●
John merdivenleri çıkarken elini cebine soktu ve anahtarları çıkardı. Evinin kapısının önüne geldiğinde kapının açık olduğunu gördü.
Karnına öyle bir ağrı girdi ki o anda aynı ağrı kalbinin daha hızlı atmasını da sağlamıştı.
Anahtarları cebine tekrar koyduktan sonra iç cebinde olan silahı çıkardı bu sefer.
Kapıyı yavaşça sağ eliyle duvara dayadı ve gıcırdama sesi duyuldu.
John bu gıcırdamayı hiç duymamıştı belki de fakat bu ilk duyması “Kahretsin” diye fısıldamasına neden oldu.
Kapıdan içeri girdi ve koridorda ilerlemeye başladı.
İlk oda sol tarafta olan televizyonlu odaydı. John,hızlı bir şekilde odaya daldı kimse yoktu ardından biraz daha ilerde solda mutfak vardı.
Mutfak ile televizyonlu odayı birleştirmeyi düşünüyorlardı aklına bu düşünce geliverdi bir anda. Ne kadar saçma bir düşünceydi? Şimdi neden böyle bir düşünceyle aklını doldurduğunu anlamadan mutfağa hızlı bir şekilde girdi fakat orası da temizdi.
Sırada ki oda tam karşısında olan yatak odasıydı. Ve bu odanın kapısı diğer kapıların açık olmasına rağmen kapalıydı.
John kapının önüne geldi “lütfen,lütfen o olmasın.” Diye fısıldamaya başladı.
Kapıya iyice yaklaştı ve titreyen ellerini kapının altın renginde ki koluna doğru götürdü.
Kapının kolunu iyice kavradı derin bir nefes aldı ve çevirdi.
Kapı açılmıştı. John, kapıyı ileriye doğru itti ve içeri girdi.
Tam karşısında gördüğü şey John’un kalp krizi geçirmesine neden olmuştu. 3 saniyeden bile fazla bakamadan yere yığılmıştı,John.
Gördüğü şey; Amelia’nın 8 parçaya ayrılmış bir şekilde duvara sabitlenmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ
Mystery / Thriller"Dünya'nın en iyi dedektifi, Dünya'nın en zeki katiline karşı." 8 günde 8 kişi öldüren bir katil,her şeyi "8" rakamına bağlayan bir psikopat, arkasında hiçbir delil bırakmayan bir profesyonel. John Brown, dedektiflik hayatı boyunca en gizemli davala...