? Bir gelişme yok mu?”
“Keşke az önce verdiğin dava kadar kolay olsa Leonard.Hiçbir şey yok. Tanıklar,kamera kayıtları,bağlantılar,düşmanlar.. Hiçbir şey yok. 1 haftadır araştırıyoruz ve hiçbir şey yok!”“Yardım etmek isterim John ama senin zekana ayak bağı olmaktan başka bir şey olamam.”
“Sorun değil Leonard.”
Leonard dışarı çıktıktan sonra John pencereye tekrar dönüp sessizliği incelemeye devam etti.
●
Dar sokakların karanlık tarafları arasından maskeli bir adam belirdi. Sokak lambasının ışığı adamın siyah pantolonuna ve siyah ceketine vurmuştu.
Maskeli adam bir süre etrafı inceledikten sonra tekrar karanlığa gömülerek 73 model mavi bir Ford pikabın yanına gitti. Pikabın bagaj kısmı beyaz bir örtüyle örtülüydü.Örtünün üstünde kan damlaları vardı.Maskeli adam Pikabın bagajına doğru geldi ve beyaz örtüyü kaldırdı.
Bagajda;8 ceset vardı. Hepsinin boğazı kesik ve 4 kadın 4 erkek.
Maskeli adam her birini teker teker sokak lambasının ışığı vurduğu duvara doğru yaslayarak yerleştirdi. Ardından 73 model mavi Ford’una binerek karanlığa tekrar gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ
Mystery / Thriller"Dünya'nın en iyi dedektifi, Dünya'nın en zeki katiline karşı." 8 günde 8 kişi öldüren bir katil,her şeyi "8" rakamına bağlayan bir psikopat, arkasında hiçbir delil bırakmayan bir profesyonel. John Brown, dedektiflik hayatı boyunca en gizemli davala...