Bölüm 13

81 6 1
                                    

Dün gece 3'e kadar bekleyip uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda ışık hızıyla Kaan'ın odasına gittiğimde Kaan'ı odasında uyuyorken bulmayı tahmin etmiştim ama yoktu. Büyük bir hayal kırıklığıyla aşağı salona indim. Belki orda uyuyakalmıştır diye ama yoktu. Bahçeye çıktım, banyoya gittim, teyzemin odasına gittim. Yoktu gelmemişti. Ayrıca teyzem de yoktu. Nerdeydi herkes. Odama gidip telefonumu aldım ve hemen Kaan'ın numarasını aradım. Çaldı , çaldı , çaldı. Açmadı. Kapatıp hemen teyzemi aradım. 4-5 kere çaldıktan sonra teyzemin sesini duydum "Asya?" dedi sorarmış gibi. Sesi çok kötü geliyordu. "Teyze nerdesin?" dedim aceleyle. "Asya kızım b-ben hastanedeyim." dedi ve devam etti "Kaan bir kavgaya karışmış ve bıçaklanmış" dediğimde ağzından bir hıçkırık kaçtığını duydum. Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissediyordum. Kulağımda sadece birşey yankılanıyordu "Kaan bıçaklanmış".

Hastanenin adını sorduktan sonra direk evden çıktım ve bir taksi çevirdim. Hastanenin önünde durduğumuzda şoföre parayı ödeyip hızlıca kapıdan çıktım. Koşarak hastanenin kapısına ulaştım. Danışmaya gidip "Kaan , Kaan Yılmaz?" dedim. "1.kat Ameliyathane'de" dedi ordaki kız. Hemen asansöre gidip düğmesine hızlıca birkaç kere bastım. Daha sonra merdivenlere doğru gidip ikişer ikişer çıkmaya başladım. İyide Kaan neden ameliyathanedeydi. Bu kadar ciddi miydi durumu ? Ameliyathanenin oraya geldiğimde teyzemin yanına gittim koşarak. Hemen sarıldı bana. Ağlıyordu , çok fazla ağlıyordu. "Ağlama teyze, söz veriyorum Kaan'a birşey olmayacak. Bizi bırakmaz o. Bunu sende biliyorsun. Ağlama lütfen" dedim. Gözlerimdeki yaşları durduramıyordum ama teyzem görmüyordu ağladığımı. Bana sarılıyordu. Gözlerimi silip teyzemi karşıma aldım ve " Nasıl olmuş olay? Biliyor musun teyze?" diye sordum kısık bir sesle. Gözlerini sildi ve nefes alış verişini düzenlemeye çalışarak "Kaan'ın gittiği biryer var biliyorsun. Orada bir kavga çıkmış. Çok büyük bir kavga. Bir tane çocukta bıçak varmış. Kaan'a saplamış" derken birkaç tane hıçkırık kaçtı ağzından. Tekrar sarıldım. Daha sıkı sarıldım. Biraz aynı pozisyonda kaldıktan sonra teyzeme oturması için koltukları gösterdim. O oturduğunda lavaboya gideceğimi söyleyip bahçeye çıktım. Hemen Eren'i aradım. Olaylardan sonra Kaan'dan Eren'in numarasını almıştım. 'gizlice' 

-"Eren , ben Asya" dedim

-"oh be Asya, Kaan'a ulaşamıyorum. Bi yardım et nolur" dedi dalga geçer bir ses tonuyla. Tabi hiçbirşeyden haberi yoktu.

-"Eren hastaneye gelebilir misin? Atatürk Hastanesi'ne?" diye sordum

-"Noldu? Noldu sana mı bişey oldu ? Yoksa Kaan'a mı? " diye sordu endişeli bir şekilde

-"Kaan bıçaklanmış" dedim çaresiz bir ses tonuyla. Bir yandan gözlerimden akan yaşlar durmak bilmiyordu.

