Bölüm 8

106 10 0
                                        

Sabah yoğun bi baş ağrısıyla kalktım. Dün , çok güzeldi. Yemeklerimizi yedikten sonra içkiyi sanırım fazla kaçırmıştık. Kaan çok fazla içmemişti. Tüm sorumluluğum ondaymış gibi hissediyorum. Hiçbi zaman güvenimi boşa çıkarmıyo , benim için fazla içmiyo , gece uyuyunca gelip kontrol ediyo , okula o bırakıyo , her zaman o yanımda oluyo. Gerçekten Kaan herşeyimdi. Ve sanırım Kaan da annesinden çok benimle zaman geçiriyodu :))

Üstüme NIRVANA tişörtümü , altıma da dar siyah kot pantolonumu giyip aşağı indim. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Kaanla çıktık ve hergün yaptığımız gibi arabaya binip okula gittik^^ Kaan Ateşle olan olayları öğrenirse gerçekten bana çok kızardı. Ona anlatmamıştım , anlatmamakta haklıydım , kavga etmesini istemiyodum. Gerçekten Kaan sinirlerine hakim olabilen biri değildi ve gördüğüm -öğrendiğim- kadarıyla Ateş'te öyle.. Özellikle konu ben olunca Kaan gerçekten bi aslan gibi kükrüyodu.Daha önce yaşadım emin olun ^^ Okulun önüne geldiğimizde Kaan'ı öpüp arabadan indim.

Bahçede okula doğru yürürken Ateş'in de yanımda yürüdüğünü farkettim. "Sevgilin miydi ? " dedi. Kimden bahsediyodu , Kaan'dan mı ? Döndüm ve "Kaan mı ? Ah hayır kuzenim" dedim. Birden yüzü düştü , oysa neşeli görünüyodu. "Noldu , iyi misin?" dedim. "E-evet sadece bişey aklıma geldi , herneyse iyiyim" dedi ve o eski sert bakışlarına geri döndü. Onu ilk defa kekelerken görmüştüm. Aslında pek çok gördüğüm söylenemez ama en azından gördüğüm kadarıyla demeliyim. "Anlatmak ister misin?" dedim. "Hayır" dedi sert ve keskin bi sesle. Önüme döndüm ve yürümeye devam ettim.

Sınıfa girdiğimizde herkes bize bakıyodu. Sinem ve Nazlı dahil herkesin yüzünde şaşkınlık vardı. Nedendi ki? Sırama çantamı koyduktan sonra Sinem ve Nazlı'nın yanına gittim. "Kızım siz birlikte mi geldiniiiz??" dedi hemen Sinem. "Hayır bahçede yanımda geldi birlikte yürüdük sınıfa kadar " dedim. Sinem "ağağağağ inanmıyoruuum " diyerek Nazlı'ya eliyle çak işareti yaptı ve bişeye sevindiler. Hala ne olduğunu anlayamamıştım. En sonunda "Nolduu?" dedim ve Nazlı"Ateş ilk defa bi kıza böyle davranıyo , sana aşık mı oldu nolduu? dedi. "Yok artık." dedim. "Beni tanımıyo bile ya , ne yazdınız kızlar" dedim ve geçiştirdim. Kızlara kalsa bu konuşmanın sonu Ateşle benim evliliğime doğru giderdi yoksa..

Ateş'in ağzından :

Ders geçmek bilmiyordu. Yan tarafıma baktığımda dünyalar güzeli kızı görebilirdim. Ama istemiyodum. Bağlanmak istemiyodum. Bidaha aynı şeyi yaşamak istemiyodum. Asya gerçekten çok güzel bi kızdı. Saf ve temizdi. Şu günlük olanlardan değildi. Gerçekten beni kendisine çeken bişey vardı. İlk gördüğümde farketmiştim bunu. Ama bundan önceki gibi olmasına izin vermeyecektim. Bidaha yapamam. Yine aynı şeyler olacak 'bi kızı sevicem, ona güvenicem. Herşeyimi ona adıycam ve o beni terkedicek' Olacak olan bu. Kimseye güvenemezdim artık. Üstelik Hayatıma başka birini sokmayacağıma söz vermiştim kendime. Sözümü tutacağım ve Asya'yı hayatıma sokmayacağım .

Zaten zarar gören o olacak. Benim başımda o kadar çok bela varken ona sahip olamazdım. Elbet zarar gelecekti ve ben buna dayanamazdım. Pek duygularımı gösteren biri olmadığım için dışardakiler beni 'duygusuz' olarak bilirlerdi. Belki de böylesi daha iyiydi. Çünkü hayatınma birini sokmamaya kararlıydım. Kafamı hafif yana doğru çevirdim ve cennet gibi bi yüz gördüm. Gerçekten melek gibiydi. Ama aklımı karıştırmasına izin vermeyecektim. O yüzden başımı hemen camdan dışarıya döndürdüm. Bi kere de mutlu olamıycakmıydım ben ?

Asya'nın ağzından :

Derse girmiştik. Gerçekten çok sıkıcıydı. Arada Ateş'in bana baktığını hissediyordum ama ben ona bakmıyordum.

Ağırdan almak istiyordum kendimi.

Son derste bitince eve gitmek için otoparka doğru yürüyorduk. Selin'in arabasına bindik ve beni eve bıraktı.

Evde boş boş oturuyorken telefonum çaldı. Yabancı bir numara olduğu için açmadım. Ama sonra ısrarla 2 kere daha arayınca açtım. "Efendim?" dedim.

"Asya? "dedi kim olduğunu bilmediğim kişi, sesi çok tanıdık geliyordu.

Tekrar " Efendim? "dedim.

" Saat 8de sizin eve en yakın olan parka gel "diyip telefonu kapattı. Kim olduğu hakkında bir tahminim vardı ama numaram onda ne arıyordu ve neden parka gelmemi istiyordu? Zaten Ateş asla böyle bişey yapmazdı. Ama ya oysa. Üstüme kalın bişeyler alıp çıktım. Parka doğru ilerliyordum . Bana takılan birkaç öküzü umursamadan ilerledim. Parka gittiğimde gördüğüm kişi, o olamazdı dimi.

Gördüğüm kişi karşımda duran kişi Ateş'ti. Hızlı kalp atışlarımı ve düzensiz nefes alış verişlerimi düzenleyemiyordum.

Cennet GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin