Chanyeol'u misafir odasına götürüp yatağını açmıştım. Hemen yatıp uyumuştu koca bebek. Çok yorulmuştu sanırım yol yorgunu.Chanyeol hep benim destekçim olmuştu. En kötü anımda en kötü ruh halimde hatta ağlarken bile güldürebilirdi beni. Ona borçlandığım çok zaman vardı. Ama o hep vazifemiz diyerek asker selamu verirdi ben böyle deyince. Asla duygusala bağlamazdı , bağlayamazdı. Makara yapmakta da üstüne yoktu şebeğin. Horluyor bide uyurken! Ben ise uyuyamamıştım. Üstüme örgü bir hırka aldım telefonumu da alıp dışarı çıktım. Bahçedeki hamağa uzanıp yıldızlara ve aya bakmaya başladım. Ay şuan dolunay halindeydi. Çok güzeldi.Keşke keşke şu olanların hiçbiri yaşanmasaydı. Keşke Bangchan bana tekrar umut vermeseydi. Keşke ona hiç bu kadar bağlanmasaydım keşke onu hiç bu kadar sevmeseydim. Ama keşkelerden bir fayda gelmez insana. Ama en çok insanın duygularıyla oynanması koyar bence. Seviyormuş gibi yapmak ya da iki günlük heves için kırıp dökmek. Ben bunları düşünürken bir sesler duydum. Gelen çıtırtılar ile oturur pozisyona geldim. Biri gelmişti. Ayağa kalkıp bahçe kapısına ilerlediğimde onu gördüm. İstemdışı dolan gözlerime sinirlenirken beni fark edip dibime kadar gelmişti. Geriye doğru adım attım ama beni tutup kendine çekti. Akan gözyaşlarımı şuan umursayamazdım. Omzundan tutup itmeye çalıştım ama nafile. Sıkıca sarmıştı beni. Kafamı göğsüne gömdüm ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
-B-benimle oynama Bangchan. B-b-ben yapamam. Lütfen b-benimle oynama.
Bangchan : Herşeyi anlatacağım bebeğim herşeyi anlatacağım.
-N-neyi anlatacaksın?
Bangchan : Müsait bir yere geçelim istersen?
Başımı salladım birlikte hamağın hemen yanındaki sandalyelere oturduk.
Bangchan : Bunları anlatmak için geç kaldığımı biliyorum ama inan mecburdum saklamaya.
-Peki şimdi neden anlatıyorsun?
Bangchan : Babamla kavga ettim. Ben ben Sejong ile isteyerek birlikte olmadım Min Ah.
-N-nasıl yani?
Bangchan : Biliyorsun bizim şirketi. Sejong'un babası avukat. Babam bir haltlar yemiş. Sejong'un babasıda yardım edeceğini ama bir şartı olduğunu söylemiş.
-Neymiş o şart?
Bangchan : Sejong'un benimle evlenmesi. Bu şekilde beni ortadan kaldırıp şirkete ortak çıkacaklardı. Babam sadece şirketin geleceği için bunu yapmalısın dedi. Gerisinden haberim yoktu. Yaklaşık 1 saat önce ona Sejong'un yaptıklarını söyledim ve onu hapise attırdığımızı söyledim. Deliye döndü ve şikayetini geri çek diye tutturdu. Bende direnince kavga anında herşeyi söyledi. Min Ah ben cidden çok özür dilerim. Babam hep beni zorladı. Sejong'tan başkası olmaz dedi. Verdiğimiz söz-
Cebinden bir kolye çıkardı.
Bangchan : Hala geçerli mi?
Kolyeyi elime aldım gözlerim dolmuştu.
-Bu bu bizim kolyemiz.
{Flashback}
Chan : Hey Min bak sana ne aldım!
Min : Ne aldın Chan?
Küçük kız kendisine doğru heyecanla koşan küçük oğlana neşe ve merakla sormuştu.
Chan: Bak bu kolyede isimlerimiz yazıyor. Yani biz sonsuza dek böyle yan yana olacağız. Ve birbirimiza söz verelim hep birlikte olacağız ne olursa olsun ve kimseyle evlenmek yok. Ben seninle evlenmek istiyorum.
Min : Chan bu çok güzel bir hediye teşekkür ederim. Ve bende seninle evlenmek istiyorum.
Serçe parmaklarını birbirlerine tutuşturan iki küçük aynı anda "söz" demiş ve gülümsemişlerdi. Chan hemen kolyeyi Min'e taktı.
Chan : Doğum günün kutlu olsun Min!
Min : Teşekkür ederim Chan!
İkili birbirine gülümsemişti bir süre. Ardından da tekrar oyun oynamaya daldılar.
{Flashback End}
Bangchan : Hım?
Kusura bakmayın heyecanlı yerinde kesmek için biraz kısa yapmak zorunda kaldım ama ynaş bir günde üç bölüm yazıp attım olsun o kadar da değil mi? ^°^