-"Tamam hemen geliyorum bekle" dedi

Bahçede bir banka oturup dirseklerimi dizlerimin üstüne koydum ve başımı ellerimin arasına koydum. Kaan herşeyimdi. Bide onu kaybedemezdim. Bişey olmaz hem ona. Hep öyle derdi bana

--

"Asya bana birşey olmaz , beni daha tanıyamamışsın" dedi kendini beğenmiş bir ifadeyle

"ya olursa. sonuçta illaki karşına senden çok çok güçlü kişiler çıkacak. Onları yenemezsin ki" dedim

"Yenerim ben. Herkesi yenerim. Sen, bırakmaya hiç niyetim yok küçük hanım" dedi saçlarımı karıştırarak

--

Aklıma ben 10 yaşındayken yaptığımız konuşma geldi. Beni bırakmayacağını söylemişti. Kaan beni bırakmaz. Bana seslenen sesi duyup başımı kaldırdığımda Eren'in bana doğru koştuğunu gördüm. Yanıma geldiğinde ayağı kalktım ve ona sarıldım. Gerçekten sarılmak bana kendimi çok iyi hissettirirdi normalde ama şimdi hissettirmedi. Eren beni hafifçe ittirip "Durumu nasıl , noldu?" dedi. "B-bilmiyorum içeriye giremedim" dedim. Hafifçe sırtımdan kapıya doğru yönlendirdi beni. İçeriye girip "Merdivenleri çıkabilir misin yoksa asansöre binelim mi?" diye sordu. O kadar kötü mü görünüyordum? Biraz halime bakınca gerçekten kötü görünüyordum. Altımda pijama , üstümde spor bir atlet. Saçımdan hiç bahsetmek istemiyorum. "Merdivenlerden çıkabiliriz" dedim. Çıkarken biraz sendeledim ve Eren'in beni tutmasıyla dengemi sağladım. Kafamla teşekkür edip teyzemin yanına gittim. Eren teyzeme destek verirken aklımdan geçen birşeyi yapıp yapmamak arasında kalmıştım. Ateş'i aramalı mıydım? Sonuçta önceden çok yakınlardı. Kalktım ilerlerken telefonumdan Ateş'in numarasını çevirdikten sonra kulağıma götürdüm. 

"Evet" diye telefonu açtı Ateş

"Ateş ben Asya" dedim ve devam ettim "Şu yeni kız"

"Evet biliyorum kayıtlısın. Noldu?"

"Şey ımm ben şey hastanedeyim de acaba gelebilir misin diye soracaktım?" dedim çaresizce

"Neden?" diye sordu. Sorularıma soruyla karşılık verilmesinden nefret ederdim

"Çünkü Kaan şuan ameliyathanede. Atatürk Hastanesindeyiz. Seninde bilmen iyi olur diye düşündüm. Hani eğer gelirsen diye söyleyim dedim" dedim ve telefonu kapattım. Sebepsizce kızdım. Ama ters cevap vermişti. Zaten çok kötüydüm. Çaresizce tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Saçımı biraz daha düzgünce toplayıp teyzemlerin yanına gittim. Güçlü görünmek istiyordum. Herkesin yanında ağlamak istemiyordum.Teyzemin yanına gidip "Eniştemi aradın mı teyze?" diye sordum soğukça. "Hayır b-ben söyleyeme--" derken "Tamam ben söylerim, eniştemle konuşmaya gidiyorum ben" diyip biraz uzaklaştım onlardan. Peki nasıl yapacaktım. Ne diyecektim ki? Telefon çalmaya başladığında tırnaklarımı yiyordum-stresten- 

"Alo eniştecim meraba" dedim 

"Meraba canım, hayırdır noldu?" dedi hafif bir endişeyle

"Iıı şey ben birşey söyleyecektim de" dedim ve yutkundum. Gözümden bir göz yaşı dökülürken "Biz şimdi hastanedeyiz , Kaan bir kavgaya karışmış. Ameliyathanede şuan" dedim zorla. 

"Nee! Hangi hastanedesiniz Asya ?" dedi endişeyle. 

"Atatürk" dedim kısık bir sesle. Telefon kapanmıştı ama ben hala kulağımda tutuyordum. Gözlerimi yere sabitlemiş öylece oturuyordum.

Polis arabası sireni duyduğumda eniştemin geldiğini anladım. Birden kendimi topladım. Eniştem bana doğru koşarken ayağı kalktım ve teyzemleri işaret ettim. Teyzemin gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Eren orda kambur bir şekilde oturmuş yere bakıyordu. Eniştem de her an ağlayacak gibi duruyordu. Arkamı döndüğümde Ateş'in geldiğini gördüm ve aynı anda doktorda ameliyathaneden çıktı. Hemen yanına gidip durumunu sorduk ve doktor "Bıçak çok tehlikeli bir yere saplanmış. İçindeki organlara çok büyük hasar vermiş. Ameliyatta bunu düzeltmeye çalıştık fakat hastamız komaya girdi. Üzgünüm" diyip aramızdan geçerek gitti. Gözlerimi hiç kırpmadan karşıma bakıyordum. Ne demişti o doktor? Kaan komaya mı girmişti. Arkamı dönüp " Hayır şaka dimi. Kaan şaka yapmayı çok sever. Bu da bir şaka dimi. Ateş birşey söylesene. Şaka dimi" diye bağırırken Ateş'in üzerine doğru gidiyordum. O da çaresiz gözleriyle bana bakıyordu. "Ateş birşey söyle, şaka değil mi? Siz ayarladınız hatta. Birlikte ayarladınız. Şaka yapıyorsunuz" derken göz yaşlarım durmak bilmiyordu. "Yapmayın sakın şaka yapmayın. Söyle bana Kaan nerde? Nerden çıkacak? Cevap ver Ateş" diye bağırırken bir yandan da Ateş'in göğsünü yumrukluyordum. Ateş olduğu yerden bile kımıldamıyordu. Şok olmuş gibi bir yüz ifadesi vardı. Birden yere çöktüm ve ellerimi yere koydum. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. "Kaybedemem, bir kişiyi daha kaybedemem. Lütfen Kaan , lütfen" dedim fısıldayarak. Dizlerimi kendime çekip başımı bacaklarımın üstüne yasladım. Ağlamamı durdurmak istiyordum ama durmuyordu. Belimde bir el hissedince kafamı yavaşça kaldırdım ve o elin Ateş'e ait olduğunu farkettim. O da yanıma çökmüş tek eliyle bana sarılıyordu. Yaklaşık yarım saat falan öyle durduk. Eniştem teyzemi kantine indirmişti. Eren dirseklerini dizlerine yaslamış duruyordu. Kaan'ı görmeliydim. Ateş'e dönüp "Kaan'ı görmeliyim. Gösterirler mi bana?" diye sordum kısılmış sesimle. "Ben bir doktorla konuşayım" dedi samimi bir sesle ve ayağı kalktı. Bende ayağı kalkıp Eren'in yanına oturdum. "İyileşecek değil mi?" diye sordum. " Evet iyileşecek. Çünkü o Kaan Yılmaz" dedi buruk bir gülümsemeyle. Ateş'in bir hemşireyle geldiğini gördüm "İçeri girip Kaan'ı gör hadi, hemşire seni hazırlayacak" dedi. "Teşekkür ederim" diye fısıldadım ve hemşireyle gittim. Hemşire bana steril yeşil kıyafetler verdi ve giyinmemi söyledi. Maskemi takıp ameliyathaneye girdim. Yatıyordu. Heryerinde kablolar vardı ve öylece yatıyordu. Gözleri kapalı. Yavaşça yanına gittim ve elini tuttum..

----------------------------

Sizce Ateş Asya için mi Kaan için mi hastaneye geldi? 

Kaan iyileşecek mi?

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum çok çok öpüyorum hepinizii :**

Cennet GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin